Eren Hoş, on iki yaşında girdiği Türk futbolunda ne derece zorluklar ile karşılaştığını benimle paylaştı. Bu keyifli sohbet için Eren'e teşekkürlerimi sunuyorum.
Tolgahan Özkan : Eren Bey merhaba. 1992 doğumlu eski bir futbolcu olarak ilk aşamada kendinizden biraz bahsedebilir misiniz ?
Eren Hoş : 22 yaşında, İstanbul doğumluyum. Marmara üniversitesi BESYO bölümü öğrencisiyim. Sancaktepe'de ikamet etmekteyim. Bir erkek kardeşim ve bir kız kardeşim olmak üzere çekirdek bir aileye sahibiz.
Tolgahan Özkan : Peki futbola nasıl başladınız ?
Eren Hoş : Çocukluğumuz mahallede geçti, bilirsiniz her yer yeşillik toprak. Mahallemizde dışarıda oynanan tek oyun futbol maçıydı. Öyle başladı sevgimiz. İlk olarak 12 yaşında Pendikspor altyapısına gittim ve gittiğim gün seçildim. Bu arada babam en büyük etkendir futbola başlamamda.
Tolgahan Özkan : Peki Pendikspor'u seçmenizde özel bir sebep var mıydı ? İstanbul'da o kadar çok futbol takımı varken neden Pendikspor ?
Eren Hoş : Özel sebebi şuydu, Babamın işyerinde ki patronu aynı zamanda o dönemde Pendikspor'un başkanıydı. Beni birkaç kez top oynarken görmüş patronu ve getir demiş çocuğu. Serüvenimiz böyle başladı orayla.
Tolgahan Özkan : Pendikspor'dan sonra ki süreç nasıl gelişti. Bir çok futbolcunun hayallerinin arasında Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş gibi büyük takımlarda oynama isteği vardır. Sende Fenerbahçe gibi köklü bir kulüpte yer bulma şansı buldun. Bu süreci bizim için anlatabilir misin ?
Eren Hoş : Pendikspor'da 14 yaşında profesyonel imza attım. Altyapı kategorilerinde büyük takımların tek rakibi Pendikspor'du diyebilirim. Tabi aynı zamanda takım kaptanıydım. Büyük maçlarda hep göze değer futbol oynuyordum. Daha 14 yaşındayken Fenerbahçe istedi fakat takımım kolay elden gitmemem ve değer biçmek için profesyonel imza attırdı. Tabi mutluydum takımımda. Pendikspor'da iken 17 yaşında milli takıma seçildim. O yaşta A takım kadrosuna alındım. 2 sene A takım kadrosunda bulundum ve de oynadım. Ta ki bilgisiz hocalar takımın başına geçene kadar. Abdulkerim Durmaz ve Alp Pehlivan spor basınında tanıdık isimlerdir. Bunlar hoca olarak geldi ve belki de cok iyi yapacağım bu mesleğimin elimden gitmesine sebep olan insanların başında geldiler. İnancım yüzünden beni oynatmadılar. Kendi oyuncularını ön planda tuttular hep. Son radde 18 yaşında genç takımla Türkiye 2. si oluyoruz, bu sebeple yine sözleşmemi uzatıyorlar fakat oynatmıyorlar sırf dini yaşantım yuzunden. Böylece mutsuz olduğumu ve ayrılmak istediğimi söyledim ve Pendikspor maceram bitmişti. Fenerbahçe'de ayrıldığımı duyunca bonservis bedelsiz olarak transfer etti beni.
Tolgahan Özkan : Üzücü bir olay. Peki hiç Fenerbahçe kulübünde böyle bir problem yaşadın mı ? Fenerbahçe kulübünün yönetim şekli ve oradaki ortam ile alakalı bize biraz bilgi verebilir misin ?
Eren Hoş : Fenerbahçe su zamana kadar gördüğüm en profesyonel kulüp. Hiçbir şekilde haksızlık yapmadılar. Her şeye duyarlı ve hoşgörülüydüler. Maddi anlamda sporcusunun değerini bilen ve onu mental, fiziksel geliştiren bir misyona sahipti.
Tolgahan Özkan : Evet. Bende aynı şekilde düşünüyorum. Fenerbahçe kulübü Türkiye'nin en profesyonel takımlarından biri. Peki herşey bu kadar güzel giderken neden futbolu bıraktın ?
Eren Hoş : Fenerbahçe'de kendimi tekrar bulmuştum. Orada 1. 5 sene oynadıktan sonra 3. lig takımlarından Beylerbeyispor'a transfer oldum. Buraya gelişim büyük vaatlerleydi fakat hiçbiri gerçekleşmedi, gerek yönetim olarak gerek teknik kadro olarak. Burada 6 ay kaldım ve sezon başı sürpriz bir şekilde anlaşmayacaklarını ve bonservisim karşılığında da benden fazla para talep ettiklerini söylediler. Bunu transferin son gününe bıraktıkları için devre arasına kadar mecbur boşta kaldım bu kulüp yüzünden. Tabi devre arası çalışmalarımı sürdürdüm, her gün deli gibi idman yapıyordum hırs yapmıştım. Devre arası transferi geldi. Sancaktepespor ile anlaştım 3. lig'den. Dedim tamam dönüm noktam olacak burası. Çünkü futboldan başka birsey yapamazdım ben. Fakat burada da bilgisiz, sadece eski futbolcu olduğu için hocalık yapan Soner Büyükergün adlı bir kişi vardı. Bana yapmadığını bırakmadı. Sırf 6 ay boşta kaldığım için resmen sanki futbola yeni başlıyormuşum muamelesi yaptı. Herkesin için rencide etmeye çalışmalar falan. Bir idman sırası bende dayanamadım patladım. Bırakma kararı aldım. Aslında buradan anlatırken basit görünse de benimle çok uğraştılar. Sebebi ise haksızlığa gelemezdim ben asla. İsimleride tek tek veriyorum çekinmiyorum ki bana yapılan başkasına yapılmasın. Gencecik çocukların hevesleri sönmesin. Bilsinler bu alemi. Kendilerini sağlama alsınlar.
Tolgahan Özkan : Gerçekten talihsiz şeyler yaşamışsın. Sanırım spor hayatını devam ettirmek için beden eğitimi spor yüksekokulu ile devam etme kararı aldın. Besyo'da hangi bölümdesin ve neleri amaçlıyorsun ? Gerçekleştirmek istediğin bir proje var mı ?
Eren Hoş : Aslında spordan başka birşey yapamazdım. Çünkü, vücudum beynim tamamen öyle yetişmişti. Tabi futbolu bırakınca 6 ay boşluğum oldu, bu arada fitness eğitmenliği yaptım bu konuda kendimi geliştirdim. Hamdolsun, kimse inanmazken Türkiye'nin güzide Üniversitelerinden Marmara'yı kazandım. Artık bana yapılan haksızlıklara bir akademisyen olarak cevap vereceğim. Bilgili, donanımlı ve vizyonu geniş bir spor adamı olmak ilk hedefim. Sadece futbolla sınırlı kalmayacağım. Tüm spor dallarında bilgili olmak amacım Ve de baştan aşağı Spor Eğitmeni olmak, insanları aydınlatmak.
Tolgahan Özkan : Çok güzel amaçlar ile yola çıkmışsın. Umarım bu yolda başarılı olursun. Pendikspor'dan Fenerbahçe'ye İlyas Yılmazer ile birlikte transfer olmuştunuz. İlyas bu yıl Boluspor'da futbolculuk hayatına devam ediyor. İlyas hakkında söylemek istediğin sözler var mı?
Eren Hoş : Çok yakın arkadaşımdır. Kardeşim diyebilirim. Fazlasıyla yeteneklidir. Umarım değerini bilirlerde Türkiye futbolu çok değerli bir sol ayak kazanır. Allah yolunu acık etsin derim.
Tolgahan Özkan : Pekala son olarak şuan ki Türk futbolu ile alakalı yorumlarını alabilir miyim ? Sence Türk futbolu nereye gidiyor ? Bu gidişatın nelerin değiştirilmesi ile düzeleceğini düşünüyorsun ?
Eren Hoş : Bir şeyi düzeltmek için baştaki insanların düzelmesi şart. Türk futbolu ne zamanki donanımlı yönetici, antrenör, sağlıkçı vs. mercilerle çalışırsa düzelir. Bu spor dalını rant olarak gördüğümüz müddetçe sadece dışardan fanatikçe izleyen bir toplum oluruz ve de başkalarının cebini doldurursunuz. İlgi bilgiyle alakalıdır. Sanırım bu sözden ilgimizin bilgisizlikten doğduğunu düşünüyorum.
Tolgahan Özkan : Tabii buda spor akademilerinin önemini ortaya koyuyor. Yöneticilerimize baktığımızda aralarından spor akademisi mezunu bulmak oldukça zor. Bahsettiğin bilgi birikimini sıkı bir eğitimle almak mümkün. Spor akademisi mezunları işsiz gezerken her yönetici için geçerli olmasa da çoğu işi bilmeyen yöneticinin kulübü yönetmesi belki de bizim en büyük yaramız. Umarım sende bundan sonraki o güzel amaçlarında başarılı olursun. Benimle bu röportajı yaptığın için teşekkür ederim. Akademik açıdan da seninle birçok çalışma yapacağımızı düşünüyorum. Hayatında başarılar diliyorum.
Eren Hoş : Bende teşekkür eder hem medya hayatınızda hem de akademik hayatta başarılar dilerim.
Tolgahan Özkan : Teşekkür ederim.
CEM YILMAZ 51 OLDU
DEMET AKALIN KARIŞTIRICAM UYKULARINI
Aliyev 3 ülkeyi işaret etti
Sondaj çalışmalara 2025'te başlıyor
Bu içeriğe yorum yapan ilk siz olun!