Meclis’te parazit tartışması
TBMM Genel Kurulu'nda milletvekilleri arasında bu kez de 'parazit' tartışması yaşandı.
Tartışmalı İç Güvenlik Paketi ile ilgili görüşmeler TBMM Genel Kurulu’nda sürerken, dün akşam AKP’li milletvekilleri ile muhalefet arasında ‘parazit’ gerginliği yaşandı.
“PARAZİTLERİ SUSTURURSANIZ…”
AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, söz aldığı sırada salondan sesler yükselmesi üzerine TBMM Başkanvekili Güldal Mumcu’ya “Sayın Başkan, benimle tartışmayı bırakın. Ben, sizden şunu istirham ediyorum. Bir de şu parazitleri susturursanız memnun olurum” dedi.
Elitaş’ın muhalefet milletvekillerine ‘parazit’ demesi üzerine muhalefet cephesinden sesler yükseldi. HDP Hakkari Milletvekili Adil Zozani “Ayıp ya! Ne demek parazit ya! Parazit” demek muhalefet milletvekillerine sataşmadır” diyerek Elitaş’a tepki gösterirken; Zozani, Mumcu’ya “parazit” sözünün geri alınması gerektiğini söyledi. Daha sonra söz alan MHP Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri, söz istediklerini belirterek “Bütün hepimiz söz istiyoruz “parazit” demiş. Dolayısıyla bütün milletvekilleri istiyoruz. Parazit nasıl denir?” dedi.
ELİTAŞ’TAN TUHAF SAVUNMA
Muhalefetin tepkileri üzerine söz alan AKP’li Elitaş, “Döndüğünüz anda, kanal değiştirirken oradaki frekanslar arasında geçiş olduğunda bir cızırtı olur, buna “parazit” denir. Bakın, Türk Dil Kurumu da “parazit”i şöyle tanımlıyor: “Herhangi bir olayda sorun çıkaran kimse.” dedi.
Yeniçeri ise “Şimdi, bu paraziti açıklarken radyo cızırtısına dayalı olarak açıkladı yani parazit dediğini resmen söylemiş oldu. Şimdi, bir milletvekiline ister radyo cızırtısı olarak parazit desin, isterse asalak olarak parazit desin bu söylenecek söz değil. Dolayısıyla da buna cevap vermek istiyorum. Sataşma var hem de uluslararası sataşma var.” diyerek tepki gösterdi.
YENİÇERİ’DEN ‘PARAZİT’ TANIMI
Daha sonra söz alarak kürsüye gelen MHP’li Yeniçeri’nin yaptığı ‘parazit’ tanımı tutanaklara şöyle yansıdı:
Şimdi, bu parazit dediğimiz şey, çok açık söyleyeyim ki sosyal psikolojide ya da sosyolojide “simbiyotik community” diye bir şey vardır. Öğreneceksiniz işte, anlatıyoruz, patlamayın, söylediğim zaman anlayacaksınız. Bu “simbiyotik community” her şeyden önce “çift taraflı faydalanma” anlamına gelmektedir. Orada parazitin birisi yani asalağın birisi şeye girer, ama bir yönünü gerçekleştirir faydalanıcılarından, diğeri de başka bir yönünü gerçekleştirir. Yani bu Adalet ve Kalkınma Partisi ile PKK arasındaki ilişki “simbiyotik community” ilişkisidir. Yani bu ilişkide şöyle bir şey var: Siz, seçim süreci, çözüm sürecinden faydalanıyorsunuz, PKK da devletleşme sürecini yerine getiriyor. İkinizin de değişik alanlarda ortak bir faydalanması var. Bu yönü itibarıyla şunu net olarak söylemek gerekiyor ki burada değerlendirme yaparken karşınızdakileri böcek gibi görerek “Sayınız azdır.” ya da “Siz muhalefettesiniz, siz bizim dediğimiz gibi hareket ederseniz size biz her şeyi uygun görürüz.” derseniz yanılırsınız. Gerçeğin, doğrunun ve hakikatin kimde olduğu tartışılır. Ben açık ve net olarak ifade ediyorum. Gerçeğin tekeli, doğrunun tekeli, İç Tüzük’ün tekeli kendisinde olanlara ben meydan okuyorum, çıksınlar, gelsinler, beraber oturup tartışalım. O bakımdan, herkesin fikrinin burada sisteme dâhil edilmesi gerekmektedir.
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir, teşekkür ederiz.
Bu habere yorum yapan ilk siz olun!