DEPREM…

Selamlar olsun gönül dostlarım.

‘’Siz bir şeyi açığa vursanız da gizleseniz de, biliniz ki Allah her şeyi hakkıyla bilendir.’’ ("AHZÂB suresi, 54. ayeti")

Allah (cc) ın adaletinden hiç şüphemiz yoktur ve biliriz ki mutlak surette adaleti tecelli eder.

Bu doğrultuda sizlerle paylaşmak istediğim ve siyaset arenasında bu günlerde sıkça yaşanan toplu istifalarla ilgili birkaç konuya dikkatinizi çekmek istedim.

Ülkemiz ve Ak Parti hükümeti üzerinde oynanan bir takım oyunların varlığı ,hepimizin bilgisinde olup, yavaş yavaş bu oyunun müsebbipleride gün ışığına çıkmaktalar. Görünürde yıkım gücünün ve tahribatın çok büyük ölçekli olması düşünülerek hazırlanmış ve deprem etkisi yaratımak istenen bu oyun, biraz ters etki yaratmış olacak ki; en çok hasar verilmek istenen yerin aksine kendi üzerlerine yansımıştır. İlk başlarda herkez gibi bende mevcut hükümetin bu depremden büyük yara alacağını ve toparlanmasının güç olduğunu düşünüyordum. Bu karışıklıkta Mhp nin güc kazanacağını ve Chp nin de yeniden toparlanarak %25 civarında bir oy potansiyeline ulaşabileceğini düşünmekteydim. Diğer partilerinde bir iki puan oylarında artış görülebileceği ve yerel seçimler sonrasında ki genel seçimlerde de gene ülkemiz koalisyon hükümetlerine teslim olacak korkusu içime dert olmuştu. Ancak ilahi adalet mi desem yoksa sağduyu ve millibirliğin yeniden uyanışı mı desem, oynanan oyunun tersine Ak parti hükümetinde yaşanan birkaç istifaların ardından yeniden bir toparlanma, yeni oluşan bakanlar kurulu ve tekrardan görevde olan ve eski gücünden bir şey kaybetmemiş olan bir icraat hükümetinin varlığı ile umudumuz yeniden yeşermeye başladı. Fakat Ak partide beklenen depremin etkisi Chp yi vurdu.Ard arda gelen toplu istifalar, parti içerisindeki MYK üyelerinin birbirlerinin ve genel başkanlarının söylemlerinin aksine beyanatlar vererek parti içerisinde işin içinden çıkılmaz bir hal alması ve kamuoyunda güvensizlik ve bölünme seslerinin yükseldiği şu günlerde görülen o ki Chp yi zor günler bekliyor. Mhp de ise toplu istifalar olmasada kamuoyu araştırmalarıda gösteriyorki bir yükseliş söz konusu değil. Aksine tabanın isteklerine cevap vermeyen adaylıkların açıklanmasıyla düşüş sözkonusu. Birde bu karmaşada yaşananlarla birebir ilgisi olan cemaat boyutu var.

Ben ilk zamanlarda bu yaşanların cemaatle bir alakasının olmasına çok fazla ihtimal vermemekle beraber lehte yazılar yazarak cemaati olayların dışında görmekteydim.

Ama öyle şeylere şahit oldumki isteristemez geri adım atarak kendi çapımda uzlaştırıcı olma yolunda birtakım girişimlerde bulunmaya çalıştım. Amacım birilerini tenkit etmek asla değil, ancak Pensilvanya’dan ve cemaatin önde gelen isimlerinden arka arkaya öyle beyanatlar gelmeye başladıki bir anda başımdan aşağı kaynar sular dökülmeye başladı. Bütün bunların yanında cemaate ait basın ve medya gurubundaki yanlı ve asılsız tutum beni iyiden iyiye kötü şeyler düşünmeye sevk etti. İlk başlarda dershanelerin kapatılmasıyla alakalı kanun tasarısının etkisinin bu denli büyük bir bölünmeye sebebiyet verebileceği aklıma gelmemişti. Ancak bugün yaşananlar da gösteriyorki bu sadece dershanelerin kapatıması değil arkasında gizlenmeye çalışılmış ancak günyüzüne çıkan bir yapının hükümeti ele geçirme çabalarının olduğunu görmekteyiz. Tabi bu arada yeri gelmişken bir eleştiride de bulunma zorunluğu hissettim. Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve kurmayları zaman zaman cemaat lideri lehindeki güzel düşüncelerini, gönül bağlarını ve hasretlerini sıksık dile getirmişler ve cemaatin sosyal etkinliklerinin tamamında bulunarak onların yanında olmaları dolayısıyla onlara cesaret ve rahat hareket imkanı sağlayarak bu günlerede yaşananlara istemeyerekde olsa katkıda bulunmuş oldular. Ama ben biliyorumki Halis niyet içerisinde olmalarından mütevellit bu oyundan beklenenin aksine güç kazanarak çıkmışlardır. Böylecede deprem en derin yarayı başlangıç yerine yani cemaate vermiştir. Tabandaki, yönetime olan güvenin sarsılması sizcede büyük bir yara değilmidir. Bu yaşananların cemaate de fazlaca kan kaybettirdiği bir gerçektir. Yaşananları bir fırsata çevirmek isteyen muhalefette bir hayal kırıklığı yaşatarak maalesef kendi tabanını kaybetmiş ve bir arbede içerisinde kalmıştır.

Bütün bu yaşananları ve kamuoyu araştırmalarını incelediğimizde görülüyorki ; Ak Partide yaratılmak istenen ve yıkım gücünün kuvvetli olması düşünülen deprem, planlananın aksine Ak Partiyi güçlendirmiş, menfaatlenmek isteyenlerde ise tamiri mümkün olmayan tahrifata sebep olmuştur. Yani şunu açık ve net olarak söyleyebilirimki ; OYUN TERS TEPTİ…….

Umutlu Kalın.

Davut BÜLBÜL