Erdoğan grupta Uludere'yi anlatıyor
BDP'liler ve gazetecilere ağır suçlamalar yönelterek "Uludere olayı üzerinden kırlı bir oyun sergileniyor, kirli lişkileri açıklayacağım “ diyen Başbakan Erdoğan partisinin grup toplantısında konuşuyor...

BDP’liler için “ölü seviciler” bazı gazeteciler için ise “uluslararası tasmaları boyunlarına taktılar” diyen Erdoğan bugünkü AK Parti Grup Toplantısını işaret ederek, ''Salı günü inşallah bu Uludere konusuna tekrar girecek, grubumuzla bu meseleyi paylaşacak ve ardından da meseleyi artık yargıya bırakacağız. Ama, bu meseleyi istismar edenlerin, bu meseleden rant devşirmeye çalışanların da maskelerini tek tek düşürmeye devam edeceğiz.” demişti.

Başbakan Erdoğan Pazar günü işaret ettiği partisinin grup toplantısında önemli açıklamalar yapıyor...

İşte Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:

FATİH CAMİİ'Nİ AÇIYORUZ

- Bugün Fatih Camii'ni yeniden hizmete açacağız. Depremde fay hattının altının üstünde olan Fatih Camii maalesef sıkıntılar yaşadı. 2008'de bakıma aldık, çivisinden minaresine kadar her noktasını elden geçirdik. Yaklaşık 24 milyon liraya mal olan bu restorasyonun ardından Fatih Camii'ni İstanbul'un Fetih günü açmanın mutluluğunu yaşıyoruz...

DÜNYADA BÖYLE ORGANİZASYON YOK

- Önceki gün İstanbul'da, Türk Telekom Arena Stadı'nda yaptığımız kongrede aynı zamanda İstanbul'un fethini de kutladık. Belkide dünyada olmayan bir organizasyonu gerçekleştiren İstanbul teşkilatına yürekten teşekkür ediyorum. Bizim inşaa ettiğimiz, İstanbul'a bizim kazandırdığımız o stadyumu hınca hınç dolduran İstabul'lu kardeşlerime, dünyaya verdikleri mesajdan dolayı teşekkür ediyorum...

MAŞALLAH, MAZALLAH

- Cumartesi günü de Genel Merkez Kadın Kolları'nın kongresini gerçekleştirdik. Kadın Kollarımıza da yürekten teşekkür ediyorum. Diğer partiler küçük salonlarda kongre yaparken, o salonları bile dolduramazken biz Kahramanmaraş, Rize ve nihatetinde İstanbul kongrelerimizi stadyumda yaptık. Bu manzarayı herlbette kıskananlar olacaktır. İşte o yüzden maşallah, mazallah diyorum.

- Bir kaç arkadaş ile çıktığımız bu yolda aynı sevdayla yürüyeceğiz. Milletimizi, ülkemizi daha yukarılara taşımak için var gücümüzle çalışacağız...

İLK BAŞBAKAN OLDUK

- Geçtiğimiz hafta bazı dış temaslarımız oldu. Bulgaristan'a gittik. Onun öncesinde Pakistan'a gittik. Burada Pakistan Meclisi'ne bir konuşmam oldu. Bu aynı Meclis'te yaptığım ikinci konuşmaydı. Pakistanlı mevkidaşlarımın kendi deyimleriyle Pakistan Meclisi'nde iki kere konuşan Başbakan'ın şahsım olduğunu kaydettiler.

ESAD'A SABRIN BİR SINIRI VAR

- Suriye'de El Hula'da 110 sivil katledildi. Hama'a katliamlar devam ediyor. Bu saldırıları, katliamları şiddetle kınıyorum. Suriyeli yöneticilere bu 50 çocuğun katledilmesi yeter. Sabrın da bir sınırı var. İnşallah BM Genel Konseyi'nin de bir sınırı da vardır. Açıkça devam eden bu katliamlar dünyayla dalga geçmektedir. Bu katliamlarda akan kanın lekesi oradan çıkmayacaktır. Zülme rıza zülümdür. Zalimle birlikte hareket edenler de zalimdir.

- Burada terörle mücadele hem de Uludere konusunda bazı değerlendirmelerimi sizlerle paylaşmak istiyorum. En baştan söyleyeyim biz hem kendi aramızda hem de başkalarıyla aracılarla konuşmuyoruz. Biz medya araclılığıyla iletişim kuran kadro hiç değiliz. Biz Devletin diliyle konuşan, yapmacık hareketlerde bulunan bir parti değiliz...

- Neşet Ertaş'ın bir sözü var: Dost elinden gel olmazsa varılmaz / Rızasız bahçenin gülü verilmez / Kalpten kalbe bir yol vardır görülmez / Kalpten kalbe bir yol vardır görülmez

- Bakın burada ben siyasetçilere ve medyaya konuşmuyorum. Burada sadece ve sadece milletime konuşuyorum.. Bizi en iyi anlayan halkımızdır muhatabımızdır. Bugün yine kalbimle, yüreğimle ve gönülden konuşuyorum, biliyorum ki milletimiz bizi anlıyor...

- Biz iktidara gelmeyi ve iktidarda olmayı bir amaç olarak görmeyiz. İnsanımız mutluysa, özgürse, huzurluysa müreffehse işte o zaman biz başarılıyız. Biz başarımızı seçimlerde aldığımız oyla milletimizden aldığımızla takdirle ölçeriz..

- 10 yıldır, medyanın bu tavrıyla, bazı siyasetçilerin duruşuyla terör meselesinin çözülemeyeceğini söyledik. İstismarla, oy kaygısıyla, rant hırsıyla değil, annelerin duygusuyla, samimiyetle konuştukk. Bugün yine sadece ve sadece gerçekleri milletimize aktarıyoruz...

- Şu salondaki Cumhuriyet döneminin en karanlık günlerini aydınlığa çıkarmak için canını ortaya koymuştur... Dersim'le ilgili kararları siz kaldırdınız. 12 Eylül'ü yargıya siz taşıdınız. 28 Şubat'la sizler hesaplaştınız... Faili meçhullerin, karanlık cinayetlerin, karanlık suç örgütlerinin üzerine hep birlikte gittik.

- Ne milli iradeye gölge düşürmek isteyenlere izin veririz ne de devleti şamar oğlanına çevirmek isteyenlere çanak tutarız...

- Bölgeyi bilmeyenlerin terör örgütünün nasıl kalleşçe vurup kaçtığını bilmelerine imkan yok...

- Terörle mücadele esnasında zamanla çok vahim hatalar yapılır. 2010 yılında Hatay'da kekik toplayan yaşlı amcalarımız yanlışlıkla vuruldu. Çok sayıda polis kasten adam öldürmekten yargılanıyorlar. Bir de 1980'lerde 90'larda son derece sert, hukuksuz özensiz müdahalelerle bölgedeki vatandaşlarımız mağdur edildi.

- Bu salondaki erkek milletvekili arkadaşlarım askerliğini yaptı. Televizyonu başında bizi dinleyen arkadaşlarımız da lütfen kendilerini Pınarbaşın'daki o aracı takip eden polislerimizin yerine koysun...

- O aracın içinde ya sigara kaçakçısı varsa, ya içinde sadece ehliyeti olmayan birisi varsa, ya içinde anahtarı gizlice almış 15 yaşındaki çocuk varsa... İşte güvenlik güçlerimizde bu hassasiyetle davrandı...

- Hatırlayın, "Çoban sandık" diyen generalle haftalarca dalga geçildi... Vurgun yiyen gazilerimiz yerden yere vuruldu.

- Güvenlik güçlerimize öyle bir baskı oluşturuluyor ki adeta hata yapmalarına zemin hazırlanıyorlar...

- Terörle mücadele edenin de insan olduğunu unutmamak gerekir. Teröristin üzerinde hukuk baskısı olmayabilir. Ama güvenlik güçlerimizin sorumlulukları var. Diğer tarafta öldürmeyi amaçlayan öbür tarafta sadece yaşatmayı amaç edinen güvenlik güçlerimiz var...

- Bu alçaklar Ulus'taki otobüs duraklarında canlı bomba eylemi yapıp 9 vatandaşımızı katlettileri...

- Serhat Gencer. Assubay çavuş. Şırnak'ta görev yapıyor... Bir akşam bir arkadaşına mektubu uzatıyor. ben dedemi çok severdim bugün rüyamda gördüm, beni yanına çağırıyor. Şehit olursam bu mektubu aileme gönder. Serhat aynı gece imam olan askeriyle iki rekat namaz kılıyor. Serhat aynı gece çıkan çatışmada şehit düşüyor.

- Şunu asla unutmayın. Allah'tan gelen canı ancak Allah alır. Ben Burcu'yu çok seviyorum ve bu sevgimi de mezara götürüyorum. Sakın ağlamayın, gülün. Dedeme de sizlerin selamınızı ileteceğim. Hepinizi çok özledim.

- Televizyondan akıl vermek, gazete köşelerinden akıl vermek kolay. CHP Genel Başkanı, o araç Göksün'dan Pınarbaşı'na nasıl gitti diyor. Bakın bu tavır aymazlığın, terör konusunda cahilliğin göstergesidir. O araçta siviller çıksaydı CHP Genel Başkanı çıkıp "yargısız infaz yapıldı" diyecekti.

- Sayın Bahçeli de hatırlattı. Bende kendisine katılıyorum... Daha 9 ay önce Bitlis Güroymak'ta yaşanan acı hadiseyi kim hatırlıyor. O saldırı o şehitler neden unutuldu. 5 polisimizi taşıyan zırhlı araç şehit oldu. Arkalarından gelen sivil araç aynı saldırıda tarandı 6 vatandaşımız şehit edildi.

- Ben BDP'lilere farklı sıfatlar kullanınca çıldırıyorlar. Edebi adabı olmayan sözleriniz AK Parti iktidarını yıldırmaz, yüceltir.

- Bakın Bitlis Güroymak'ta öldürülen teröristin cesedeni Malatya'ya gönderdik. Teröristin babası Malatya valisine gidip beni bu BDP'lilerden kurtar, oğlumu gizlice dövmek istiyorum dedi. BDP'liler morgdan ceset kaçırmaya çalıştı. Bunlar siyasi istismarları için ceset kaçıranlardır...

- Bakın Bitlis'te el yapımı mayına basan bir uzman çavuşumuz şehit oldu. Aynı bölgede 17 tane daha el yapımı mayın bulduk. Fakat bu mayınlara kaçakçılar hiç basmadı. Harita var çünkü. Bu haritayı kim veriyor...

- "Başbakan bir hata edilmiştir" deseydi... Ya bir otomatik bir mekanızma mı olacak. Kusura bakmayın, bizim sizin arzularınız istikametinde kaybedecek vaktimiz yok.