banner238

banner228

banner220

banner245

banner246

banner247

banner225
04 Ekim 2025 Cumartesi

Kız kıza deniz keyfi

KORUNAKLI GÖLGEde KURŞUNU GÜMÜŞE DİZDİLER SREBRENITSA (SREBRENICA) 'da.

11 Temmuz 2013, 19:30

KORUNAKLI GÖLGEde KURŞUNU GÜMÜŞE DİZDİLER SREBRENITSA (SREBRENICA)  'da. 
 
Semaların bahtı, kabirlerin nurdan kapakları açılmış .Gökler diz çökmüş,sular kabarmış sonrada taşmış. Kimilerinin yüreği kadife gül, kimilerinin ise taşmış. Kumun üzerinde çırpınan bir balığa hala canlı diye ölümüne göz yummak mıdır “İnsan olmak” diye kendi kendine sorarmış. Sanmıyormuş ki üzerinden zaman geçti diye tarihin bu hüzün siyahı sayfası sararmış
 
Kabrinde rahat huzurla  uyu diye dua edilen insanlar, “insan gibi”  müreffeh yaşayacağım, zulme karşı korunacağım  derken her dem asayiş, barış ve  güvenliği tesis edeceğini söyleyen oburdünyalı sahtekarlara kanmış. Dramın sonunda mazlumun döktüğü hep kanmış. Sözde sağlanacak olan çıkma adalet ve istikrarmış. Yüreği yanıyor insanlığın, ala sen gör bu  yürekleri yakan nasıl da bir harmış. İstifhamlar gelir ardı ardına, insan ne için ölür ya da ne için yaşarmış? İnsanlık düştüğünde onu hangi gümüş ip ya da kim tutarmış. Yoksa sürdürülebilir putlaşttırılmış yalanların sürgününde kasabın kedileri de mi masum insanlara kin tutarmmış?
 
Bir yokmuş bir de varmış . Güneş dağların arkasında iken yönünü bilmeyenler için acaba  nerede doğup, nerede batarmış.  Tarihçiler neyi nasıl , kimin lehine aktarmış. Kim, neyi ne için kotarmış. Tarih uçurumlardan, duvarlardan, surlardan atılmış çile ve drama dönen acılarmış. Yokluk varlık ile manidarmış. Dünya sahtekarlara güvenenlere ne kadar da darmış. Bazıları masum insanların sözde iyiliğini isteyen kuruluşlar ve uluslarmış. Soykırımların  inkârına güvemlik duvarı ağı aslında Latinska köprüsündeki örümceklerdeki kutsala değmeyen bir ağmış.  Sözcüklerin güvenlik şifresinde, masumlar yoldaki dağların hangisine güvense o dağa etnik nefret ve açgözlülük yüklü  kar yağmış. Çoğu zaman insanın gözünü kardeş bildiği nankör komşusu, yakını oyarmış. Öldü denilen şehitlere dair bugün anlaşılıyor ki aslında her biri sağmış. Yolda giderken yediğim ve otomobilin içine sonra atmak üzere torpido gözünün altına yerleştirdiğim, basılınca ayağı kaydırdığını düşündüğüm muz kabuğu, düzenbaz birleşmiş illetlerle zihnimde kurduğum bağmış. 
 
Şehitlik ziyareti öncesi arabanın tekerleğine yakın iki büyük salyangoz ve biraz ötede onların torunları diyebileceğimiz minik salyangozlar kaç neslin alameti olsa gerek. Altın araba, gümüş tekerlek, zamanın tekerleği dönüyor dönüyor. 18 sene öncesine bir günde gidiyor.. Birleşmiş Miletler'in güçlerinin  çekilmesini müteakiben  Ratko Mladiç komutasındaki  Sırp ordusunun  bölgeye girp resmi rakamlar her ne kadar 8300 kusur olarak açıklansa dahi  kayıplara birlikte 13 bin civarına ulaşan koruma kalkanında oldukları gerekçesi ile tüm silahtan arındırılma çabalarına rağmen silahlansalar da kendilerini koruyamacak hale getirlmiş bulunan Dede-Oğul-Torun üç nesil   Müslüman Boşnak erkeğin sistematik işkenceler akabnde kurşuna dizilerek hunharca katledilişinin, kadınların, genç kızların  ve ufak yaştaki kız çocuklarının  ailelernin gözleri i önünde alçakça  iğfal edilişini Batının adeta bir boğa güreşi seyircisi gibi  izlermesi üzerinden geçen 17 yıl. 
 
Yol emniyeti yalanında, yollar gideceği yere varır . Balkanlar'da “Gümüş” küpleri kristallenir sonra da kasap sarrafların elinde kararır. Lakin hakikat hiç değişmiyor. Kara günlerde dahi bulutlardan kararan havada yağmur katrelerinin fısıltısı şöyle diyor "Sadece saf gümüş kararıp paslanmaz " Onun adı Srebrenica’da gümüş beyazı masumiyet. 
 
Kasap bıçağını bilemiş hakikatin önüne yalanı katıyor, İnsan insanı nasıl da satıyor. Söz gümüş ise sukut altın olsa, Srebren gümüşünün ayarında olanın bitenin altında acaba bilip bilinmedik duyurulup duyurulmadık neler yatıyor. Srebrenica'da 3 nesil burada yatıyor. Şükür ki hala hafızası ve vicdanı diri Boşnakların kalbi burada atıyor. Acaba şehitlerdeki neyin özü mineralleri ile maden yataklarının yanında kömüre yakın Srebrenica toprağına zenginlik  katıyor .
 
Ramazanın ilk günü ,Aliya İzzetbegoviç dahil olmak üzere pek çok şehitin bulunduğu Kovaci'deki şehitlikten dua ile çıkış sonrası 2008 yılındaki ziyaretime oranla sokaklarını daha da bir püri pak ve bakımlı  buluduğum  Başçarşı Başeskia yönünden  şehrin bir başka köşesi diyebileceğimiz dogrultusuna yöneldikten sonra Srebrenica (Srebrenitsa) istikametine yapılacak yolculuğun   önüne, canlı turnike gibi dikilen  polisler sayesinde bloke yollar olsa da, bir kere yola çıktı mı insan gideceği yere varır, tıpkı hacca giden topal karınca gibi. Özel merasim sebebi ile  tıkanan yolların da bir gideni vardır elbet..
 
Obur Dünyalılar tarafından dünyanın yalanına inandırılmaya çalışıldığımız Dünya'da, “Yalan Dünya” rüzgarında güvenli bölgenin güvenine ya da  (The United Nations Protection Force )UNPROFOR'un koruma kalkanına kimin ekseninden bakarsanız bakın  bir aldanış . Olup biten sonrasında iş işten geçince Lahey Adalet Divanı  katliamın soykırım olduğu kabul edilp  bu  katliamdan Sırbistan’ın sorumlu tutulamayacağı karara bağlaması. Allah; ceza mahkemelerinin ne zaman cezasını verecek  tarzı soruları bizlere sorduracak türden hakikatler.Diğer  yandan BM nin  2. Dünya Savaşı'ndan bu yana Avrupa'da gerçekleşmiş en büyük “Toplu İnsan Katliamı” olduğunu kuru kuruya kabulü ise trajkomik üç kuruşluk bir opera olmasının yanısıra, yakın geçmişteki sözde özür dileme mahiyetinde organize yalana ve yılana sarılma reflekslerinin doğurduğu başka sancıları da beraberinde hatırlatıyor.
 
Anıt Mezarda açılmış,tahtalarla kalıp halinde desteklenmiş  kabirlere bakarken soru sormaya elverişi kim var ise iletişime geçme çabam, bilmediğim “Boşnakça”, bildiğim “İngiliz dili”, anlatabildiğim ve anladığım “Vucut dili” üçlemesinde bir anlaşma- anlama zemini yakalıyordu. En son lise talebesi  Zehra adlı bir kız çocuğu açılmış kabirlere dair bir kaç bilgi daha ekledi. Srebrenitsa’da katledilen şehitlerden DNA yolu ile kimlikleri tespit edilenlerin 409'nun  cenazelerini yağmur altında taşıyan agir ilerleyen tır konvoyu bulunduğumuz yerde yapılacak toplu cenaze töreni için Visoko isimli kentten yola çıkmış. Az önce merasimin bir parçası olduğunu düşündüğüm ellerinde bayraklar olan ve yolu tıkayan kalabalığın yürüdüğü orman, katliamdan kaçmak icin insanların kaçıp saklandıkları yerlerden biri imiş.  Türkçe konuşan Boşnak imam merasim hakkında daha fazla bilgi vermedi ya da veremedi.Zira o sıra başka yetkililer ile irtibat ve diyalog halinde olması( olmasının gerekmesi )  asıl niyetinin üzerini örtebilmeye müsait bir perde idi.  Sahnenin perdesini havaladıracak bir rüzgar yoktu. Yağış başladı. 
 
Basın, yerel ve ulusal medya ve bir takım sivil toplum örgütü üyeleri üzerinde aynı türden açık renkli t-shirtleri ile ilk dikkati cekenlerrden idi.  Yağmurun şiddetlenmesi töreni sonuna kadar izlememizi zorlaştırdığından bölgeden ayrilmak gerekti. Merasime Türk askerlerinin de katıldığı bilgisini havalimanına döndukten sonra valiz beklerken telefonuma düşen haberlerden öğrendim . 
 
Srebrenica İzlenimleri , Gezi Günlüklerim'deki Ülke ,Bölge izlenimlerimde ayrı bir yerde ele alınmalı idi. Bu nedenle ziyaretim sırasında düşünüp Katliamın yıl dönümü için (11Temmuz )  memlekete döndüğüm gece (10 Temmuz) kaleme aldığım ve Yeni Dünya Düzeninin etkileri konulu yazılarıma eklemlenecek bu ziyaret izlenim yazımın, Srebrenica'ya dair bu ilk bölümü olacak idi. Ben de bilirim aynı cümle içinde “katliam”, “kasap” kelimelerini kerelerce kullanmadan cümle yapmayı ama devir bazen malumun ilamını da zorunlu kılıyor .
 
Bu bölüme nihayet verirken, başta  Ratko Mladiç, Radovan Karadziç olmak üzere tüm katilleri, katliamdan sorumlu olan, katliama aracılık eden, katliama çanak tutan, katliama seyirci kalan, küresel aynalarda foyaları ortaya dökülmüş dökülmemiş, aynası nefrette yansıma yapanları, sırrı dökülmüş tüm kişi ve kurumları, kraliyetin tacının kıvrımlarını,yeldeğirmenlerini, kasabın bıçağını, kasabın satırını,kasabın silahını  ve de tüm anılan şahıs ve kurumların  irtifası kaybolmuş kredisini, sermayesini insanlık adına tüketmiş cellat. faşist ,ırkçi ,elitist  zihniyetlerini, aynı zihniyetin günümüzde başta OrtaDoğu, Kuzey Afrika ve Asya'da olmak üzere mendebur Yeni Dünya Düzeni planında tüm Dünya coğrafyası üzerinde mazlum halklara karşı katliama ve/veya zulme devam edişlerini  bir kez daha lanetlerken, şehitlere tekrar  Allah'tan rahmet  diliyor, mezkur acı hadiesnin;  kini beslemek için değil, her türlü gafil avlanmaya karşı bilinçli, tetikte olmak, kuzuları  kurtların aklına müracaat etmekten korumak niyeti ile hatırlanmasını temenni ediyorum. Acıların tekrarlanmaması için uyanık vaziyette, vicdanı diri tutarak  “Srebrenica’daki Katliam Dramının “unutulmamasını ve unutturulmasına izin verilmemesinin sadece şu andaki değil gelecek nesiller için de İnsanlığa dair faide  getireceği inancı ile.
 
H.Çiğdem Yorgancıoğlu Potoçari Anıt Mezarlığı izlenmleri 
1.Bölüm
09.Temmuz 2013, Srebrenica Sırp Cum. / Bosna Hersek
CC: Balkan Günlükleri Notları /Dünya Gezisi Notları
 

beylikdüzü - beylikdüzü keman - beylikdüzü piyano - beylikdüzü bale - beylikdüzü müzik merkezi - modern sanatlar akademisi - beylikdüzü sanat
BEYLİKDÜZÜ müzik

Bu içeriğe yorum yapan ilk siz olun!

  • Ad Soyad:

  • Yorum:

  •  

    @name x

  • UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.
    HAVA DURUMU
    Görüntülemek istediğiniz ili seçiniz:
    EN ÇOK OKUNANLAR
    BUGÜN
    BU HAFTA
    BU AY
    banner230
    EN ÇOK YORUMLANANLAR
    BUGÜN
    BU HAFTA
    BU AY
    ARŞİV