KANLI MARAŞ

   12 eylül ve o yola gidişte ki duraklardan birisi Maraş. Kanlı olaylarda yüzlerce insan öldü ve binlerce vatandaş yaralandı. Bu olayı tetikleyen olayın 19 Aralık'ta Çiçek Sineması'nda milliyetçi duyguların işlendiği bir filmin gösterimi sırasında salona atılan ses bombasının neden olduğu söylendi.

   Aralık 1978'de Maraş'ta yaşanan bir sağ, sol çatışmasıydı ya da öyle gösterildi. Komşuyu komşuya kırdıran olaylarda aynı silahlarla bir gün sağ görüşlüler diğer gün ise sol görüşlüler öldürülmüştür. Türkiye 70'li yılların sonunda kanlı olayların arttığı bir döneme girmişti. Gün geçmiyordu ki haber bültenlerinde cinayet ve suikast haberleri çıkmasın. Ülkede her gün 10 kişiye yakın insan öldürülüyor, hükümet ise çaresiz bir at binicisi gibi olaylara yetersiz ve kayıtsız kalıyordu. Önce Sivas sonra Malatya ve Elazığ'da büyük bir toplumsal çatışmanın yaratılması amacı ile provakatif ve ajitetif unsurlar kullanıldı.
   
   1977 yılı 1. Mayıs kutlamalarında 34 Kişinin öldürülmesinin ardından Türkiye işçi partili 7 gencin katledildiği Bahçelievler katliamı ve 1978'in son günlerinde ise asıl senaryo Kahraman Maraş. Sinemaya atılan ses bombasından sonra dışarıya çıkan halk; önce Chp binasına ve daha sonra da PTT'ye saldırdı. Fakat çok sonradan anlaşıldı ki; olaylar aylar, yıllar öncesinden planlanmıştı. Olayların ertesi günü ise Alevi vatandaşların gittiği Akın Kıraathanesi'ne saldırıldı. Bir Alevi dedesi olan Sabri Özkan 8 kurşunla öldürüldü. Bu olaylardan 1 gün sonra Tobder üyesi 2 öğretmen öldürüldü. Hacı Çolak ve Mustafa Yüzbaşı. Olaylar şehre yayıldı fakat ne var ki ölen öğretmenlerden birisi Alevi Diğeri ise Sünni idi. Öğretmenleri öldüren silah ise devlet malıydı. Cenaze olayı büyük bir olaya sahne oldu. Çünkü Sağcılara solcuların, solculara ise sağcıların saldıracağı söylenmişti. Yani bu da demek oluyor ki ortada büyük bir provakasyon vardı.
   Eğer günümüze gelecek olursak, ülkede daha çok Maraş olayları olacak gibi. Sürekli olarak bir zemin hazırlığı var. Gerçekten de zemini iyi inşaa ediyorlar. 4+4+4'ler, kılık kıyafette serbestlik, herkese ve isteğe bağlı seçilmiş din dersleri, söz de ana dilde eğitim. Bu gelecekte yaşanılabilesi olayların hayalini kurduruyor insana, nasıl bir hayalse artık.
   Her gün bir üniversite de Rektör öğrenciyi aşşağalıyor, öğrenci Rektöre küfür ediyor. Şimdiden küçücük çocuklar dikte edilmiş duygularla büyütülmeye zorlanıyor. Aile muhafazakarsa çocuk türbanlı olmak zorunda, değilse sanki marka giymek zorunda. Ve buna özgürlük deniliyor, eşitlik deniliyor. Aslında kimse de sen neyi istiyorsun diye karşısındakine sormuyor.
   Yüzlerce insan öldürüldü bu ülkede. Sağcıya solcuyu, solcuya sağcıyı kırdırdılar. Şimdi bir saçını uzatıp girecekse ünüversiteye, diğeri sakal uzatıp şalvarıyla girecek belki. O küpe takarsa bende zikir ederim diyecek ve aynı şeyler yaşanılacak ve belki de istenilen olacak. Maraş , Sivas örneğinde ki gibi sağ sol yok hükümet ve koltuk var.