SATILAN 100 DÖNÜM ARAZİDE SKANDAL ORTAYA ÇIKTI
"Kamunun bir metrekarelik yerini sattırmayız" diyerek halkın teveccühünü kazanıp iş başına gelen Ekrem İmamoğlu’nun, ilk icraatının kamuya ait yaklaşık 100 dönümlük araziyi hasılat paylaşımı yöntemiyle elden çıkarmasının altında derin bir rant hikayesi var.

‘Kamunun bir metrekarelik yerini sattırmayız’ diyerek halkın teveccühünü kazanıp iş başına gelen Ekrem İmamoğlu’nun, ilk icraatının kamuya ait yaklaşık 100 dönümlük araziyi hasılat paylaşımı yöntemiyle elden çıkarmasının altında derin bir rant hikayesi var.

   İşte o meşhur ihalede söz konusu arsalardan bir tanesi olan 142 ada 16 parselin, hem belediye kayıtlarında hem de tapu kayıtlarında olmadığı bilgisine ulaştık.

   Olmayan arsa için ÇED raporu süreci başlatılması da cabası…

   100 dönümlük alaVİRA dalaVİRA

   Ekrem İmamoğlu’nun belediye başkanı seçilir seçilmez ilk icraatı olan, kamuoyunda 100 dönümlük ihale olarak bilinen Megakent’ten başlayan Volvo durağına kadar uzanan ve dere yatağı ile bütünleşen 92 bin 012,23 metrekarelik arsanın hasılat paylaşımı yöntemiyle satılması sonrası projeye “VİRA” isminin verilmesi ise işin tuzu biberi oldu.



   Vatandaşlar; geçmişte , alavere dalavere yöntemiyle takas edilen bu projeye, yeni isminden dolayı “alaVİRA, dalaVİRA” yakıştırması yapmakta.

   Bununda başlıca sebepleri şunlar olmalı:

    İhalesi gerçekleştirilen arazi; özel mülkiyet ve plan dışı zemini problemli bir alan iken, Vehbi Orakçı’nın marifetiyle Cumhuriyet caddesi üzerindeki kamunun yeşil alanı/parkı ve kamusal hizmet alanları ile takas edilmiş.
    Vehbi Orakçı’nın girişimiyle 07.07.2006 tarihinde ihale edilen bu arazideki inşaat; yapılan takasın kamu yararına olmaması, arazinin dere yatağında olması ve zemin etütlerinin problemli olması sebebiyle mahkeme kararıyla durdurulmuş ve ihale iptal edilmiş.
    Yusuf Uzun döneminde de, aynı arazinin satışı istenmiş fakat bugünün CHP Grup Sözcüsü Mülayim Demirtaş başta olmak üzere muhalefet “sattırmayız da sattırmayız” diye haklı bir karşı duruş sergilemişti.
    Devran dönüp Ekrem İmamoğlu iş başına geldiğinde, sattırmayız diyenler (CHP’liler) aynı araziyle ilgili tüm yetkiyi -sınırsız olmak kaydıyla- belediye başkanına vererek dümeni tam kırdılar ve “VİRA” dediler. İhale gerçekleşti.
    Yapılan ihale herkese açıktı. Hasılatın yüzde 35’i belediyeye kalması kaydıyla Gül İnşaat Proje A.Ş.  tarafından alınan bu ihalenin sözleşmesi kamuoyundan bugüne kadar gizlendi. Bu alana, ne kadar kapalı inşaat yapılacağının bilgisini kamuoyuna vermekten de “özellikle” imtina edildi.
    ÇED Raporu sürecinin geçen ay, yani, 14 Eylül’de başlamasına karşın kanunsuz bir şekilde Beylikdüzü Belediyesi tarafından 22.06.2015 ve 04.09.2015 tarihinde ruhsat verilmiş, dahası ÇED raporu onaylanmadan önce inşaata başlanıldı.
    İhale şartnamesinde ve ÇED başvurusunda yer alan, ancak gerçekte var olmayan 142 ada 16 parsel, inşaat sahasında asılan tabelada hiç yer almamış. Yerine; yine hem belediye kayıtlarında, hem de tapu kayıtlarında olmayan 143 ada 19 ve 20 no’lu parsel yazılmış…
    ÇED Raporu’nun askıya çıkardığı ilanda ve inşaat alanına asılan tabelada, ihaleye dahil olan 143 ada 37 no’lu parselin olmaması da zihinleri kurcalıyor.
    Çevre ve Şehircilik Bakanlığı kayıtlarına göre; bu alanda bin 032 adet daire, 75 adet ticarethane (dükkan) bulunmakta iken, işin yüklenicisinin basına verdiği beyanlarda ve resmi internet sayfalarında bin 155 konut, 38 cadde mağazası bulunmakta.
    ihale şartnamesinde yer almayan parsel ile alakalı müteahhit ile nasıl sözleşme yapıldığı ise bir muamma.

   1995 yılında “Yapılaşma alanı olarak kullanılmaması” şerhi konulmuş…

   31.07.1995 tarihinde takas arazilerinden özel mülkiyete konu taşınmazların bulunduğu Megakent Bölgesi olarak adlandırılan (Y şeklinde vadinin batısı) ile Gülka Bölgesi olarak adlandırılan (Y şeklinde vadinin doğusu) bölgeler için belediye tarafından hazırlattırılan ve Afet İşleri Genel müdürlüğünce onaylanan kavaklı Belediyesi gecekondu Önleme bölgesi Jeolojik ve Geoteknik Araştırma raporunda bu parsellerle alakalı “Önlem alınarak Yerleşibilecek Alan”da kaldığı ve bu alanda en çok 3 katlı sıra evler planlanacağı belirtilmiş. Ancak raporun onay sayfasında da; “imar planında yapılaşma alanı olarak kullanılmaması” şerhi düşülmüş…

   Hikaye çok uzun…

   Bu arsaların takas hikayesi, zemin etütleri, bilirkişi raporları ve dönemin CHP’li Meclis Üyesi’nin bu konudaki mücadelesinde partisi tarafından yalnız bırakılması ve daha bir sürü alavere/dalavereyi gazeteniz “bizimbakış” aracılığıyla siz değerli okurlarımızla paylaşacağız.

Özel haber: Hasan Basri Akın
www.bizimbakis.com