BASIN BAYRAMI MI ODA NE?

24 Temmuz Basında Sansürün Kaldırılışının 107. Yıldönümü ve Basın Bayramı nedeniyle yapılan yazılı açıklamalara gülüyorum. Basın kuruluşlarının, demokrasinin olmazsa olmazları olduğunu belirtenlerin ise sözlerinde samimiyetsiz olduklarını hepimiz görüyoruz.

Rahatsızlıklarımdan dolayı uzun zamandır yazmıyordum köşemde gelen mailleri görünce kalem durmadı meslektaşlarım ne demek istediğimi iyi bilir. Meslektaş diyorum onlar kendilerini bilir…

Belediyelerin yaptıkları geziler, Düzenlenen yemekler, keyiflerde keyifler. Bu ortamlarda gerçek gazetecilerin olmaması zaten olayın ne kadarda basite indirgendiğini açıkça gösteriyor. Basın bayramı ile ilgili kurumlardan gelen kutlama mesajları ve görsellerde bu faaliyetler içinde gazeteci olmayanlarında ilk sırada olduğunu gördükçe SAHTE BASIN KUTLAMASI olarak kayıtlara geçiyoruz.
O değil emlakçı, çiçekçi, fotoğrafçı, yüklenici, ihale peşinde temizlik, dernek başkanları önlerde basını temsil ediyor ne güzel onları da sektöre girdikleri için kutluyorum. Meslektaşlarla oturup gülerek izliyoruz değil mi?

Mesela sansür kaldırılmalı derken de bazı anekdotları da vurgulamak istiyorum. Gazeteci ve Gazete sahibi ve yazı işleri müdürü olduğum için tarafıma açılmış birçok haksız dava ile boğuşmaktayız. Öncelikle davaları karşı taraf kaybetse de. Yargı görevini yerine getirmediği için madem sen bu haberlerden şikayetçi oldun bu haberler doğruymuş gel bakalım bunlar suç diyen Cumhuriyet Savcıları hiç olmadığı için Basın Savcısı sadece bizler adına şikayetleri inceliyor. Mahkemelerde karar verince Basın savcısı gel bakalım bunlarda suç var deyip soruşturma neden başlatmıyor çünkü büyük bir Tiyatro oynanıyor Nasıl mı?

Mesela aynı haberlerden dolayı Haber sitemizde yayınlanan haberlerden dolayı tuhaftır ki iki ayrı mahkeme kararı var. Nasıl olur demeyin oluyor valla, baktılar yayın durdurulmuyor bir şikâyet daha yapılıyor ve bir Mahkeme kararı daha çıkıyor. Şimdi soruyorum bir adliyede aynı haberler için iki mahkeme kararı verilmesi ETİK Mİ? İşte sorsam da cevap gelmeyeceği için deli deli kendi kendime yazıyorum siz okurlarda gülüyorsunuz. Hatta sağırlar duyuyor, körler bile görüyor acıyor halimize vay neymiş basın bayramı sansürmüş daha bitmedi anlatayım bakın neler oluyor.

Mesela ben haberlerden ve tarafıma yapılan haksızlıklardan dolayı şikâyetlerim olsun, mahkeme kararları olsun tarafıma bazen tebligat yapılmıyor. Gerekçeli kararlar olmadığı içinde Yargıtay yolu kapalı oluyor otomatikman kalemlerde vermiyor kararı elden tebligat hakkımızda yeniyor yiyin, yiyin dünyayı yediniz doymadınız diyorum gülüyorum.

Mesela Hâkim ve Savcılar Yüksek Kurumu var savcı, hâkim şikâyetleri yapıyoruz gelen müfettişler ise bizim ifadelerimize delillerimize bakmazsızın karar veriyor ve bu kararlar bize tebliğ edilmiyor. Bu nasıl Kurum baya yüksek kurum adında var ya ulaşana aşk olsun. Aşk meşk muhabbeti yapar oldum e nede olsa meslek aşkı başka. Kurumlara kızmıyorum artık haklılar gerçekten vurucu haber yapanlardan çekinen kurumların içinde deşifre etmeye korktukları durumlar devam ettiği sürece bu böyle devam edecek.

Şimdi haber kaynakları ve değerleri çok önemli bazen seçim gazetecileri çıkıyor seçimde esiyor. Bazen de bazı gazeteciler birleşiyor bir yerden yönetiliyor. Yani kim ne yaparsa yapsın acı gerçek şu reklam gazetecisi durumuna düşülmeden olmuyor.

En komiği de gazetecilerin haberleri baltalaması. Vurucu bir haberden sonra hemen kaç lira yedi, kaç lira aldı, rüşvet söylemleri çıkıyor. İşte en kötüsü de basında birliğin samimi olmamasından kaynaklanıyor.

Biz ne yapıyoruz; Gazetelerin, Haber sitelerinin gelirleri belli zaten yıllardır yayın yapmaya devam eden bir gazete olarak yolumuza haber sitelerimizle devam ediyoruz. Mobil uyumlu sitelerimizle artık cep telefonlarının internette aktif olmasından dolayı haber sitelerimiz her gün milyonlarca kişiyi ağırlıyor. Yatırımlarımızı teknik olarak internet dünyasına taşıyarak etkin, gerçek, doğru, belgeli, korkusuz, sansürsüz haberler yaparak yayınlarımıza devam ediyoruz.

İftiralar, haksız suçlamalar, dedikodular, o dedi bu dedi diyenlere kulak asmadan yolumuzda yürüyoruz. Bizimle uğraşan kişileri de Allaha havale ederek gerçek yargı olan karar mekanizmasına bırakıyoruz.

Basın bayramı dedik deşildi duygular gerçek gazeteci ağbilerimin ellerinden öpüyorum. Gazeteci kardeşlerimin de gözlerinden öpüyorum Basın Özgürlüğü engellenemez demek istiyorum ama engellendiğini hepimiz biliyoruz sansür mansür birileri yürekten kutluyor, birileri de kameralara oynuyor. Hadi hayırlı bayramlar...