ACININ VE GÖZYAŞININ DİLİ DİNİ IRKI OLMAZ…
Bazen kendinizi inzivaya çekersiniz, oturup düşünürsünüz.
Kendi kendine vicdan muhasebesi yaparsınız. Eğriyi doğruyu, gerçeği yalanı tartarsınız adalet terazinizde.
İnsan olduğunuzu hatırlar, fıtratınızda iyilik olduğunuzu anımsarsınız.
İşte böyle bir hal içindeyim.
Her yerde, Filistin’de, Afganistan’da, Doğu Türkistan’da, Irak’ta, Suriye ‘de, Myanmar’da insanlık kıyımı yapılıyor. Hem de tüm Dünyanın ve insanların gözlerinin önünde ve biz sadece dua ederek seyrediyoruz. Çünkü fazlası gelmiyor elimizden.
“Kötülerin kazanması için, iyilerin seyirci kalması yeterlidir.” Der Edmund Burke ve öyle de oluyor. Sadece seyrediyoruz. Kimimiz bir oyun gibi, kimimiz haber izler gibi, kimimiz de film izler gibi seyrediyoruz. O kadar şiddete alıştırıldık ki kimimiz hiç yadırgamıyor yaşanan katliamları…
Birçok Ülke geçmiş yıllarda yapmış oldukları soykırımlar için günah çıkartırken, İsrail’in nasıl bir donulmazlığı varda, dünya barışını sağlamaktan ve korumaktan bahsedenlerin gözleri önünde, Sivillerin, İbadethanelerinin, hastanelerin üzerlerine bomba yağdırarak, uluslararası antlaşmaları çiğneyerek alenen yaptığı savaş suçuna ve soykırıma tüm dünya bilhassa Müslüman Ülkeler sessiz kalabiliyor.
İsrail ordusu koskoca yalanlarla sivil halkın yanlışlıkla vurulduğunu söylüyor. İsrail’in kaç yanlışı tüm dünya insanlarının içindeki doğruları götürdü acaba ya da yaşanılanlar karşısında Dünya Ülkelerinin harekete geçmesi için İsrail’in ne kadar daha yanlış yapması bekleniyor.
Gerekçesi, dili, dini, ırkı, rengi ne olursa olsun, hiç kimse bana küçücük çocukların ölümünün izahını yapamaz.
Haksızlıklar karşısında lal olmuş dilimizi çözerek içimizde ki, ölen ve öldürülen insanlığımızı, dua ederek tekrar ayağa kaldırabilmemiz dileklerimle….
Abdulkadir yılmaz
Bu içeriğe yorum yapan ilk siz olun!