AKILLI OLUN ÇAĞRISI

Muhalif partilerde sert çıkışların yaşandığı kritik sürece destek vermemekle birlikte, verip veriştiren parti başkanların yok sayma çabası var gücüyle devam ediyor.

Partililer arasında barış çağrısına kim olumlu, kim olumsuz bakıyor? Bunu ayırt etmek çokta zor olmazsa gerek!

Akilli insanlar komisyonu ile çözüm sürecine yola devam edilecek mi?

Şüphesiz herkesin ortak kararı silahların susması, ölümlerin olmaması, anaların ağlamamasıdır. Bunların aksini savunanlar barışın sağlanmaması için boğazı yırtılana kadar bas bas bağıranlardır.

Akilli insanlar heyeti barışı sağlayabilecek mi?

Tanınmış yüzlerin, akil insanların yürüttüğü çalışmalarda hedef barışa yönelik.

Sorunların çözümünde önemli adımların atılması demek, huzurun, barışın, kardeşliğin yaşanabileceği gerçeği demektir.  

Akilli insanlar komisyonu sürecin olumlu oluşu yolunda atılan ilk adımlarda seçilen akilliler tartışmalara neden oldu. Karşı partililerin özellikle akil insanlar arasında yer alan sinema sanatçılarına açtı ağzını yumdu gözünü.

Barışa karşı duran MHP genel başkanı Devlet Bahçeli’nin ifadeleri çok sert, sakıncalı ve öfkeliydi…

Bir genel başkanının barışa el uzatmayıp, vuran, kıran tarafta saf tutması çok üzücü bir durum olsa gerek. Terörün bitmesine yas değil, alkış tutmalıyız…      

Devlet Bahçeli; Orhan Gencebay, “dil yarasıyla mı”  sürece destek verecek. Demişti.

Belki farkında değildi Devlet Bahçeli ama “dil yarası” Kürt sorunun temel kaynağıdır.

Kürtçe konuşma yasağının olması gerçeğini hatırlatmanın sakıncası yoktur umarım?

Sorunlardan kaçarak sorunları çözemezsiniz.

Sorunları çözüme kavuşturmak için o sorunu yaşayan insanların yerine kendinizi koyarak çözebilirsiniz ancak.

7 bölgeye gidilecek 63 kişiden 9’ar gruplar halinde akil insanlar heyeti çeşitli coğrafi geziler gerçekleştirmek üzere görevlendirilerek barış için, çözüm için, olumlu arayışlar için çaba gösterecekler.

Umarız ayırımcılığın yapılmadığı, birlik, beraberlik, kardeşlik çatısı altında el ele aynı yolda yürüyebilen bir millet haline geliriz.

Eğer birbirimizi nereli olduğumuzla değerlendirmezsek, birbirimizi insan olarak görürsek Kürt- Türk tartışmalarını da, ayırımcılığını da ortadan kaldırmış oluruz.

Sürekli tekrarlarım, tüm yanlışların başlıca sebebi, kin, nefret ve öfkedir.  

Ne zaman sizi esir alan kinin, nefretin, öfkenin hâkimiyetini ele aldıysanız işte o zaman doğruluğun olduğu yerde bulursunuz kendinizi.

Açıların denk düşmesi için ön yargıların kaldırılması,  kendisine yapılmamasını istemediğini bir başkasına yapılmasını istememesidir.

Kendinize hak gördüklerinizi başkasına haksızlık olarak görmezsiniz. Bencilliğinizi önce kendi boynunuza dolamalısınız. Yoksa gün gelir devran döner ettikleriniz sizi bulur, yargıladıklarınızla yargılanırsınız…

Vicdan muhasebenizi tutmadıysanız, bilançonun ağır olduğu gerçeğiyle karşılaşırsınız.

Savunduğunuz doğru olmayan doğrularınızla da asılırsınız.

Düşlediğim yarınlarda koşuşturan mutlu çocukların her dilden, dinden, el ele, bir arada olduğu sevgi ile gülümsediğinin resmini çizmek istiyor gözlerim…