Dünya Klasiklerinin Koşturanları
İstediğiniz zaman yargılayabilirsiniz, en çok okunan kitapların neden dünya klasikleri olduğunu. Sizce en temel sebep olarak ne gösterilebilir? Tabi ki okuyucunun kanaatine bırakıyorum. Herkes en az bir dünya klasiği okumuştur. Bu kitapların kalıcı olduğunu da biliyoruz. Öğrencilik yıllarında hepimiz okuduk dünya klasiklerini. Ancak yazılan dünya klasikleri düzgün olarak çeviri haline getirilemiyor. Eksik ve yanlış çeviriler hat safhada. Bence bu, o eserlere hiç yakışmıyor.
Yayınevleri en büyük hatayı yaptı. Tek sebebi ise; klasik eserlerin çoğunluğunda eksik ve yanlış çevirilerin saptanmasıdır. Yayınevlerinin tek amacı, çeviri için para harcamamak için eski çevirilerde küçük değişiklikler yapıp yeniymiş gibi piyasaya sunuyor. Eserler genellikle kalıcılığını bu denli yıpratıyor. Gölge düşüyor bu eserlerin üzerine. Eserler istemeksizin niteliğini kaybediyor.
Bugün Türk Edebiyatı’nda dil de çeviriye bir nebze bile gerek yok. Zaten yazarlarımız herkesin anlayacağı dili kullanıyorlar. Yayınevleri de bu eserleri çeviriye gerek duymadıkları için düzenledikten sonra basıyorlar. Dil, halkın kullandığı ve her kesim tarafından anlaşılabilen bir araçtır bizim edebiyatımızda…
Dilin doğası budur. İnsanlar arasında anlaşmayı sağlar. Dil canlı mıdır? Bu soruya kimler cevap verebilir. Fazla uzatmadan sorumu cevaplama gereği duyuyorum. Dil, kendi kanunları içerisinde yaşayan ve gelişen canlı bir varlıktır. Seslerden örülmüş harikulade bir yapıya sahiptir. Bir toplumun ulus olmasını sağlar. Milletleri birleştiren, koruyan ve onun ortak malı olan sosyal bir kurumdur.
Saygılarımla Niyazi Solak…
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir, teşekkür ederiz.
Bu içeriğe yorum yapan ilk siz olun!