Güzel bir İstanbul pazarıydı. Engelli bir spor kulübünde (Şişli Yeditepe Engelliler Spor Kulübü) başkan yardımcılığı yapan bir ağabeyin ( Müslüm SÖYLER ) davetlisi olarak Ampute Futbol maçına davet edildim. Bir an gitsem (mi), gitmesem (mi) diye düşünürken içimden gitmek dürtüsü ağır bastı ve maça gittim.
Evet ilk defa bir futbol maçı izlemeye gidiyordum.
Hem de bir Ampute Futbol maçına...
İstanbul'un oksijen deposu Sarıyer sırtlarında harika bir tesis; ''Ayazağa Yusuf Tunahan Tesisleri'' 'nde yapılacaktı bu süper lig maçı. Sabah beton yığınları arasında uyanıp gözlerimi oğuştura oğuştura yeşilliklerin içinde kendimi buldum.
Saha gayet güzel ve modern, tek eksiği taraftarlar için bir tribünün olmayışıydı. Ama bu eksikliği oyuncuların muhteşem kondisyonu ve harika hareketleri unutturuyordu.
Maç esnasında kısa kısa teknik bilgilerde almaya çalıştım. Kalecilerin kollarından birinin ampute ( eksik ) olması, diğer oyuncuların ise ayaklarından birinin ampute ( eksik ) olması en önemli detaylar. Bir detay ise benim hayli dikkatimi çekti.
Sıkı durun detayı altını çize çize anlatıyorum..
Tek bacağı ampute olan bir kişi mutlaka kenedyen ( baston ) kullanmak zorunda. Çünkü kenedyensiz bu oyunu oynamak mümkün değil !
Ama ne tuhaftır ki, topa kenedyen ile dokunmak yasaktı. Hatta kaza ile dahi müdahale olsa kural dışı hareketten dolayı karşı takım serbest vuruş kazanmış oluyor. Bu detay benim epey kafamı kurcaladı. Tabi konuyu uzmanına sorunca işin profesyonel tarafı devreye giriyor. Anlaşılan veya anladığımız şu; kenedyen sadece oyun oynamamızı sağlayan bir araç, topla oynayan ise tek bacak olacak. Eksik olan uzvun yerine başka bir alternatif asla sokulamaz. Aklıma birden kalecilerin ceza sahası dışında, oyuncuların ise her durumda topa elle müdahalesinin kural hatası olması durumu geldi..
Pazar günü çok farklı ve o farkı tüm duyularımda hissettiğim bir an yaşadım.
O anı yaşatan ''hayata rövaşata atan kahramanlara'' selam olsun..
Hele yabancı ülkelerden gelen o farklı insanlar.. Clement, Cephas, Mubarek , İsmail, Ali, Bülent, Yaşar, Ömer, Emrah, Burak, Hasret, Agit, Osman ve daha niceleri..
Altın gibi pırlanta yürekler.. Skor başladığı gibi dostça sona erdi.
Her şeye rağmen harika bir oyun.
Ampute futbolu sevdim .
Bir maça gelip izleyin mutlaka sizde seveceksiniz...
Hayatı ve mücadeleyi birebir yaşayan yürekleri katıksız izleyeceksiniz.
Bu içeriğe yorum yapan ilk siz olun!