
Taşeron sisteminin sahibine de hayrı yok!
Sonu ölümle biten iş kazalarının ardından taşeron şirket yetkililerinin yargılanmasına tanık olunan Tuzla tersanesi, ilginç bir kazayla gündemde...
Bugüne dek, sonu ölümle biten iş kazalarından sonra ağırlıklı taşeron şirket yetkililerinin yargılanmasına tanık olunan Tuzla tersanesinde, kazada ölen eğer bir taşeron şirket sahibiyse sonuç ne olur? Kartal 2. İş Mahkemesi, 2002 yılında ölen Şeyh Hamit Bozkurt'la ilgili tazminat davasında bu sorunun yanıtını arıyor.
Ailenin avukatı, kaza asıl işveren durumundaki Çelik Tekne Tersanesi'nde meydana geldiğini öne sürerek, tazminat istiyor. Mahkemenin atadığı bilirkişi ise, ölen Bozkurt'un sigortalı işçi değil, işveren olduğunu; dolayısıyla iş kazası sayılamayacağını savunuyor. Rapor, 15 Aralık 2011'de görülecek duruşmada mahkeme tarafından değerlendirilip karar verilecek.
Şeyh Hamit Bozkurt, 2000 yılında bir ortakla beraber Tuzla'da 'Erdeniz' adlı taşeron şirketi kurdu. Daha sonra hissesini eşi Dilber'e devretti. Kendisi de şirketin müdürü oldu. Aynı zamanda sahadaki koordinasyondan sorumluydu. Erdeniz, 2002 yılında Çelik Tekne Tersanesi'nde gemi yapım işi aldı.
Tersanede, 28 Ağustos 2002'de saat 16.30 sularında bir geminin inşaası sürerken Şeyh Hamit Bozkurt, çalışanları denetliyordu. Geminin 1.80 metre yüksekliğindeki bir bloğunun üzerindeydi. Bir sac kütlesinin montajı sırasında geri-geri gelirken dengesini yitirip sırtüstü yere düştü ve başını betona çarptı. Bozkurt, kaldırıldığı hastanede 9 Eylül'de öldü.
Bozkurt'un ölümünün ardından Tuzla Asliye Ceza Mahkemesi'nde bir dava açıldıysa da "Olayın kazalının kendi dikkatsizliği ve tedbirsizliği sonucunda meydana gelmiş olması" nedeniyle 2003 yılında beraat verildi. Eşi Dilber Bozkurt ve üç çocuğu, kazadan sekiz yıl sonra, 16 Temmuz 2010'da, Galatasaray Holding bünyesindeki Çelik Tekne Tersanesi aleyhine tazminat davası açtı.
Asıl patron kim?
Kartal 2. İş Mahkemesi, bu başvuru üzerine Çalışma Bakanlığı Pendik Sosyal Güvenlik Merkezi'nden kazanın incelenmesini talep etti. Başmüfettiş Osman Aydın, 10 Ocak-18 Şubat 2011 arasında incelemesini bitirdi. Mahkemeye gönderdiği raporunda; 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 2. maddesine göre işveren değil, işçi olması; yasanın 11. maddesine göre de, kazanın 'iş kazası' sayılabilmesi için bir işverene bağlı olarak çalışması gerekiyordu. Oysa Şeyh Hamit Bozkurt, taşeron şirketin sahibiydi. Başmüfettiş Aydın, şu halde, "İş kazası olarak kabul edilmesinin yasal olarak mümkün olmadığı" sonucuna vardı.
Bozkurt Ailesi'nin Avukatı Sezin Uçar, müvekkili her ne kadar taşeron şirket sahibi olsa da bu şirketle asıl işveren arasında muvazaalı (aşıl işveren lehine danışıklı düzenleme) sözleşme yapıldığını ileri sürüyor. Yasa gereği, Bozkurt'un öldüğü o kazada görülen işin gerçekte asıl işverenin sorumluluğunda olduğunu ifade ediyor. Ayrıca Uçar, ölen kişinin işçi veya işveren oluşuna bakılmaksızın, tersanede meydana geldiği ve güvenlik önlemleri alınmadığı için de asıl işverenin sorumlu olduğunu iddia ediyor. Bir sonraki duruşmanın görülecek 15 Aralık 2011'de bu rapor ışığında bir karara varılacak.
DİNÇER GÖKÇE - ROTAHABER
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir, teşekkür ederiz.
Bu habere yorum yapan ilk siz olun!