Ozon delindi, Küre ısındı…

Evet, son baharı ilk bahara bağladık. Kış bu yıl teğet geçti bizi. Kışın bereketini bolluğunu yaşayamadık şu an farkında değiliz ama önümüzdeki aylarda yaşayacağız. Ozonu deldik, ne mutlu bize. Her bir yerden saldırdık ozona. Fabrikaymış, evmiş, egzozmuş, deodorantmış her türlü kimyasal ve biyolojik silahı kullandık. Ve başardık. Bakın artık mevsimler normal sırasında ilerlemiyor. Ne güzel bu kış hiç üşümedik, az yakıt yaktık, fazla masraf da olmadı değil mi? Küre de ısındı bir güzel oh ne ala. Artık yavaştan şairler, yazarlar da mevsimlere değinmeyi, onların güzelliğini anlatmayı bırakır. Artık kar tanelerine şiir yazamayız. Artık yağmur yağan sokaklarda toprak kokusu eşliğinde adımlamak mucize olacak gibi gözüküyor. Düşünün 30 yıl sonra çocuklarınız veya yeni nesil bizim neslin şiirlerini okuyor. AA önceden gökyüzünden aşağı doğru kar diye beyaz soğuk şeyler inermiş. Onlar indiğinde yerde kaldığı süreye de kış derlermiş. Ne garip bir şey. Yani gelecek genç şairler bu kavramları şiirlerinde kullanamayacaklar. Anlaşılan o ki ozon tabakası aynı zamanda ozan tabakasını da deldi. Günümüzde yaşadığımız bu havalar kamuoyunu da yöneticileri de pek alakadar etmiyor. Anlamadığım onlar da bu dünyada yaşamıyorlar mı? Kimisinin mazereti hazır hemen –Bir benle olacak iş mi kardeşim? Sen mi kurtaracaksın dünyayı? Bir de iğrenç bir kahkaha… İyi bir bahane bulmuşsun kardeşim böyle devam et, bahanen sana çok yakışmış. Kimileri de –Yöneticilere o kadar oy verdik, onlar bulsun çaresini, bunu da mı biz düşüneceğiz canım? Düşüncesindeler. Kendilerine göre de haklılar vesselam. Yöneticiler penceresinden baktığımız zaman. Kimisi çıkıp –Allah’ın işi işte elden ne gelir, deyip kaçıyor. Elbette ki Allah’ın işi buna kuşku yok ama sen tedbirini aldın mı ki tevekkülde bulunuyorsun? Sonra daha büyük yöneticilere gidiyoruz, bakana. O da –Tedbire gerek yok yağmur yağar, yağmazsa ben bıyığımı keseceğim diyor. Bu cevaptan sonra gülsek mi ağlasak mı inanın bilemedim. Eyvallah sayın bakanım anlıyoruz iyi niyetlisiniz de sizin bıyığınız kıtlık olursa, susuzluk olursa bunlara çözüm olmaz ki… Gerçi ben bakanımızın musluğu açıp bakın akıyor deyip göstermesini sonra da bir bardak su içmesini beklerdim hani bozuk süt vakası olunca süt içmişlerdi ya o aklıma gelmişti ama bıyık iddiası çok başkaydı bambaşka. Yağmur az, su seviyeleri sinyal veriyor ama tasarruf amaçlı su kesintileri son zamanlar yapılmaz oldu. Birileri onlara ilerleyen zamanlarda çok yağmur yağacağını mı müjdelemişti acaba. Hayır, teknolojinin de bir sınırı var herhalde. Peki, onlar neden böyle davranıyor, tedbir almıyorlar? Çünkü yakında seçim var. Seçimlere 1 ay kala su mu kesilir canım? Sonra kim oy verir o suyu kesene değil mi ama..! Umarım bol yağmur yağar da siz bıyıksız biz de susuz kalmayız bakanım. Umarım küresel ısınma cehenneme dönmeden ılır. Umarım ilerleyen yıllarda daha bilinçli bir toplum oluruz… Saygılarımla…