banner238

banner228

banner220

banner245

banner246

banner247

banner248
19 Mart 2024 Salı

Milli Yol Partisi Beylikdüzü Gümbür Gümbür Geliyor

YARIM ELMA

20 Mayıs 2020, 14:16
YARIM ELMA
Kasım KOÇAK
18 Ekim 2015 · Herkese Açık

YARIM ELMA 

Var olmanın sırrı insanı hep ilgiye, düşünmeye, araştırmaya, inanca veya inançsızlığa sürüklemiştir…
Bu inanların hikayesidir….

Allah insan aklının ermeyeceği bir kudrete sahiptir. Her şey odur. Her şey ondandır.

Melekleri nurdan, ışıktan var edip, yarattığı güzellikleri seyretmekten mutlu oluyordu.

Melekler, Allah ne derse, emrederse görevleri ve proğramlanmış olmaları gereği takdir
ve tasdik ediyorlardı.

Her yerin ve her şeyin sahibi, bu kudretinin, gücünün varlığının bilinmesini, varlığını sorgulayacak, yargılayacak, takdir edecek, kendine hayran olacak, aşık olacak meleklerin, cinlerin dışında, irade ve akıl gücü vereceği yeni bir varlık yaratmaya karar verdi.

Bu varlığa kendi gücünden, özelliklerinden, ruhundan ruh üfledi. Bu varlık insandı. Sonsuzluğun sahibi Allah insanla ilgili bu projesine bir vade biçti. Galu bela ile kıyamet günü arasında insan aklının ölçmede aciz kaldığı, insana sonsuz, Allaha bir kısa bir an olan bir zaman diliminde insana özgürlük verildi.

Galu bela yani Allah’ın insanla yaptığı sözleşme gününde kıyamet gününe kadar yaşayacak tüm insanların ruhlarını yaratıp onlara hitaben, bakın her şey benim, bana ait, bende başlar ve bende biter. Sizi kendi irademle, isteğimle ve kendimden özel özellikler ile bezeyip, donatarak diğer yarattığım, meleklerden, hayvanlardan ve maddelerden üstün kıldım. Sizi sevgi ile yarattım. Sizi çok seviyorum. Benden birer parçasınız. Size hiçbir başka yarattıklarıma vermediğim akıl, mantık, irade verdim. Buna karşılık benim varlığımı, gücümü, sevgimi ve azametimi bilip, bana aşkla yaklaşakmısınız diye sorduğunda tüm ruhlar koro halinde Allah’a evet ya rabbi diye söz verdiler.

Cennet diye bir yurt yarattı Allah bu özel varlıklarına. Hiçbir ruhu yalnız yaratmadı, bırakmadı. Kendisi yalnızdı. Yalnızlığı bilirdi. Onun için dişi ve erkek çift olarak yarattı tüm ruhları. Hiçbir dişi veya erkek ruh bir başka dişi veya erkek ruha ilgi duymaya gerek duymayı bilmiyordu.

Her çift ruh birlikte uyumlu, mutlu, huzurlu idi. ne dilerler ise, akıllarından her şey birlikte geçiyordu ve Allah ‘ın onlara özel görevlendirdiği melekler anında o istek , dilek yerine getiriliyordu.
Tarifi imkansız, renklerin, suların, kokuların, havanın, ışıkların ve yiyeceklerin bolluğu ve lezzeti dişi ve erkek her çift ruhun birbirine karışmış, ayrılmaz varlıkları melekleri kıskandırıyor, imrendiriyordu..

Cinler çok hele onların başı iblis çok kıskandı insanı. İnsanların ve cinlerin arasında ki çekişme o günlerde başladı. İn cin top oynuyor sözü oradan geliyor olmalı. Hatta ilk şikeyi cinlerin yaptığı ve günümüzde cinleşen insanlar tarafından hala uygulandığını görüyoruz..

Allah kendinden bir parça olan ruhlara her şeyi gönüllerince vermişti. Sadece cennetinde kendi sevgisinin, aşkının sembolü özel tek bir elma ağacı yaratmıştı. İnsanlara bakın her şey sizin için, size özel, tek bu ağaç ve meyvası elma size yasak, haram… bu aşkın sırrının ağacı ve bu elmada o sırrın meyvası. Bu ağaca ve meyvası elmaya dokunursanız, benimle sizin arasında ki aşkın sırrına ihanet etmiş olursunuz. Sözünüzde durmazsanız sizi aşksız ve sevgisiz bırakır ve sizi darmadağın, perişan ederim.

İblis için bu bulunmaz bir fırsattı. Kendisi tüm kıskanç kötü niyetli cinlerin ilki ve reisi durumunda idi. Ateşten yaratıldığı için her kılığa ve renge bürünebiliyor, çok iyi rol yapabiliyordu.

İlk yaratılan ve bundan dolayı tüm insanların atası sayılan Adem ve Havva ruh çiftine yaklaştı. Türlü hile, oyun ve ikna yöntemleri ile yasak ağacın meyvasını koparıp tadına baktırdıkları anda cennetin kıyameti kopmuştu.

Allah İsrafil meleğine işareti verdi, o da toplanın çagrısı olan suru üfledi.
Allah siz sözünüzden döndünüz. Kavlimize ve aramızda ki aşkın sırrına ihanet ettiniz.
Ben sizi aşkla var ettim. Siz aşkla mutlu, huzurlu, güçlü olurdunuz. Simdi aşksız sizi aşksız bırakacağım ve cennetimden çıkaracağım. Size özel bir alemler sistemi kurup sizi oraya sürgüne gönderiyorum.

Adem ve Havva, ve tüm yaratılmış milyarlarca, belki trilyonlarca ruh çiftleri, pişmanlık, üzüntü ve af dileyen feryat figan, yalvarmalar içinde idiler.

Allah, Allah sözünden dönmez dedi.
Madem ki pişmansınız, samimisiniz o zaman size yeni hayat aleminizde bu sevginizi, aşkınızı tek size verdiğim akıl ve gönül ile burada ki ruh eşlerinizi bulmaya çalışacaksınız ve birlikte aşkla bana döneceksiniz.

Ruh çiftler kabul ettiler.
Allah yarattığı insanın özelliklerini bildiğinden onlara şöyle seslendi.
Burada ki bilinciniz, bilgileriniz ve gördüklerinizle kolay söz veriyorsunuz. Kolay sanıyorsunuz. Şu anda yeni yurdunuzu kuruyorum, inşa ediyorum. Benim bir şeye ol demem yeterlidir. Burada sizi birbirinizden ayırıp karıştırarak yeni hayatınıza farklı zaman aralıkları ve değişik, birbirinize yakın veya çok uzak yerlere, coğrafyalara , buradaki bilincinizi, hafızanızı silip serpiştireceğim. Biliyorum kolay olmayacak sözünüzde durmanız. Onun için size arada bir verdiğiniz sözü hatırlatacak uyarıcı görevlendirdiğim peygamberler, ve yazılı iyi, mutlu yaşama klavuzları olan kitaplar göndereceğim. Gönül, sevgi, ve aşk ile bizi bulamayıp sadece aklına güvenenler içinde, bizim sözümüzü, kudretimizi, sevgimizi aşkımızı üstün akıllı, dahi bilginler göndereceğim. Onların kendileri bile bize inanmayabilirler ama onlarda görevlidirler. Yapacakları araştırmalar, keşifler hep sonuçta bizim varlık kudretimizin sırrına erişecekler.

Ey insan zaten senin varlığın bile başlı başına varlığımızın bir delilidir. İnsanın kendisi kendisine sır dolu bir kitap gibidir. Sizin için yarattığım dünya da öyle. Sır içinde sırları olan, okunması gereken başka bir kitap gibidir. Sizi akıl ile üstün kıldım. Biliyorum kimi aklı ile kimi gönlü ile erişecek, ulaşacak bize. Herkes aklının derecesi ölçüsünde sorumluluk taşıyacak iyi veya kötü bedel ödeyecek.

Gönlünüz ise aranızdaki ve aramızdaki zaman ve mekan ötesi tertemiz aşk içindir. Orada ruh eşiniz ve benden başka bir şey veya kimse olmadan kirlenmemiş gönül ile dönerseniz gönül gözünüzü açarım da her şeyi burada ki güzellikte görürsünüz dünyada.

Aklına güveneni aklıyla, gönlünce olanı da gönlü ile imtihan edeceğim.
Ruh eşlerinizle vedalaşın şimdi dedi Allah.

Birden büyük bir tufan harmanı oluverdi. Sanki milyarlarca belki trilyonlarca elma tam ortadan ikiye bölünüvermiş. Tüm ruh çiftleri bir birinden ayrılmış ve sanki piyango toplarının döndüğü mikser içinde tüm yarım elmalar karmakarışık olmuştu.
Dünyaya ilk gönderilen atamız Adem ve Havva ruh çifti idi. Ademin Hindistan, Havva’nında Ortadoğu bölgesine gönderildiği rivayet edilir. Yıllarca birbirlerini aramışlar ve kavuşmuşlar.

Zaman içinde milyonlarca, milyarlarca yarım elmalar misali ruhlar yeni bir beden giydirilerek dünyanın farklı iklim, kıta, coğrafyalarına serpiştirilmeye başlandı.

Galu beladan yer yüzüne yola çıkan ruh yolda iken geçici, geçiş yurdu ve vesilesi olan anne rahminde fiziki bedeni oluşturulmaya başlanıyor. Anne rahmine cenin olarak düştüğü günün 120 gününde ruh yolculuğunu tamamlayıp yeni bedenine ve yurduna erişiyor. Onun o gün geldiğini bilipte hoş geldin diyen gönül gözü açık anneler var mıdır, bilinmez…
Aklın, mantığın almadığı mesafeden gelen ruh yorgun, durgun bir süreçten sonra yeryüzüne gelmesi yakınlastıkça daha telaşlı, hareketli ve ürkekleşiyor. Annesinin korumasında bilinci hala cennette doğum anı yaklaştıkca korku ve panik içindedir.

Doğarken galu bela diyarında ki bilinci siliniyor. Sıfırlanmış hafıza ile doğarken, o anda öldüğünü sanıyor aslında. Onun için ilk soluk alışı farklı ve zor olur hiç bilmediği farklı bir hava, ses, ve kokular ona ne kadar yabancı ve irkilticidir, bilinmez…
Fiziksel, tensel özellikler bu dünya için tasarlanmıştır Allah tarafından. Ruhun dışında her şey buraya göredir.
Tek korunakları, güven içinde hissettikleri ve de beslendikleri anne göğsüdür.

Onsuz ağlarlar. Onun için anne rahimdir. Yani Allah’ın sıfatı olan rahim (koruyan). Onun için ana rahmi denir. Analık Allahın kadına verdiği en büyük kudret ve mutluluktur. Onun için demiştir son peygamber cennet anaların ayaklarının altındadır diye….

İnsan büyüdükçe bedeni, aklı ve gönlüde büyür gelişir.
Her yıl yeni bir adım, yaş, farklılık ve boyut değişimi içinde olur.
Ancak ruhlar aleminden getirdiği ve bildiği tek bir şey sevgidir. Onun için annesini sever aşık olur önce.
Büyüdükçe yeni sevgiler hisseder, anlar, tadar yaşar. İş, aş, okul, başarı, hele sahip olmanın zevki ve gücünü insan sonradan ve cevreden öğreniyor.

Ne iş yaparsa yapsın. Ne kadar az, ne kadar çok kazanırsa kazansın her insanın bir sevgi arayışı içindedir. Ruhlar aleminde ayrıldığı ruh çiftinin şuur altındaki etkisi, Allah ‘a verdiği sözün gereği veya öyle programlandığından mıdır, bilinmez….
Sevgi el ile tutulan gözle görülen somut bir nesne olmadığından insana, zamana, çevreye, kültüre göre tarif değişikleri içerir.

Vatan sevgisi, para sevgisi, yar sevgisi, şöhret sevgisi v.s bunlar bize öğretilen veya bizden istenen şeyler olabilir.
Esas bilinç altında ki sevgi, aşk arayışımızın özünün , kökünün kaynağı yukarda anlattığımız yerdendir.
Bu her insan için böyledir. İnanan olsun inanmayan olsun herkesin özünde bu böyledir.
Onun için her insanın ömrü arayış içinde geçiyor. Fark etmez, zengin, fakir, köylü, şehirli, doğulu, batılı.
Her insan kendisini yarım hissediyor. Yarım elma gibi. Ve öteki yarımını arıyor.
Bazen bulduk, aha budur deriz. Tanışırız, bilişiriz. Birbirimizi şeklen ölçer gibi ölçeriz. Tıpkı iki yarım elmayı birbirine yapıştırıp tek elma olma gibi. Ebatlar tutunca budur deriz.

Sonra fark ederiz ki kokularımız farklı.
Arayişa devam ederiz. Ebadımızın, kokumuzun uyumlu, benzer olduğunu görürüz. Şimdi oldu deriz. Zamanla anlarız ki tadımız farklıymış. Ve arayışa devam eder insan. Mutlaka ölçüde, renkte, kokuda, tadımızda ki bir farklılık uymadığını gördükçe arayamaya devam ederiz.
Belki birkaç yüz yıl önce farklı bır kıtada, ülkede yaşayıp , gelip geçmiştir deriz ve hüzne kapılırız. Bazen belki daha gelmemiştir deriz.

Aklı ile öne çıkanlar ise realist diye tanımlarlar kendilerini. Onlarda her şeyde akıl mantık ölçüsü, mantığı uyumu ararlar. Onların hayatı kimine göre daha kolay, kimine göre daha zordur. Değer ölçüleri sadece akıl olduğu için görmedikleri, dokunmadıkları, sahip olmadıkları şey onlara bir şey ifade etmezler. Allah ‘da yaklaşımları şüphecidir.
Ama onlar inanmasa da Allah onlara varlığını, kudretini onların aklı, uğraşı, ve araştırmaları ile kendine çekip yaklastırıyor. Atomun keşfi, parçalanması. Bing bang teorisi misal o inanmayan üstün zekalıların keşfidir. En son dünyanın üç ayrı araştırma merkezlerinde ortak atomdan daha küçük tanrı parçacığı diye adlandırdıkları denemelerde olumlu, başarılı sonuçlar aldıklarını açıkladılar. Yani Allah varmış diyecekler sonunda.

Aklımızın, gönlümüzün bedelini, ödül veya ceza olarak ruhumuz ödeyecektir. Neticede beden, mal mülk, asalet, soy sop, her şey yeryüzünde unutulmaya, çürümeye mahkumdur. Ruh geldiği gibi tek, yalnız geri dönecek ilk yurduna.
Bu dünyaya geliş gaye ve sorumluluğunu unutan insan hayvanlaşma da hayvanlığın da ötesine geçmede. Hayvanlaşan insanlardan hayvanlar utanır hale geliyor sanki.

İnsan Allah ‘tan bir parçadır. Şereflidir, kutsaldır.
Onca hısım akraba, kardeş, eş, dosta rağmen kendimizi hep yalnız hissediyoruz.
İşte hep o öteki yarım tarafımızı, ruh ikizimizi, yarım elmamızı arama içgüdüsündendir. Onu bulmadan, ne, nerede, nasıl, iyi, zengin , güçlü, ünlü olursak olalım gerçek sevgisiz aşksız huzurlu, mutlu, güçlü olmamız zor geliyor.
Hayatın özü özeti arayıştan ibaret gibidir…

Şanslı insanlar var. Öteki yarımını bulmuş, bütünleşmiş ve birlikte Allahın sevgisi ile güçlü mutlu, huzurlu yaşayıp giden.
Kimi öyle şansızdır ki. Onca sonsuz zaman, büyük dünya mekanında ve milyarlarca insan içinde bazen öteki parçası, yarım elması ile bir restuarantta veya bir vapur yolculuğunda sırt sırta otururlarda birbirlerinin farkında olamazlar, göremezler.
18 Ekim 2015 · Herkese Açık







beylikdüzü - beylikdüzü haber - beylikdüzü haberleri- beylikdüzü haberci - beylikdüzü haber merkezi - beylikdüzü belediyesi - beylikdüzü sakinleri
BEYLİKDÜZÜ HABER

Bu içeriğe yorum yapan ilk siz olun!

  • Ad Soyad:

  • Yorum:

  •  

    @name x

  • UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.
    HAVA DURUMU
    Görüntülemek istediğiniz ili seçiniz:
    banner251
    EN ÇOK YORUMLANANLAR
    BUGÜN
    BU HAFTA
    BU AY
    ARŞİV