banner238

banner228

banner220

banner245

banner246

banner247

banner296
24 Nisan 2024 Çarşamba

CEM YILMAZ 51 OLDU HİÇ BU YAŞA GELECEĞİM AKLIMA GELMEMİŞTİ

Gelin Tekrar İnsan olalım…

10 Ocak 2014, 07:24
Gelin Tekrar İnsan olalım…
Fikri TEZBAŞAR

Gelin Tekrar İnsan olalım…

Üzerinden geçen herkese kucak açmış, onları sarmış, korumuş bir medeniyet, Anadolu… Onun üzerinde yaşamış, onun terbiyesi ile şekillenmiş, onun töresini kendisine düstur edinmiş bir toplum, Anadolu İnsanı… Şimdi eskilere baktığımızda bizlere , “ ne kadar da büyük insanlarmış”  dedirten o mübarek, hoşgörülü, şefkatli medeniyet. Onları bizden ayıran, bize utanmamız gerektiğini gösteren neydi acaba?

 Anadolu deyince herkesin yüreği kabarır, her insan o toprakları karış karış gezmek ve tanımak ister. Ben bu yazımla sizlere elimden geldiği kadar unutulmuş,  hatırlanmayan ve mazide kalan kültürümüzü yeniden izah etmeye çalışacağım.

Anadolu’nun kutsallığını anlayabilmek adına şu hadiseyi yazımın henüz başındayken anlatmak istiyorum.

Pakistan’ın Akif’i diyebileceğimiz, ünlü şair ve fikir adamı Muhammed İkbal, bir uçak seyahati esnasında, seyir halinde olmalarına rağmen birden ayağa kalkar. Görevli hostes hemen onun yanına gelerek “Bir arzunuz mu var efendim?” diye sual edince üstad “Hayır kızım bir isteğim yok.” Diyerek cevap verir. Dakikalar sonra, onun henüz  yerine oturmadığını gören hostes kabin amirine haber verir, İkbal’in yanına gelen amir “Bir rahatsızlığınız mı var efendim?” diye sual ettiğinde “Hayır evladım hiçbir rahatsızlığım yok.” Cevabını alır. Durum kaptan pilota bildirildiğinde, İkbal’i tanıyan pilot hemen kokpitten çıkarak üstadın yanına gelir. “Efendim, bir sıkıntınız mı var, yapabileceğimiz bir şey varsa söyleyin.” Der. İkbal,  “Şu anda nereden geçiyoruz?”  diye sorunca, “Türkiye semalarındayız.” Cevabını verir. Bunun üzerine İkbal şu sözleri sarf eder. “ Benim dinime altı yüz yıl boyunca hizmet etmiş bir milletin, kutsal topraklarından geçerken oturmam yakışık almaz. Onların topraklarından geçerken edepli olmak gerekir.
İşte büyük şairin edebinden, saygısından ayağa kalktığı bu topraklar tarih boyunca
 “Anadolu”adıyla bilindi. Peki Anadolu’nun ve Anadolu insanının tek marifeti islam’a hizmet miydi? –ki bu bile başka bir meziyete mahal vermeden, baki kalmak için yeterli bir sebep- Gelin şimdide bu şanlı topraklarda tarihsel bir gezintiye çıkalım.

Sadaka vermek insanların ihtiyaçlarını bir nebze de olsa giderir.  Ahzab suresi 35. Ayette “Sadaka veren erkeklerle sadaka veren kadınlar için Allah büyük bir mükafat hazırlamıştır” denmekte. Anadolu insanı bu ayeti o kadar ciddiye almış ki, ,u meseleyi o kadar ince bir ruh ile düşünmüş ki, alan ellerin utanacağını, çekineceğini, veren elin ise nefsine uyabileceğini ve gururlanabileceğini hesap ederek çözüm üretme yoluna gitmiş. Bu öyle bir yol olmalıydı ki, alanı rahatsız etmemeli, vereni de şımartmamalıydı. İşte tam bu arayış içinde iken ortaya çıkıverdi, Zimen defterini kapatmak.  Günümüzde “veresiye defteri” denilir buna. Hayır etmek isteyenler, özellikle ramazan aylarında tebdili kıyafet ederek, bakkala, kasaba, manava yani tüm mahalle esnafına “Zimen defteri” olup olmadığını sorar, eğer ki varsa rastgele sayfaları açıp hesaplamasını söyler ve orada bulunan borçları öderdi. Bu ne büyük bir gönül işidir ki, ne alan bellidir ne veren. Ne enaniyet vardır bu çözümde ne şımarma. Borçlu, hesabını kapatmaya geldiğinde borcunun kapandığını öğrendiği vakit, ne dualar ediyordur kim bilir… İşte, bütün dünyaya insanlık dersi veren bir milletin evlatlarına da bu yakışırdı. Anadolu insanıydı onlar.

Anadolu insanı “Bu yetmez” demiş. Şehirlerine, camilerine, mahallelerine “Sadaka Taşları” dikmeyi akıl etmiş. Tepesi bir tabak gibi oyulmuş uzunca taşlardı bunlar. İçine sadakalar bırakılır, ihtiyaç sahibi de ihtiyacı kadar alırdı bu taşlardan. Kimse görmesin diye de , karanlıkta, kimseler yokken alınırdı içindeki para. Kimse “param nereye gitti acaba?” diye düşünmez, yaptığı hayrın arkasından da konuşmazdı. Ne güzel bir usüldür ki, yardım eden de, alan da bu taşları nerede bulacağını bilirdi. Bu anlattıklarım sizlere birer masal gibi geliyor değil mi? Ne acıdır ki, günümüze çok azı sağlam bir şekilde ulaşabilmiş.

Döner dolap denilen sistemi icat eden de bu yüce gönüllü Anadolu insanı olmuş. Fakirlere yardım edebilmek için, konakların bir köşesine döner bir dolap yerleştirilirmiş. Aç kalanlar, yemek bulamayanlar bu dolabın karşısına, ellerinde bir kase ile gelir, dolabın sokakta kalan kısmına elindeki kaseyi bırakır ve çevirirmiş. Dolapta ki kase içeriye gelince, ev sahibi anlarmış ki dışarıda bekleyen aç bir insan var. Kim olduğunu merak etmeden, onu utandırmadan içine yemek koyar çevirirmiş dolabı. Hayal dünyası gibi değil mi?

Günümüzde de varlığını sürdüren, dağ başına, yol kenarına çeşme yapmak eskiden beri bizim adetlerimizde olan bir hayır şekli. İnsanımız yolda, dağda, kenarda susuz kalan insan, hayvan, kuş vb. susuzluğunu gidersin diye yapar bu çeşmeleri. Dünyanın hangi milleti bu kadar düşünceli acaba.

Bağ, bahçe sahipleri her yıl bazı ağaçları işaretler, “bu ağaç vakıf ağacıdır,dileyen gelip yiyebilir” dermiş. İkram etmenin bu kadar yüce olanını başka hangi millet düşünmüş acaba? Anadolu insanı bununla da yetinmemiş, bahçesinden topladığı meyve ve sebzeleri yoldan geçenlere ikram edebilmek için, ağaçlara raflar yapmış. Her gün o raflara meyve ve sebze bırakır, yolcuların, aç kalanların imdadına yetişmiş. Günümüzde fırınlarda ki “Askıda ekmek” sistemini dünyaya sunan da Anadolu insanı olmuş.

Gelin şimdi hep beraber özümüze dönelim. Anadolulu olalım. Dünyaya “insanlık dersi” veren yüce milletimizin şanını biz devam ettirelim. Var mısınız?

 

beylikdüzü - beylikdüzü keman - beylikdüzü piyano - beylikdüzü bale - beylikdüzü müzik merkezi - modern sanatlar akademisi - beylikdüzü sanat
BEYLİKDÜZÜ müzik

Bu içeriğe yorum yapan ilk siz olun!

  • Ad Soyad:

  • Yorum:

  •  

    @name x

  • UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.
    HAVA DURUMU
    Görüntülemek istediğiniz ili seçiniz:
    banner230
    EN ÇOK YORUMLANANLAR
    BUGÜN
    BU HAFTA
    BU AY
    ARŞİV