Dikkat Korkutuluyoruz…….

Bugün memleketin sosyal ve siyasal genel panoramasına önyargısız, özgür aklımızla, mantığımızla, vicdanımızla birlikte bakalım istedim.
Tarihi geçmişi, vizyonu, kültürü olmayan yeni yetme kabile, çadır devletlerinde olduğu gibi çıkar ve siyasi hesapları olan grupların topluma üfledikleri üfürüklerle korku tsunamileri ile şekillendirip, yönettikleri gibi köksüz, güvensiz, bilgisiz, şaşkın bir toplum haline getirildiğimize inanıyorum.
Korku toplumu yönetme aracı halinde kullanılmıştır ülkemizde.
Cumhuriyetimizin kuruluşundan beri her dönem mutlaka bir korku iklimine veya korku tüneline sokulmuştur Türk milleti.
Türk milletinin devletine, milletine ve vatanına ibadet derecesinde bağlılığını her zaman kendi siyasi veya ekonomik menfaatleri veya hesapları için kullanan ticari, askeri ve siyasi gruplar amaçlarına erişmek için milletin kutsallarını her zaman “ gitti, bitti, battı” feryatları ile yalan ve yanlış propagandalarla kullana gelmiştir.
Bu gerçekleri hiçbir siyasi hareketin, örgütün etkisinde kalmadan geçmişi düşünüp karşılaştırarak bugünü daha iyi anlayabiliriz. Bunun için önce kendimiz olduğumuzu, duygu ve düşüncelerimizin kendi akıl ve mantığımızın ürünü olduğunu, başkalarının gözünden gösterilenleri kendimiz görmüş, bilmiş gibi yapmadan sadece özgür irademiz, bilgimiz ile düşünüp vicdanımızla karar vermeliyiz neyin ne olduğuna ve ne olmadığına.

İşte kullanılan kutsallarımız.
1- Cumhuriyetimiz.
Türkiye cumhuriyeti kurulduğundan beri hep yıkıldı, yıkılıyor, yıkılacak gibi korku pompalandı. Bir devletin yıkılmaması için bilimde, teknolojide, ekonomide, sanayi üretiminde, kendi askeri silah, teçhizat, gemi, uçak, tank, uzun menzilli nükleer silahlarını üretmesi lazım.
Cumhuriyetimiz kurulduğundan beri ülke yönetiminde söz ve karar sahibi olan siyasi ve askeri elitler yukarıda saydığım alanlarda hiçbir milli politika izlemeden hep dışa bağımlı vaziyette tuttular ülkemizi.
Ona rağmen kendi sorumluluklarının hesabını vermedikleri halde eğer ülke yönetimi ve kontrolü kendilerinde değilse rakipleri yönetimde ise hemen feryat figan cumhuriyetimiz büyük tehdit altında, yıkıldı yıkılacak diye toplumu ajite etmeye başlıyorlar.
Türk milleti artık bu tür çirkin, çirkef korku söylemlerinden korkmaktan kurtulmalıdır.

2- Türk silahlı kuvvetleri.
Diğer bir kutsalımız askeriyemiz. Türk ordusu milletinin özüdür ve göz bebeğidir. Türk ordusu öz cevherinde olan kahramanlığını, fedakarlığını, cesaretini, yeteneğini ve gücünü ülke kalkınmasına, gelişmesine yeteri kadar dürüst, akılcı, objektiv, çağdaş vurucu gücünü kendi üretmeye çalışmayarak ki cumhuriyet tarihi boyunca milli bütçeden en fazla payı hiçbir denetime ve kontrole tabi olmadan, hesap verme zorunluluğu ve sorumluluğu olmadan harcaması NATO üyeliği bizi ABD ye bağımlı ve muhtaç haline getirmiştir.
Esas asli ve asil işi görevi ülke güvenliği ve savunması olması gerekirken iç siyasi oyunların ve hesapların oyuncusu ve oyuncağı haline gelmiş ve getirilmiştir.
Pkk hainler ve katiller örgütünün ortaya çıkışında derin askeri devlet yapılanmasının ciddi izleri vardır. 1980 darbesi öncesi bu örgüt apocular adı altında Diyarbakır ve güney doğuda diğer Kürtçü Marksist kawa, rızgari, DDKO gibi sol örgütlerin etkinliğini kırmak için “böcek yiyen böcekler” gibi imal edilmişti. Apo psikopatın MİT’e çalıştığını sağır sultan bile duydu. Rahmetli Uğur MUMCU’nun öldürülmesi de bu bilgiyi açıklayacağından dolayı olduğu biliyor. Daha sonra ki yıllarda da kontrolden çıkan pkk karşı hizbullahın kurdurulduğunu duymadınız mı?
1980 darbesine giden yolda terörü azdırarak, darbeye ortam hazırlama görevini başarı ile yapan pkk darbeden sonra tam 4 yıl ortalarda görünmedi. Suriye’nin kontrolüne girdi.
1980 askeri yönetiminden 1983 3 kasım seçimlerinden sonra sivil hayata geçer geçmez askeri konseyin planlarının dışında rahmetli Özal’ın kurduğu hükümet 9. Ayında 1984 20 ağustosunda Eruh ve Şemdinli baskınları ile pkk tekrar ortaya çıkmıştı. Bu 4 yıl sessizliğ sırasında devletimizin istihbaratı nerede, ne yapıyordu da bu terör şebekesi böyle ciddi hazırlık yapıp, azgınlaşmıştı?
1960 1971 1980 ve 1997 askeri müdahaleleri ordumuz milletin özgür iradesine ters iktidarları halkın seçmediklerine vererek onlarında ülkeyi her dönem soyup soğana çevirdikleri ve hiç hesap vermediklerini bilmiyor muyuz?
Sadece 28 şubatta banka sahiplerinin kendi bankalarında ki milletin parasını çaldıklarını görmedik mi. Hani şu eski eskiden CHP ve solcularımızın amerikanın adamı dedikleri “morrison Süleyman” dedikleri Süleyman’nın yiğeni Murat’ın kendi bankasından çuvallarla kaçırdığı paralar güvenlik kamerasından izlemiştik. Diğer yiğeni meşhur hayali ihraç mucidi Yahya’yı yeni nesiller bilmez. İşte “morrison Süleyman” şimdi nasıl birden yanında eski seyisi Hüsam ile birlikte Atatürkçü, ulusalcı hatta işçi partili oluverdi.
Bu korku üflemeleri, pompalamaları en çok onlardan geliyor dikkat edin lütfen.
Türk silahlı kuvvetlerini kimse değil ancak kendi kendini yıpratabilir. Bu konuda Silivri yüzde yüz masum değil.

3- Atatürk kutsalımız.
Soyunu, sopunu bilmez birkaç soysuzun Atatürk hakkında haksız, alçak sözlerinin dışında Türk milleti ATA’sına karşı sevgi, saygı, vefa hisleri ile doludur.
Ama maalesef bu konuda da milleti bölmeye yönelik bir korku havası hakim oluşturulmaya çalışıldı ve çalışılıyor.
Siyasetin ve ticaretin kirli, pis, çirkin yüzünü gizlemek ve çıkarlarını, avantajlarını devam ettirmek için kullandığı bir sermaye haline dönüşmüştür halkın Atatürk’e sevgisi. Gerçek Atatürkçüler ki onlarda ikiye bölündüler Atatürk’çü ve Kemalistler diye, Atatürk’ten geçinenler ve Atatürkçülükten geçinenler halinde tuhaf bir toplum olduk.
Her grubun, örgütün, partinin bir Atatürk tarifi oluştu ki bu büyük atanın hatırasına, emeğine ve bize vasiyetine aykırı yanlış ve haksız toplumsal olgu haline geldi.
Bakın hepimizin atası ne demişti. “cumhuriyet aklı hür, vicdanı hür nesiller ister”
Onun dediği gibi hür akıl ve vicdan ile bakalım olaya.
Atatürk dahi idi. Atatürk büyük Türk evladıydı. Atatürk kahramandı. Atatürk yerdi, içerdi.
Atatürk severdi. Atatürk üzülürdü, gülerdi. Atatürk uzak görüşlüydü. Atatürk insan üstü, doğa üstü değildi. Atatürk insandı. Atatürk bizim ortak değerimizdir.
Kişisel ve örgütsel hesap ve çıkarlar için onu kullananlar ona ve onun değerlerine en büyük haksızlığı yapıyorlar.
Üniversite hocası bölümünde, branşında en iyi, en bilimsel çalışmayı, icadı, üretimi yapacağı, onunla anılacağı yerde Atatürkçülüğü ile ünlü olmaya çalışıyorsa, bir tüpçü esnaf vergi kaçırdığı için soruşturulduğunda ben Atatürkçü olduğum için böyle yapıyorlar diyorsa, aslı Maocu Marksist olup Çin’e methiyeler düzerken bugün Atatürk bayrağı sallıyorsa, örgütünde Kürtçülerle kol kola işbirliği yaparken Atatürkçü türküler söylüyorsa, dün Amerikan desteği ile siyaset yaparken tahttan düşünce Atatürk’den bahsediyorsa bu işte bir tutarsızlık, ilkesizlik olmaz mı?
Kenan EVREN 1980 darbesi sonrası her kasabaya, mahalleye fakir fukara vatandaşın cebinden toplanan paralarla diktirdiği Atatürk heykellerinin gölgesinde nutuklar atarken Atatürk’ün ilkelerini akıl ve bilimden uzak kıt görüşü ile sanki Atatürk için mi yapıyordu?
Atatürk ile kimsenin derdi olmaz. Olamaz. Olmamalı.
Varmış gibi gösteren bir cenah nankör, diğer cenah Atatürkçülükten geçimini kaybedeceğini sandığı, gördüğü için feryat figan Atatürk elden gidiyor korkusu velvelesi yapıyor.

21. yüzyılda ne zaman hür akıl ve vicdanla, korkusuz, birbirimizi ötekileştirmeden, birbirimizle barışık, huzur içinde yaşayacağız???