banner238

banner228

banner220

banner245

banner246

banner247

banner314
28 Mart 2024 Perşembe

6 ay çakarlı araçla para taşıdık

DEM BU DEM

21 Ekim 2016, 21:00

DEM BU DEM

“Sahipsizlerin Rabbidir O…” yüreğinin son sözüydü bu. Aklına gelenleri kilitli tutmayı ne kadar da istemişti ama nafile. Aklını sıyırtacak şeyleri görmezden geldiği o kadar olayı resetlemek hiç te kolay değildi. Sızılarını gece niyazlarında sayıklamak onunla dertleştiği dostun onu dinlediğinden emin olmak içini rahatlatıyordu.
Ağaran saçlarını görmemek için aynaya bakmadı o gece….Her halinin zatına ayan olduğu Yaratıcıya tazim etmek ve onun hayatının en büyük gayesi olduğunu düşünmekti ruhunu depreştiren şey…Ama buna rağmen kabarmıştı kalbi. Dünya zindanında esaretten başka ne vardı ki mümin kula? Atıl durumundaki hislerinin bir zamanlar ne denli zinde olduğuydu belki de eftiğini daraltmaya sebep olan. Nakış nakış dokuduğu sevgi desenlerini akamete uğratan hasidinlerin kem nazarlarını üzerinden atabilmesi için el-Müstean olan Rabbe el açmakla ağlamakla teselli buluyordu.

Düşündükçe yüreğinin şulelendiğini fark ettiği o gece, sol elinin uyuşmasıyla fırladı yataktan. Başına gelmesinden korktuğu şey yıllar önce o masum annesinin başına gelen şey olmasındı? Hüzün patlaması yaşadığı bir sabahın ilerleyen saatlerinde uğultulu bir sesle mutfakta bulaşık yıkarken seslenen annesinin eğilen elleri, ayakları ve de dudakları gözlerinin önüne gelivermişti…O gün, toyluğundan bilememsinden anacığının ellerini ayaklarını sıcak sabunlu suyla ovmaya ve büzüşen organlarını açmaya çalıştığında….kapının ardında olanı biteni endişeyle izleyen yaşlı akraba kadının “Kızım soğuk suyla ov anan felç gelmiş!” demesi vücudunu doksan derece hararetle fokurdatmıştı.

O günden beri üzüntünün zaman zaman soğuk benziyle görünmesi onu ninesinden duyduğu şu atasözüne daha sıkı bir itminanla inandırmıştı: “Ana bahtı kız bahtı. Ana bıraktı kız taktı.”

Buzluktan aldığı soğuk buz kalıbı elindeki karıncalanmayı ve hissizliği izole etmişti. Bütün gün sabırsızlıkla bekledği uyku saati, şuanda onun en istemediği bir andı. Uyumayı reddeden beynini sükunete davet için bir faiha okuyup tez selamet talebiyle Hızır Nebi’ye (A.S) bağışladı…

Yelkenlerini suya indirmiş gemi gibi yalpalayan ruhunu teselli edici sözler aramadı o dem…Çünkü insan gerçeklerin can yaktığı bir zamanı yaşamaktansa göz yummayı seçtikçe kasnaktan sıyrılan tekerlekler gibi avare dönüp duruyordu. Sustukça kanayan yaralar dinmemişti zira. Onu sustuğu için kahraman falan da ilan eden yoktu. Tepesine tepesine inen darbeleri saymaya kalksa buhranlar peşini bırakmayacaktı. Alışık olunan halinden sıyrılmak istiyordu artık. Üzerindeki muhkem düğümleri açmak için Nas ve Felak surelerine sarıldı sarıldı sarıldı…

Göğün gözlerine fırlattığı gözyaşlarını günahlarına keffaret kılması için ve çektiği bu acıların bir sınanmadan ibaret olduğunu ve ahiret durağında mutlak bir mahkemenin en ince ölçülerle tartıp hesap göreceğini Nazargah-ı İilahi kılınan gönlünün biricik Sultanının kelimeleriyle ikrar etti. Damarlarına yayılan oksijeni kendisine bahşeden Sultan’a (C.C) aşkla seslendi: “Beni bana bırakma!”

Güçsüzlüğünü arz ettiği makamın haşmetiyle ürperen kalbini silkeledi. Hayat karnesini pekiyi derecelerle doldurması için yakarışlarını bütün gece sürdürdü. Eteğine şerleri oyalamış hannastan ve şeytanlıkla, cinlikle, dediğim dedik çaldığı düdük diyerek zorbalığı kendine meziyet olarak lanse etmekle azgınlaşan güruhları kudreti sonsuz makama havale etti…

Saatlerin mihverinden kaydığı demleri dertlerinden necat ile teşbihi vird edinen yüreklere derman eyleyen her şeye gücü yeten Allah’ın  (C.C) ikramı ve bahşişi olarak bilen kalbin o demleri saygı duruşunda beklemesine şaşmamak gerekir. Gün dertleşme günüdür. Gün gönül ırmağına akanları şırıl şırıl sükunetle akıtma günüdür…İçlerini yakan zehirleri ballı sofralarda saklı tuttukları sırdaş oldukları Hak dostlarının nasihatleriyle şifa buldukları elemlerden kurtulma günüdür…
Dünya tantanasına dalmış mağdubun aleyhim olmuşların içecekleri taslarına konulacak kaynar su ve irinin o çetin günün ceza gününün dehşet sahnelerinde nasıl da mahv edici olduğunu bilmeli insan…

Gönlünün taşlaştığı, bir başkasıyla empati yada diğer gamlık kuramayacak kadar sağır bir kalbe monkof bir zihne sahip olanların incittiği nice kadından sadece biriydi o… Onun hükmü elbette yalnızlıktı. Yalnız kalmasına sevinen cühelaya gözlerini çevirmişti. Çünkü Kur’an ona bu emri vermişti: “Cahillerden yüz çevir!”

Ayşe Ciplioğlu Kaş

Tabela - Neon Tabela - Beylikdüzü Tabela - Beylikdüzü Neon - Beylikdüzü Led - Beylikdüzü - Beylikdüzü Reklam - Beylikdüzü Matbaa -
BEYLİKDÜZÜ TABELA NEON

Bu içeriğe yorum yapan ilk siz olun!

  • Ad Soyad:

  • Yorum:

  •  

    @name x

  • UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.
    HAVA DURUMU
    Görüntülemek istediğiniz ili seçiniz:
    banner251
    EN ÇOK YORUMLANANLAR
    BUGÜN
    BU HAFTA
    BU AY
    ARŞİV