DUR!.. DUR!.. DUR!..

Dur… Durdur…

Duran adama karşı duran adam!

Bir adam duruyor, birde o adama karşı adamlar duruyor.

Neden, niçin bu inatlaşma?

Neden bu durum bu kadar dallanıp budaklandı?

Bütün bu eylemlerin, protestoların altında yatan asıl sebep açılım sürecinin uzatılması ya da sürecin bir müddet unutulmasını sağlamak-mıdır?

Her ne sebepten olursa olun susan, susturulan bir Türkiye olmasın.

Konuşan, hak arayan, hak isteyen bir millet olusun.

Kendi içimizde büyüyemezsek, dışarıda da büyüyemeyiz.

Kendi milletinizi siz önemsemezseniz, dışarıda da önemsenmez.

Kendi değerlerinizi siz bilmezseniz başkası hiç bilmez.

Sizin göreviniz çocuğunuzu sahipsiz bırakmak değil,

Sizin göreviniz çocuğunuzu mutsuz etmek değil,

Sizin göreviniz çocuğunuza acı çektirmek değil,

Sizin göreviniz çocuğunuzu ağlatmak değil,

Sizin göreviniz çocuğunuzu mutlu etmek, güldürebilmektir.

Çocuğunuza siz gelecek vermezseniz başkası hiç vermez.

Çocuğunuzu siz beslemezseniz hiç kimse beslemez.

Çocuğunuza siz sahip çıkmazsanız kimse sahip çıkmaz.

Doğrular yanlış savunulduğunda doğru olmaz.

Yanlışlar doğru savunulduğunda yanlış olmaz.

Hazsız olursunuz ama her zaman haksız olmazsınız.

Haklı olursunuz ama her zaman haklı olmazsınız.

Çığlık attılar duymadınız.

Sessiz kaldılar umursamadınız.

İşin enteresan yanı da şudur ki; çığlık atanları suçladınız, adını çapulcu koydunuz.

Sessiz kalanları tehlikeli buldunuz, sorguladınız…

Bu memlekete çığlık atanlar duyulmuyorsa, sessiz adam nasıl görünsün?

Meselede o ya…

Sessiz adamı, yerinde duran adamı neyle suçlaya bilirsiniz ki?

Adam sessiz protesto eylemi yapıyor.

E tabii bu yüzden “duran adam” suçlu tutuklansın...

Hırsızlar, katiller bile bu kadar kısa sürede hüküm giyinmemiştir.

Pabuç bırakma eylemi…

Ayakkabısız sokaklarda gezdiler.

Onlar bir ışık yakmak, adil bir duruş sergilemek, asil bir davranışta bulunmak için, yalın ayak evlerine gittiler.

Gezi Parkı olayında madem halk bu kadar tepki gösterdi, madem direniş göçleri olaya bu denli yakın müdahalede bulundu, neden olumlu çözüm arayışına gidilmedi?

Neden başbakanımız halkıyla kucaklaşmak yerine karşı karşıya gelmeyi tercih etti?

Diğer deyişle halk neden bu kadar panikledi?

Halkın bu kadar panikleşmesinin nedeni ve altta yatan büyük korku nedir?

Olumsuzluklar yaşandığı kadar olumlu şeylerde yaşanıyor elbette.

Şüphesiz günümüz Türkiye’si gün geçtikçe büyüyüp güzelleşiyor.

Köklü bir büyümenin temelinde yatan etkense, birlik ve beraberliktir…

Gülen yüzlerin taşan mutluluğu içerisizde yaşayan,

Birliği, dirliği bozulmamış aynı yolda yürüyen bir bütünlüğün kardeşliğiyle el ele yürüyebilme umudu ile…

Tarih: 22.06.2013