banner238

banner228

banner220

banner245

banner246

banner247

banner314
29 Mart 2024 Cuma

6 ay çakarlı araçla para taşıdık

Bahşiş Üzerine

14 Ekim 2013, 18:16

Bahşiş Üzerine
“Bahşiş vermem çünkü toplum vermem gerektiğini söylüyor. Bahşişi hak edene bahşiş veririm. Eğer gerçek bir çaba sarf etmişlerse bir şeyler veririm ama otomatik olarak bahşiş vermek kuşlar içindir. Onlar sadece işlerini yapıyorlar.” [Mr. Pink. Reservoir Dogs / 1992]

Bahşiş söz konusu olduğunda Bay Pembe’nin bu unutulmaz repliği gelir hep aklıma. Kim hoşlanır ki bahşiş vermekten. Bazen Bay Pembe gibi düşünür çoğumuz.

Türk Dil Kurumu bahşiş kelimesini şöyle tanımlamış: Yapılan bir hizmete ödenen ücretten ayrı olarak fazladan verilen para kahve parası.
Aslında hizmet üstü bir hizmet görünce bırakırız bahşişi. Bazen de bahşişi daha iyi bir hizmet için sipariş öncesinde veririz.
Bazı meslekler vardır ki maaşı alınan bahşişlerin yanında çerez parası gibi kalır.

Bu mesleklerin en başında garsonlar berberler yer göstericiler ve taksiciler gelir.
Bahşiş deyip geçmeyin. Öyle bir konu ki bazı ülkelerde yasalaşmış durumdadır. Bazı ülkelerde ise çok alması da vermesi de nerdeyse ayıptır.
Bahşiş geleneğinin olmadığı tek Avrupa ülkesi Danimarka’dır. Uzak Doğu ülkelerinden Malezya ve Tayland’da ise bahşiş bırakma âdeti yoktur.
Bir gün yolunuz Vietnam’a düşerse (bir insanın Vietnama niye yolu düşer orasını bilmiyorum) sakın bahşiş bırakmayın çünkü rüşvet kabul edilir ve restoranın kapanmasına bile sebep olabilirsiniz.

ABD’de ise bahşiş önemli bir konudur. En ufak hizmette bile bahşiş beklentisi vardır.
Bizde ise bahşiş nerdeyse bir ata sporudur. Nasıl yani? Şöyle: Osmanlı Devleti’nde padişahlar tahta çıkarken “Cülus” denilen bir tören düzenlenirdi. Padişahın tahta çıkması üzerine “Cülus bahşişi” dağıtırdı. Bu bahşiş iki türlüydü. Biri belli ve kanunda belirtildiği gibi bir defaya mahsus olarak verilir diğeri ise askerlerin ulûfelerine zam suretiyle verilmiş olurdu. Tahta çıkan her padişahın; "Kullarımın bahşiş ve terakkileri makbulümdür verilsin" suretinde bir belgeyi onaylaması gerekiyordu. Bu gelenek Yıldırım Bayezid’den I.Abdülhamid’e kadar devam etti. Fatih Sultan Mehmet ise Cülus bahşişini kanunlaştırdı.

Bahşiş için genel kabul görmüş oran %10’dur. Bu oran bazen hesaplara eklenir. Bazen hizmetini sunan kişi karşılık olarak bahşiş bekler. Örneğin otellerdeki Bellboy’ların iş stratejisinin en önemli ayağı bahşiştir. Bellboy bavulunuzu odaya kadar taşır. Kalacağınız odanın önünde soluklanır ve beklemeye başlar. O an siz neden beklediğini anlarsınız. Çok kısa bir an içinde elinizi cebinize atar ve beklediği şeyi ona verirsiniz. Beklentileri karşılamaktan çekinmeyin.

Kimler bahşiş vermeyebilir? İşin en güzel kısmı bu tabiî ki.
Öğrencilerin bahşiş vermemesi hoş görülebilir. Restoranlar öğrenciden bahşiş beklemez hatta hesaptan indirim bile yaparlar. Zaten öğrenci parası olduğu için restorana gitmez. Giderse evin yolunu kaybeder. O da ayrı bir mevzu tabi.
Ancak dediğim gibi öğrenci de olsanız beklentileri karşılamaktan çekinmeyin. 5 liralık bir dürüm de yeseniz tipbox kutusuna atacağınız 1 lira ileride çok işinize yarayacaktır.

Kısa bir zaman önce yaşadığım bir olayı paylaşmak isterim. Bir Fastfood salonunda yemeğimi bitirdikten sonra hesabı istedim. Toplam hesap 20 lira yazıyordu. Oysa benim aldığım menü 175 liraydı. Fazla olan 25 liranın sebebini sorduğum bayan: “her şey dâhil” cevabını verdi. Yani bahşiş de hesaba eklenmişti. Kimse 25 liranın ardına düşmez tabiî ki ama bunun emri vaki bir şekilde yapılması hayli canımı sıkmıştı. Oraya bir daha uğramadım.
Kısa bir süre sonra da ufak bir çay ocağına girdim ve bir çay söyledim. Çayı getiren ağabeyimiz oldukça sıcak bir gülümseme ile “Öğrenci misin?” diye sordu. “Evet” dedim. Bir çay da kendisine alıp masada bana eşlik etti ve sohbete daldık. Kaç çay içtim bilmiyorum. Uzun bir sohbetin ardından hesabın üzerine biraz bahşiş ekledim ve çıktım. Biraz güldüm kendime nerdeyse çayhane sahibinin içtiği çayların hesabını da ödeyecektim. Lakin hiç de gocunmadım bu durumdan.
Hesap ödeyenin olduğu kadar şairlerin de bahşişleri vardır. Cemal Süreyya yazdığı son şiirinde tanrıya bahşiş vermiştir.
“Ölüyorum tanrım
Bu da oldu iste
Her ölüm erken ölümdür
Biliyorum tanrım
Ama ayrıca aldığın şu hayat
Fena değildir
Üstü kalsın”

beylikdüzü - beylikdüzü keman - beylikdüzü piyano - beylikdüzü bale - beylikdüzü müzik merkezi - modern sanatlar akademisi - beylikdüzü sanat
BEYLİKDÜZÜ müzik

Bu içeriğe yorum yapan ilk siz olun!

  • Ad Soyad:

  • Yorum:

  •  

    @name x

  • UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.
    HAVA DURUMU
    Görüntülemek istediğiniz ili seçiniz:
    banner251
    EN ÇOK YORUMLANANLAR
    BUGÜN
    BU HAFTA
    BU AY
    ARŞİV