EMEKTAR BÜYÜKLERİMİZ
GENÇLİĞİNİN ÜSTÜNE BİR GÜN YAŞLILIK GİYSİSİNİ GİYİNECEKTİR HERKES.
Hayattaki en kötü hastalık yaşlılık hastalığıdır.
Bilindiği gibi 1 Ekim yaşlılar haftası…
ONLARI SEVGİ İLE KUCAKLAMAK BİZDEN HİÇ BİRŞEY EKSİLTMEZ.
Peki, bizler toplumsal olarak, bireysel olarak yaşlılarımıza ne kadar saygı gösterip onlara gerektiği gibi hürmet ediyoruz!
Biraz sabır, biraz itina, biraz sevgi ve birazda hürmet yeterli oysaki...
Yüzünüzde ki bir gülüşü, bir tebessümü onlardan esirgemeyin yeter ki.
Geçmişinize saygı, geleceğinize sevgi olarak geri dönecektir...
Hangimiz yaşlanmayacağız, hangimizin saçlarına ak düşmeyecek, hangimizin yüz çizgileri buruşmayacak… Ve hangimiz gençliğimizin üstüne yaşlı bir giysiyi giyinmeyecek…
Aslında geçmişimiz aynamızdır.
Geçmişimizde bıraktıklarımızın izi geleceğimizi belirler bu yüzden ektiğimizi biçmek için bol verimli bir gelecek için geçmişimize yatırım yapmalıyız.
“Ettiğimizi buluruz, ektiğimizi biçeriz” sözlerini kullanmanın tam zamanıdır diye düşünüyorum.
İnsanlarımız yaşlandığında sanki yaşamaya hakları yokmuş, artık ölmeleri gerektiği gibi bencilce bir anlayış, önyargı var. Yaşamak gençlere has bir özellikmiş gibi sanıyoruz oysaki yaşamak her yaşta her insanın hakkıdır…
Gençlik ve sağlık tüm insanlar için çok büyük bir nimet, gençken hayat tozpembe geçer çünkü yorgunluk nedir bilinmez. Enerjinize hiç bir şey yetişmez. Azimli ve güçlü hissetmeniz her şeye göğüs germenizi sağlar. Asla yenilmez, yıkılmazsınız. Hiçbir güç sizi yıldıramaz.
İşte yıllar tüm bu yaşanmışlıkları biriktirir ve omuzlarınızın üstüne bırakır.
Yenilmez sandığınız benliğiniz artık yorgun, güçsüz ve çaresizdir.
Gençken meydan okuduğunuz zaman artık size meydan okuyacaktır…
İşte yenilmez sandığınız zaman sizin geçmişini bir ayna gibi ellerinize bırakır.
Anne ve babanız için yaptıklarınızı, yaşattığınızı yaşayacak vaktiniz olacaktır elbette.
Ve yetiştirdiğiniz çocuklarınızda kendinizi görecek, ancak geriye dönmek için hiçbir şansınız olmayacak.
Dört dönem giyindiğimiz dört farklı hırkamız vardır.
Birinci hırkamızı doğarken, yani çocukluğumuzda giyiniriz.
İkinci hırkamızı genliğimizde giyiniriz.
Üçüncü hırkamızı yaşlandığımızda ve dördüncü hırkamızı da ebedi yolculuğumuzda giyiniriz.
Eğer giyindiğimiz ilk hırkayı layığıyla taşımayı bilirsek, son giyindiğimiz hırkayı da hakkıyla giyinmişiz demektir. Haklarımızı ve hakikatlerimizi hiçbir zaman unutmamamız gerektiğini geç kalmadan bilsek keşke…
Saygı denildiğinde aklıma geçmiş, yani büyüklerimiz gelir.
Büyüklerimize sevgi ve saygıda kusur etmemek tek temennimiz olsun…
1 Ekim yaşlılarımızın “Yani Emektarlarımızın” gününü kutluyorum…
30.09.2013
Bu içeriğe yorum yapan ilk siz olun!