banner238

banner228

banner220

banner245

banner246

banner247

banner288
14 Mayıs 2024 Salı

Adaylığımı açıklayacağım Aziz Yıldırım iddialara noktayı koydu

Erdoğan'dan mahkumlara müjde

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan NTV televizyonu canlı yayınında mahkumlara müjdeyi verdi.

27 Eylül 2012 Perşembe 23:11
Erdoğan'dan mahkumlara müjde
banner267
Erdoğan'dan mahkumlara müjde

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan NTV televizyonu canlı yayınında mahkumlara müjdeyi verdi. 


Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, cezaevlerinde yeni bir uygulamayı başlatacaklarını belirterek, ''İçerideki mahkumlar, belki buna tutukluyu da katacağız, eşler birbirleriyle diyelim ki 24 saat, cezaevi dışında belli yerlerde hazırlanmış odalarda görüşebilecekler. Eşiyle bir araya gelme imkanını vereceğiz ki aile görüşmesi olarak böyle bir adımı atacağız. Bu ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum olanlar için bile geçerli olabilecek'' dedi.

Terör sorununun çözülmesini istemeyen ülkeler bulunduğunu, birinci derecede Batılı ülkelerin bu sorunun çözümünü istemediklerini belirten Erdoğan, ''Almanya istemiyor, Fransa istemiyor. Bize yardımcı olmuyorlar bu konuda. Tam aksine ülkelerinde terörist başlarına cirit attırıyorlar'' dedi.

Başbakan Erdoğan, Avrupa'nın en gelişmiş ülkelerinin teröre destek verdiğine işaret ederek, şöyle devam etti:

''İskandinav ülkeleri bu işe tam manasıyla yataklık yapıyor. Onlara, bunu yüzlerine söylediğim için çok açık, net burada da söylüyorum. Hani 'suçluların iadesi nerede?' diyoruz. Bir taraftan Avrupa Birliği'nde diyeceksiniz ki 'PKK, bir terör örgütüdür', ondan sonra bunların bütün temsilcileri ülkelerinizde elini, kolunu sallayarak dolaşacak. Bir belediyenin müsaadesiyle çadırını kuracak, bölücü başı orada duracak. Orada para toplayacaklar, milyonlarca avro buradan terörizme kaynak oluşturacak. Bunlar sizde var, insan kaçakçılığı yapıyorlar bunlar siz de var, esrar, eroin kaçakçılığı var. Bunlara göz yumuyorsunuz. Bunları maalesef görüyoruz, bunu kendilerine sürekli söylememize rağmen ne yazık ki netice de alamıyoruz. Bunun neticesini aldıracak bir uluslararası kurum da yok.''

-Balyoz Planı davası kararı-

Başbakan Erdoğan, Balyoz Planı davasına ilişkin soru üzerine de yerel mahkemenin bu konuda birçok çalışma yaptığını, geniş tabanlı incelemelerde bulunduğunu söyledi.

Dava sürecini Adalet Bakanlığı vasıtasıyla takip ettiklerini, avukatlar ve bazı sanıkların zaman zaman mahkemeye gelmeyerek, mahkeme heyetini hakaretlerle tahrik ederek, davayı provoke ettiklerini ifade eden Başbakan Erdoğan, ''Bütün bunlara rağmen bu kadar zaman içinde bitmesini bile ben başarılı buluyorum. Neticesi itibariyle o ayrı bir konu. O, şu anda benim ilgi alanın içinde değil. Ben, gerekçesini görmeden burada bir değerlendirme noktasında değilim. Şu anda, anayasanın amir hükmü gereğince bu konuda adil mi, adil değil mi bunu söyleyemem'' diye konuştu.

Davaya ilişkin Yargıtay sürecinin bulunduğunu, yerel mahkemenin kararının nihai bir sonuç olmadığını belirten Erdoğan, şöyle konuştu:

''Yargıtay'ın vereceği karar nedir? Onu bilemiyoruz. İade mi eder, yoksa orada kendisi verdiği kararla birincil mahkemenin kararını aynı şekilde onaylar, onu da bilemiyor. O da son değil, ondan sonra Dava Daireleri'ne gidebilir. Bütün bu değerlendirmeler neticesinde, biz hakkaniyete uygun bir kararın Yargıtay'dan çıkmasını bekleriz. Bu ne olur? Onu ancak Yargıtay kararını verdikten sonra göreceğiz. Gerekçelerini birincil mahkemenin de Yargıtay'ın da ortaya koymasından sonra çok daha rahat bir değerlendirme fırsatı bulacağız. Bizim baştan beri söylediğimiz şey şuydu; Türk Silahlı Kuvvetleri'nden içeri alınan muvazzaf kadronun tutuksuz yargılanması benim başından itibaren temennimdi ama kararı bu şekilde verdiler, bu şekilde yürütüldü. Bu süreci artık Yargıtay'da takip edip temennim, hakkaniyete uygun bir netice çıksın.''

Başbakan Erdoğan, programda bir gazetecinin, ''Son dönemde TSK ile çok yakın çalışıyorsunuz, eleştirildiğinde sahip çıkıyorsunuz'' demesi üzerine de ''Eleştirildiğinde demeyelim, orayı iyi seçelim. Hakarete uğradığında. Eleştiri başka bir şey, hakaret başka bir şey'' dedi.

-Tutuklu ve hükümlülere aile görüşmesi-

Balyoz Planı davası kararının ardından sanık ailelerinden bazılarının bayıldığının, ertesi gün babalıktan, kocalıktan men olaylarının yaşandığının anımsatılması üzerine Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:

''Burada da babalıktan, kocalıktan men falan söz konusu değil. Burada herkes normal olarak görüşme şeyi neyse, aynı şekilde buradaki ziyaretlerini yapacaktır. Hatta, ben size yeni bir şey söyleyeceğim. Belki bunu magazin olarak değerlendireceksiniz. Nasip olursa, bu yeni dönemde, Pazar günü açıklayacağım şeylerden bir tanesi budur, o da şu; içerideki mahkumlarla ilgili olarak, belki buna tutukluyu da katacağız. Görüşmelerde belli sürelerde eşler birbirleriyle, diyelim ki 24 saat, cezaevi dışında belli yerlerde hazırlanmış odalarda görüşebilecekler. Türkiye'de böyle bir uygulama yok, ilk defa bu uygulamayı biz başlatacağız. Yani eşiyle bir araya gelme imkanını vereceğiz ki aile görüşmesi olarak böyle bir adımı atacağız. Bu ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum olanlar için bile geçerli olabilecek, yeter ki o süre içinde onlar, oradaki şartlara uygun hareket etmiş olsun. Oradaki ağlama vesaire bunların hepsi anlık, oradaki verilen kararın neticesindeki tablolardır, doğaldır, duyguların dışa vurulmasıdır. Bunu o şekilde değerlendiriyorum.''

-''Biz, demokrasiyi şurada fırsata dönüştürdüğümüze inanıyoruz''-

Başbakan Erdoğan, ''Türkiye'de Balyoz, darbe girişimi, örgütlenme yok muydu? Başbakan olarak değil, bir vatandaş olarak ne düşünüyorsunuz'' sorusu üzerine de şunları kaydetti:

''Ben özellikle 28 Şubat'ı yaşadım, 28 Şubat öncesini de yaşadım, o da öğrencilik yıllarımız, 12 Eylül. Fakat bu arada bir de TRT'de Ali Adnan dizisi var. Bu ülke bunu da yaşadı. Bu ülkede özellikle CHP zihniyetinin fiilen içinde bulunduğu veya fikren içinde bulunduğu birçok bu tür darbeler olmuştur. Son geldiğimiz dönemde ise bu tür darbelerle alakalı olarak bir şeyi görmek lazım. Bir neticelenen darbeler var, bir de teşebbüs edilip de neticelenemeyen darbeler var. Bizim olay, böyle bir olaydır. Partimizin kapatılmasına teşebbüs edilecek bir fikri adım atıldı. Bunun içinde siyasiler var, çok enteresandır anamuhalefet partisinin genel başkanı çıkıp, bizim partimizle ilgili kapatılma olayı başladı, şu ifade çok manidardır, 'hamdolsun ki Ankara'da yargıçlar var'. İktidar partisi, 330 civarında milletvekili var, bu kadar milletvekiliyle iktidar olan bir parti kapatılıyor, Türk demokrasisi için bir yüz karası ve ortada müdellel, ciddi hiçbir şey yok. Sadece ideolojik yaklaşımlar, sadece gazete başlıkları, Google'den alınan kupürler... Ve anamuhalefet partisinin genel başkanı bu açıklamayı yapıyor.

Bunun 28 Şubat'ına baktığımız zaman, ben belediye başkanlığından alındığımda, Milli Eğitim Bakanlığı'nın Talim Terbiye Kurulu'nun bir şiirini okuduğum için alınıyorum. Bunun bedelini ödemiş birisiyim. Şimdi ise CD'leri dinliyorum şok oluyor. YAŞ toplantılarında beraber olduğumuz bir arkadaş, yolculuklarımızın olduğu bir arkadaş. Ben bunu CD'den, sesinden dinleyince, inanın o CD'yi dinlemesem inanmayacağım ama CD'yi dinleyince şoklara giriyorum, 'nasıl olur bu' diyorum, 'nasıl böyle bir şey oluyor' diyorum. İlk defa bir sivil mahkemede böyle bir sürecin olması aslında Türk demokrasisi adına çok önemli. Burada Türkiye bir değişimi, dönüşümü demokrasi adına yaşıyor. Bundan dolayı şu anda aleyhte bazı kampanya yürütenler ki bana göre çok cılız bir kampanya bu. Yani o bekledikleri neticeyi onlar zaten alamıyorlar. Çünkü ortada bir vaka var. Nedir? Türkiye'de darbelerle bir yere gidilmesi değil, artık Türkiye'de halkın kazanması, milletin kazanması çok önemli, demokrasinin kazanması çok önemli. Bu başarıldığı zaman Türkiye sıçramaya devam edecektir. O zaman küresel sermaye Türkiye'ye çok daha farklı itibar edecektir. Çünkü küresel sermaye bir yere girerken orada demokrasiyi arıyor. Bu ülkede demokrasi var mı, yok mu? Eğer dikta varsa burada, buraya küresel sermaye gelmez ama burada demokrasi varsa küresel sermaye buraya gelir. Çünkü, atbaşı bu işi getirecektir. Aksi takdirde diktatörler fabrikana, sermayene el koyuyor. Bunu ortadan kaldıracak bir sürecin başlaması noktasında biz, demokrasiyi şurada fırsata dönüştürdüğümüze inanıyoruz.''

-''Ben, genelkurmay başkanların hepsiyle iyi çalıştım''-

''Emekli Orgeneral Aytaç Yalman ve eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök'ün, Balyoz Planı'ndan haberdarsa neden komutanları görevden almadı, soruşturma başlatmadı'' diye sorulması üzerine Erdoğan, Yalman ve Özkök'ün dava sürecinde tanık olarak dinlendiklerini anımsattı.

Başbakan Erdoğan, ''Yargı bu paşalarımızı da dinledi. Hilmi Paşamızın durumu malum, 4 yıl Genelkurmay Başkanlığı yaptı ve Genelkurmay Başkanı olarak ben, Hilmi Paşamızla gayet iyi çalıştım. Ben, genelkurmay başkanlarının hepsiyle iyi çalıştım. Yaşar Paşa ile de aramızda zaman zaman sıkıntılar olmadı değil, oldu. İlker Paşa ile de aynı şekilde. Muhatapları bu işin zaten genelkurmay başkanlarımızın kendileriydi, görüşmeleri gerekenle zaten görüşmeleri yargı yaptı. Belki bundan sonra da süreç içinde çağıracakları olur mu, olmaz mı bunu bilemem'' diye konuştu.

Erdoğan, ''Türkiye'de darbe ihtimali gündemden kalkmıştır diyebiliyor musunuz'' sorusuna da ''Biz, artık böyle bir şey düşünmek istemiyoruz, bu ülkenin evlatları da bunu artık kitaplarından silmiş vaziyetteler. Böyle bir şey yaşamak istemiyoruz. Çünkü, bunun bedeli çok ağır, bu millete artık kimsenin bu bedeli ödetmeye hakkı yok'' yanıtını verdi.

Bir soru üzerine Başbakan Erdoğan, TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu'nun sadece bir yol gösterici olduğunu söyledi.

''Sizi davet etmediler mi? Siz de çok çektiniz'' diye sorulması üzerine Erdoğan, ''Hayır. Sizin sözleriniz üzerine belki bizi de çağırırlar. Sayılar fazla, süreyi belki uzatmak isteyecekler, o zaman çağırırlar'' dedi.

Başbakan Erdoğan, Genelkurmay Başkanlığı'nın 27 Nisan'daki bildirisini hangi çerçevede gördüğünün sorulması üzerine de ''27 Nisan bana göre, onu ben bir muhtıra olarak değerlendirmeyi düşünmüyorum. O kadar güçlü bulmuyorum. Çünkü, o muhtıranın hiçbir fiili yanı yok, yaptırımı yok. Eğer muhtıra ise bunun fiili yaptırımı olması lazım, fiili tezahürünün olması lazım. Sadece bir açıklama yapmışlardır, bir bildiri okumuşlardır ama ertesi gün hükümet anında sabahleyin gerekli olan değerlendirmeyi yapmış, asıl muhtırasını hükümet vermiştir'' değerlendirmesinde bulundu.
 

beylikdüzü - beylikdüzü keman - beylikdüzü piyano - beylikdüzü bale - beylikdüzü müzik merkezi - modern sanatlar akademisi - beylikdüzü sanat
BEYLİKDÜZÜ müzik

Bu habere yorum yapan ilk siz olun!

  • Ad Soyad:

  • Yorum:

  •  

    @name x

  • UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.
    HAVA DURUMU
    Görüntülemek istediğiniz ili seçiniz:
    banner251
    EN ÇOK YORUMLANANLAR
    BUGÜN
    BU HAFTA
    BU AY
    ARŞİV