Ayşe Ciplioğlu'nun Yeni Kitabı Çıktı Büyük Haber'e Konuştu...
Ayşe Ciplioğlu'nun Yeni Kitabı Çıktı Büyük Haber'e Konuştu...
Ayşe Ciplioğlu Kaş ve Yeni Kitabı Çocukluğum& Kardelen Öyküsü&Bir Çocuk Anı Yazarsa Hakkında Büyük Haber'e Konuştu…
Büyük Haber: Değerli Ayşe Kaş okurlarımıza kendiniz hakkında kısa bir bilgi verebilir misiniz?
Ayşe Kaş: Elbette. Ben 1971 Elazığ doğumluyum. Çocukluk ve gençlik dönemim burada geçti. Evlendikten sonra eğitim maceram başladı. Ankara Üniversitesi Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi fars dili ve Edebiyatından mezun oldum. Yüksek lisansımda bu üniversitedenin İlahiyat Fakültesi Tasavvuf bölümündendir. Şuanda Osmangazi Üniversitesi Temel İslam Bilimlerinde doktora yapmaya devam ediyorum. Arapça-Farsça tercüman olarak sağlık alanında görev yapmaktayım. Evli ve iki çocuk annesiyim.
Büyük Haber: Ayşe hanım, kitabınızı okuyunca bu eserin çocukluk üzerine inşa edilmiş olduğunu gördüm. Çocukluğunuzu bugüne taşırken amacınız neydi?
Ayşe Kaş: Evet aynen öyle…Kitap çocukluk anıları üzerine kuruldu. Bugünün çocukları geçmişi bilmeli bence. Onlara sunduğumuz bir çok imkanların bize sunulmadığını, bizim ne tür sınavlardan geçtiğimizi ve ne tür zorluklardan muzdarip olduğumuzu bilmeleri lazım. Yoksa o kadar nimet içinde gevşeyebilirler. Hatta ben çevremden bu tür şikayetler duymaktayım. Doyumsuzluk hastalığına yakalanan birçok insan var günümüzde. Anne babasının kendilerine sunduğu onca imkanı elinin tersiyle iterek okulu terk edenler mi dersiniz…Okuduğu halde aldığı eğitime aykırı şeyler yaparak hem dünyasını hem de ahiretini mahvedenler mi dersiniz… Benim bu kitapla amacım mesaj vermek, örnek olmak ve ibret nazarlarını bu eserde anlatılanlara çekmektir.
Büyük Haber: Ayşe hanım, eserinizde çok samimi bir çocuk profili çizmişsiniz. Siz o pembe şekerlerden kurulu ülkelerde yaşayan çocukların dünyasına girmişsiniz. Peki orası nasıl bir yer okurlarımıza anlatır mısınız?
Ayşe Kaş: Orası berrak, saf, temiz, ışıl ışıl bir çocuk kalbidir… Oraya girmek için aynı duyguları taşımamız lazım. İnsanlık ailesi, hep böyle arı duru kalplerin çığlıkları ve gülücükleriyle felah bulmuştur. Hacer annemizin suya kavuşması İsmail’in ağlayarak topuğunu toprağa vurmasıyla mümkün olmuştur…Yine İbrahim’in o pırıl pırıl zekası ve fehmi ile kavmi putlara tapmaktan kurtulmuştur. Çocuk deyip geçmeyiniz. Şu dünya halkları kini, nefreti, riyayı bir kenara itip çocuklar gibi sevgi ve merhametli olsaydılar dünyada kardeşlikten öte yol bulunmazdı…
Büyük Haber: Anılarınız şehir ve köy arasında mekik dokumuş…Siz oradan çektiğiniz her resimde iyi bir gözlem yapmakla beraber dedenizle de iyi bir takım olmuşa benziyorsunuz. Çocuğun dünyasında dedeler önemli midir?
Ayşe Kaş: Evet tabi. Biz şehirde oturmakla beraber köye dedemlere ziyarete de giderdik. Bir de babamın sevdiği ve bize de sevdirdiği Harput vardı tabi. Hafta sonları oradaki aile mezarlığına gider dedemize ve oradaki akrabalara ve özellikle de büyük Evliyalara fatiha, yasin okurduk. Dedeme gelince…Dedem Osmanlı orta okulundan mezun olmuştu. Evde hep Osmanlıca kitaplarını ve Kur’an okurdu. Evden bir şey istendiğinde de not defterine Osmanlıca yazardı. Onu model aldığım kesindi. Dede torun arkadaşlığı çok önemli evet….Bir ailede çocuk için en kalıcı ilişkidir kanımca. Dedeler ve torunları bir ağacın kökü ve meyveleri mesabesindedir. Olmalıdır ve olacaktır da…Hayat sahnesinin en güzel ikilisidir onlar…
Büyük Haber: Ayşe hanım, kendinizi bir Kardelen öyküsüyle anlatmışsınız. Siz okuma isteğinizi yıllar sonra gerçekleştirmişsiniz. Peki ya diğer kardelenler?
Ayşe Kaş: Kardelen Öyküsüdür bu kitapta yazılan evet…Başarıyı arzulamak ve ona uzanan yolda kat ettiğim bir yol ve onun hikayesi var kitapta…Okuyuculara buradan fazla ipucu vermeyelim. Çünkü kitaptan bizzat şahit olmaları daha anlamlı olacaktır. Geçmişten bugüne bir şey değişmedi aslında. İnsanlar istek ve iradeleriyle arzularını ve emellerini başarıyla sonuçlandırabilirler. Yeter ki istesinler…
Büyük Haber: Ayşe hanım şiir okumanın çocuğa katkıları nelerdir?
Ayşe Kaş: Çocuk kalbi şiirle büyürse çok zarif ve bilinçli, çok etkin ve duygulu bir nesil yetişir kanımca. Çocukluğunda şiir okumamış birisinin kalbi katılaşmaya müsaittir. İnsan hissiyatına hissiyat katan ve onun iç alemini donatan ve renklendiren bir faktördür şiir…
Büyük Haber: Bu yüzden mi kitabınızın sonunda onlara şiir atfettiniz?
Ayşe Kaş: Evet. Çocuklar az ve öz sözlerle kurulan cümleleri daha çok seviyorlar. Onların anlayacağı sözcüklerle yazdığım bu şiirlerle onlara okuma alışkanlığı kazandırmaya ve hayal ve düşünce dünyalarını zenginleştirmeye çalıştım.
Büyük Haber: Ama toplumumuzda şiire bir ilgisizlik bulunmakta değil mi?
Ayşe Kaş: Bir kısmı için belki öyledir ama toplumda şiire ilgili olan bir kesimde var…Bildiğiniz gibi şiir, toplumun hayat damarları gibidir. Şiirden kaçış hayattan kaçıştır. İnsan duygusuzluğu benimsememelidir. Anadolu insanı tarih boyunca şiirlerle manilerle duygularını dile getirmiş, maneviyatını nazımlara dökerek kalıcı kılmıştır. Aşık Veysel’in toprağa nazlı yâr betimlemesi, bize o korkulan ölümü ne kadar da sevimli göstermiştir öyle değil mi? Şiirin verdiği mesajı başka şey veremezdi. Düşünsenize İstiklâl şairimiz o güzelim mısraları yazmasaydı biz İstiklâl savaşını neyle kazanabilirdik? O on kıtalık nazmın bize verdiği şuuru başka ne vücuda getirebilirdi?
Büyük Haber: Son olarak okurlarımıza vermek istediğiniz bir mesajınız var mı?
Ayşe Kaş: Çocukluğu önemsesinler. Çocuklarına değer versinler. Bir zamanlar kendilerinin de çocuk olduğunu unutmasınlar. Çocuk yanlarını öne çıkararak onlarla diyaloğa girsinler. İnsanın en özel ve en verimli çağıdır çocukluğu…Bir de tabi yazmış olduğum bu kitabı çocuklarıyla birlikte okuyarak onların o pembe ülkelerinde gezinsinler…
Büyük Haber: Teşekkür ediyoruz Ayşe Hanım. Size hayat boyu çalışmalarınızda başarılar ve esenlikler dileriz.
Ayşe Kaş: Ben teşekkür ederim. Selam ve saygılarımla…
