TÖRKİŞ HUMEYNİ Yeni roman çalışması yaptığımdan uzun zamandır köşe yazılarıma ara vermiştim. Epey müddetde yazmayı düşünmüyordum. Hem kafam bölünmesin, hem de roman okurlarımın beni siyaste kayan yazılarımdan ötürü katagorize etmemeleri içindi. Lakin yanlış ve haksızlıklar karşısında suskun kalamamak gibi huyum depreşince olanları ve olayları durup seyredemiyorum. Bilenler bilir ki ben bağnaz, körü körüne hiçbir akım, parti, örgüt veya cemaate bağlı olmadım, olamam da. Vicdanım neyi, nereye meylederse onu yaparım. 28 şubat post modern darbe döneminde milletin reyine, örfüne, adedine, inancına açıktan ve küstahça müdahale edildiğinden dolayı ve o günden beridir HOCA EFENDİ hazretlerine gönül bağı ile bağlandım. Ve yıllarca onun okulları diye adlandırılan okullarda çocuklarımı kıt devlet memuru maaşım ile okuttum. O günden bugünlere gelinceye kadar hem yurt içi, hem yurt dışı hizmet hareketinin maddi manevi gönüllü destekçesi oldum. Hatta hoca efendiye saygım ve sevgim o derece idi ki çok dualar ettim Allaha benim ömrümden ona ömürler katsın diye. Bundan dolayı bu yazıyı yazma hakkım doğdu. Sanmıştım ki, inanmıştım ki hep aradığım sıyaset ve ticaret üstü islam anlayışı ve bakış açısı sadece hoca efendi ve onun hareketinde var diye. Son 3 4 yıldır ki gelişmeler ve hadiseler benim ve benim gibi gerçekten Allahın rızasını güdenler için çok şaşırtıcı ve gönül kırıcı ve yakıcı şeylerdi. Pkk'nın millileştirilme sürecine karşı soğuk ve hatta engelleyici tavırlar. Mavi marmara olayında Türkiye'ye karşı eleştirel yaklaşım karşısında 9 Türk'ü haksız yere uluslar arası sularda katleden israile karşı suskun ve ürken kalınması. 7 şubat krizinde Mit'e ve Hakan FİDAN'a komplunun mimarı olunması. Mısır'da ki firavun darbesine örtülü destek görüntüsü. Gezi olaylarında kem kümlü konuşmaları. Hoca efendi ve hizmet hareketi her daim siyaset üstüdür ve hep öyle kalacaktır anlayışına zıt yukarda saydığım bir çok sebeblerle düpe düz, resmen siyaset meydanına baş pehlivan edası ile dalıvermesi çok nahoş bir tezat olmuştur. Demekki hareket güçlenene, büyüyene, kasalar doluncaya , dış güç odakları ile ileriye bağlantılar kurulup, güvenceler alınınca kadar mazlum, magdur, herkesi kucaklama, siyaset dışında görünme işi bir taktik ve takiyye mi idi acaba? Siyasete girmeden, vatandaştan oy dilenmeden yerli iktidarların destekleri, milletin din ve iman davası için zekatı, fitresi, sadakası, kurbanı ile, ayrıca ilaveten atlantik ötesi ve onun bölgemizde ki faresi İsrail ile sıkı fıkı şüpheli sorular uyandıran ilişkiler ile ve de, hem de, bir de hala Allah, Kur'an ve efendiler efendisi Resulullahı bu siyasi konular ve olaylarda değer ölçüsü olarak konuşacaksın, kullanacaksın. Olur mu böyle siyaset? Olur mu böyle islamiyet? Olur mu böyle kolayca beleşten bedel ödemeden baskasının sırtından memleket yönetimine talip olmak? Olmaz. Evet artık madem ki sıyaset yapıyorsun hoca efendi değilsin artık sayın GÜLEN. Senin ile gönül bağımı kesiyor ve hakkımı helak etmiyorum sayın Gülen. Umarım, dilerim Birkaç sene sonra bu ülkeye TÖRKİŞ HUMEYNİ olarak seni gönderme planları yapanların oyununa gelmezsin.
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir, teşekkür ederiz.
YORUM YAZ
Yorumlar
Toplam 1 yorum mevcut
Hakan Özfidan12 yıl önce yorumlandı
Bu memlekete kim kendi faydası olmadan birşeyler yaptıki son dönemlerde. Herşey çıkar menfaat ilişkisi maalesef. Hiç kimsenin tenceresinin dibi temiz değil...
Kız kıza deniz keyfi
Nevşehir'de Murat Boz rüzgarı
Yılmaz Erdoğan tek kalemde sildi
Şiirden Besteye, Yıllara Uzanan Bir...
YorumlarToplam 1 yorum mevcut
Hakan Özfidan 12 yıl önce yorumlandı
Bu memlekete kim kendi faydası olmadan birşeyler yaptıki son dönemlerde. Herşey çıkar menfaat ilişkisi maalesef. Hiç kimsenin tenceresinin dibi temiz değil...