banner238

banner228

banner220

banner245

banner246

banner247

banner225
28 Mart 2024 Perşembe

6 ay çakarlı araçla para taşıdık

Melis Birkan 'Helena'yı anlattı!

Melis Birkan, Moda Sahnesi’nde ‘En Kısa Gecenin Rüyası’nda karşılıksız aşkla yanıp tutuşan Helena karakterine can veriyor.

02 Ekim 2015 Cuma 05:15
Melis Birkan 'Helena'yı anlattı!
banner311
Melis Birkan 'Helena'yı anlattı!
Melis Birkan, Moda Sahnesi’nde ‘En Kısa Gecenin Rüyası’nda karşılıksız aşkla yanıp tutuşan Helena karakterine can veriyor.

Milliyet Sanat'tan Ece Saruhan'ın röportajı...

“Oyuncu olmamak için çok direndim” diyordunuz ama artık sizi er meydanında da izliyoruz. Bu sezon ‘En Kısa Gecenin Rüyası’yla da tiyatro sahnesinde olacaksınız. Nasıl girdi tiyatro kanınıza?
Konservatuvar kökenliyim, oyunculukla olmasa da dansla sahnenin üzerinde var olmuş biriyim. Galiba sahne tozu denen şey, çok bilinçli olmasa da insanın vücudunda bir yerlerde duruyor. Kendimi bildim bileli iyi bir tiyatro seyircisi olmaya çalıştım. Moda Sahnesi’ne de bu vesileyle çok gidiyordum. Bir gün telefonum çaldı, arayan Kemal Ağabey’di (Aydoğan). ‘Bira Fabrikası’ndaki ‘Beyazbüyü’ karakteri için beni düşündüğünü söyledi. “Emin misiniz?” diye sordum. “Çok eminim” yanıtını aldım. “O zaman ben de bu işin altından kalkmalıyım” diyerek yola koyuldum.

Altından kalkılması kolay bir rol de değildi. Komediyle anlatılıyor olsa da oyunun konusu çok sert.  Zorlandığınız zamanlar oldu mu?
Beyazbüyü uç bir karakterdi. Beden kullanımıyla ilgili pratiğe sahiptim ama ses kullanmak, sesle birlikte beden kullanmak, doğru tonlayıp doğru asistler yapmak konusunda Moda Sahnesi’ndeki arkadaşlarım bana çok destek oldu. Kemal Ağabey çok açık bir yönetmen. Provalara başladığımızda bize “Ben de bilmiyorum, beraber bulacağız” dedi. Moda Sahnesi benim için bir okul ve bu okulun en güzel taraflarından biri herkesin beraber iş yapması.

‘En Kısa Gecenin Rüyası’nda aşkına karşılık bulmak için özgüvensizlik içinde çırpınan Helena’yı  oynayacaksınız. Bu farklılık bir oyuncu için büyük şans öyle değil mi?
Zıt karakterleri oynamak bu işi yapan herkesin isteğidir. İnsan ilk başta şekillendiremiyor ama aslında hayatın içinde hepimizin gözü Helena’nınki gibi aşktan kör olabiliyor. Aşk karşılıksız hale geldiğinde insan kendini çok değersiz hissedebiliyor. Helena da bunu yaşıyor. Çok dipte ve karşılıksız aşkı dışında kendi de dahil etrafındaki hiçbir şeyi görmüyor.

Size de böyle dengenizi şaşırttığı oldu mu aşkın?
Ben önceleri Helena için “Kıza bak, bu kadar da olur mu?” diyordum ama sonra düşündüm de oluyor. Aşk, içine gönüllü atladığımız bir çukur. Şevkle bırakıyoruz kendimizi o çukura. İçinde umduğumuzu bulamadığımızda da tıpkı Helena gibi kendimiz için hiç düşünmediğimiz şeyleri düşünmeye başlayabiliyoruz. Aşkın bir çukur olduğunu ancak içinden çıktığımızda anlıyoruz ve “Ben bunu kendime niye yaptım?” dediğimiz şeyler olabiliyor. Buna rağmen aşk vazgeçemeyeceğimiz tek şey.

Günümüzün aşktan yana yaralı ruhlarını can evinden yakalayan bir aşk filmiyle, ‘Issız Adam’la geniş kitleler tarafından tanındınız. Çoğunluk popülerliğin büyüsüne kapılır. Kapılmamayı ve niteliğin peşinde yol almayı nasıl başardınız?
Herkes kendi seçimlerine  göre yaşıyor. Bence herkese ve her  duruma ihtiyaç var. Ben sevmediğim şeyi yapamıyorum. Popüler olanı kovalayarak yaşamak beni mutsuz eder, onu yapamam. İçinde kendimi mutlu hissettiğim işler yapmak istiyorum, inandığım cümlelerin sesi olmaya çalışıyorum.

‘En Kısa Gecenin Rüyası’ndaki menekşe çiçeğinin suyu, uyurken göz kapaklarına sıkılan kişi uyandığında ilk gördüğüne aşık oluyor. Bu çiçekle bir büyü yapabilecek olsaydınız, suyunu ne için sıkmak isterdiniz insanların göz kapaklarına?
Şu zamanda aşka harcamazdım  o iksiri. Aşk olacaksa kendiliğinden  olsun. Bence özellikle içinden  geçtiğimiz dönemde en çok ihtiyacımız olan şey vicdan. Vicdan en çok yüzleşilmesi gereken ama maalesef en  çok kaçılan şey.

‘Biliyorum dediğin an gerilemeye başlarsın’

Oyunun en önemli karakterlerinden biri, özgüveniyle her şeyi bildiğini iddia eden Bottom. Oyunun afişinde çok sevimli görünüyor eşeğe dönüşmüş hali ama bence hayatın içinde böyle tipler iticilik abidesi...

Bottom çok fazla şeyi temsil ediyor. Her dönemde toplumun bir sürü kademesinde bulunan bir adam. Her şeyi yapabileceğini iddia ediyor ama neden o kadar özgüvenli olduğunu eminim kendisi de bilmiyor. Ülkemizdeki en büyük problem “Bilmiyorum” dememek. Halbuki bilmemek ayıp bir şey değil, aksine öğrenmenin başlangıcı. Kendi adıma ben her gün bir şey öğreniyorum. Oyunculukta “Ben oldum, biliyorum” dediğin anda gerilemeye, düşmeye başlarsın. Hiç öyle bir insan değilim ama değerlendirme yaparken kendine ne kattığına bakmak şart!

Tabela - Neon Tabela - Beylikdüzü Tabela - Beylikdüzü Neon - Beylikdüzü Led - Beylikdüzü - Beylikdüzü Reklam - Beylikdüzü Matbaa -
BEYLİKDÜZÜ TABELA NEON

Bu habere yorum yapan ilk siz olun!

  • Ad Soyad:

  • Yorum:

  •  

    @name x

  • UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.
    HAVA DURUMU
    Görüntülemek istediğiniz ili seçiniz:
    banner230
    EN ÇOK YORUMLANANLAR
    BUGÜN
    BU HAFTA
    BU AY
    ARŞİV