CHP Sarıgül’e katıldı
Günlerdir, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül'ün Cumhuriyet Halk Partisi'ne geçip geçmeyeceği ve CHP'nin İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanı adayının kim olacağı tartışılıyor. Dün ise bu tartışmalara son verecek önemli bir gelişme yaşandı ve CHP, Sarıgül dedi. Sarıgül dedi ama bu birleşme beklendiği gibi Sarıgül'ün CHP'ye katılmasıyla olmadı. Tam tersine CHP, Sarıgül'e katıldı.

Biraz garip veya komik gelebilir ama öyle. Nasıl olduğuna bir bakalım. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu geçtiğimiz günlerde bir çağrıda bulunarak Mustafa Sarıgül'ü partisine davet etti. Neden mi? Nedeni malum: CHP önümüzdeki yerel seçimlerde ne olursa olsun İstanbul'u kazanmak istiyor. İstanbul'un yerel seçimlerdeki öneminden ise pek bahsetmeye gerek yok. Peki bu seçimlerde CHP İstanbul'u nasıl kazanacak? CHP yönetimi ve Kılıçdaroğlu çareyi Sarıgül'de bulmuş olacak ki böyle bir teklifte bulundu. Sarıgül ise bu çağrının bir gün ardından yanıt vererek "Bu çağrı en üst düzeyde yerine getirilecek." Dedi. Dedi ama beklenen Sarıgül'ün CHP'ye giderek üyelik için dilekçesini vermesi ve belki de Kılıçdaroğlu ile görüşmesi ve kamuoyunun karşısına geçmesiydi ama pek öyle olmadı.

Sarıgül CHP'ye gideceği yerde, CHP ona gelerek bu işi hızlandırmak ve netleştirmek istiyordu adeta. Buna bağlı olarak dün CHP Genel Başkan Yardımcısı Adnan Keskin ve CHP İstanbul İl Başkanı Oğuz Kaan Salcı, Sarıgül'ü kendi evi gibi gördüğü Şişli Belediyesi makamında ziyaret etti. Bu ziyaret öncesinde dikkat çeken şey ise Sarıgül taraftarlarının Şişli Belediyesi önünde toplanarak sarı fularları ve sarı kravatlarıyla Sarıgül'e destek olmasıydı. Destek bir yana, bir de mesaj verir gibiydiler. Bir yandan kendilerini ziyarete gelen CHP'li yetkililere bir kez daha güçlerini gösteriyor ayrıca hoş geldiniz diyorlardı adeta.

Mustafa Sarıgül'ün makamında gerçekleşen bir saatlik görüşmenin ardından bu kez kitleye seslenen Adnan Keskin ve Mustafa Sarıgül içeride varılan anlaşmadan pek bahsetmeseler de büyükşehir adaylığı için göz kırpıyorlardı. "Sarıgül'ün CHP'ye üyeliğini olmuş bilin, biz bir de adaylığı hallettik mi tamamdır." Diyordu sanki Adnan Keskin. Öyle de olacak.

Ancak tüm bu olanlarda dediğim gibi garip olan; sanki Sarıgül CHP'ye katılmamış ta, CHP Sarıgül'e katılmış gibiydi. Tüm bu olay örgüsü ve yöntem bunu gösteriyor. Bu da Sarıgül'ün CHP'ye olan ihtiyacından çok CHP'nin Sarıgül'e ihtiyaç duyduğunu gösteriyor. Peki ama CHP neden Sarıgül'e böyle çok ihtiyaç duyuyor?

Aslında söylediğim gibi bir ihtiyaçtan ötürü atılmadı bu adımlar. Bu birleşmenin altında yatan ise bambaşka amaç. İzninizle biraz geriden alarak aktarayım.

Zamanında CHP liderliği için mücadele eden Sarıgül'ün önü, eski genel başkan Deniz Baykal tarafından partiden ihraç yoluyla kesilmişti. Şimdi ise genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu tekrar Sarıgül'ü kazanarak İstanbul'u da kazanmak istiyor. Zira Mustafa Sarıgül daha önce de kamuoyunda yer alan anket sonuçlarına göre Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ardından, en sevilen ikinci lider konumunda. Bir anlamda Kılıçdaroğlu halk tarafından çok sevilen bir lideri kullanarak, İstanbul'u kazanmak istiyor. Görünen o ki CHP için İstanbul'u kazanmak ancak böyle mümkün olabilir. Bu da Mustafa Sarıgül'ü partinin önüne geçiriyor. Hal böyle olunca da birleşimi sağlayan CHP'nin, Sarıgül'e katılması oluyor.

Tüm bu gelişmelerin alt metininde yer alan ise bana kalırsa çok daha derin ve farklı. Kılıçdaroğlu göründüğü gibi öncelikli olarak İstanbul'u kazanmak istiyor ve bu Sarıgül ile mümkün ancak buzdağının görünmeyen tarafında ise farklı bir amaç yer alıyor.

Sarıgül, seçimi kazanması halinde bir anlamda kenarı çekilmiş olacak. Nasıl mı? Aktarayım. CHP liderliği için Kılıçdaroğlu'nun görünen ve en güçlü rakibi Mustafa Sarıgül ve ileride bir gün Sarıgül'ün bu koltuğa aday olacağı da kesin gözüyle bakılan bir husus ancak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olmuş bir Sarıgül'ün ise en azından 5 yıl süre ile CHP Genel Başkanlığı için mücadeleye girmesi ise pek olası değil. Elde büyük bir kazanım var iken ve bunda Kılıçdaroğlu'nun da payı varken Sarıgül'ün genel başkanlığa soyunması pek mümkün değil. Bu şekilde Kemal Kılıçdaroğlu da kendine en yakın ve güçlü adayı ekarte etmiş olacak. Bu bir anlamda onun için genel başkanlığı 5 sene daha garantilemek demek. Ancak bu planda şart olan şey seçimden galip ayrılmak. Yoksa Sarıgül tekrar Kılıçdaroğlu'nun karşısına rakip olarak çıkacak hem Şişli'siz bir Sarıgül olarak. Ki bu Sarıgül'ün liderliğe daha çok ağırlık vermesi demek.

İşin özü hedef İstanbul ama arkasında başka hedefler var. Sarıgül'ün taraftarlarının sloganındaki gibi; "El ele, kol kola, omuz omuza" İstanbul ve CHP Genel Başkanlığı için atılmış bir adım bu aslında.