Türkiyede siyaset, pamuk ipliğine bağlanmış bir yapıda ne zaman ne olacağı bilinmeyen , her an her şeyin olabileceği handikaplarla ömrünü tüketmiş bir durumdadır. Peki şimdi ne olacak. Bu güne kadar hep demokrasiden bahsedilen bir Türkiyede, iktidarıyla muhalefetiyle hep yanlışlar içinde ve bir tarif içerisine sığdırılamamış, bir lastik misali ideolojiler doğrultusunda esnetilen bir yapı olarak görülmektedir. Oysa çok basit .Demokrasi ; eşitlikler ilkesinde halkın iradesidir.   Siyasi hareketler, demokrasiyi modelleştirerek halkın kafasını karıştırmış ve bölünmelere sebep olmuşlardır. Liberal Demokrasi , Sosyal Demokrasi, Koruyucu Demokrasi, Kalkınmacı Demokrasi, Klasik Demokrasi gibi kavramlarla demokrasinin gereğini kendi istedikleri yönlere çekmişlerdir. Cumhuriyet bir rejim, Demokrasi ise uygulanış şeklidir. Peki doğru uygulama nasıl olmalıdır? Ülkemizde belli coğrafi bölgelerde çeşitli etnik kökenler bulunmakta ve birtakım bölünmeler söz konusu olmaktadır. İlk önce buna bir çözüm bulmak gerekir. Şahsi kanaatim bölgesel yönetim sistemi ile başlanmasıdır. Bunun gerçekleşebilmesi içinde Başkanlık sistemi ve eyaletler yönetimi çözüm olabilir.Siyeset bilimcileride yapacakları çalışmalarla bu modeli genişletebilirler. Halkın iradesinin tecellisi ancak bu şekilde sağlanır ve bugün içerisinde bulunduğumuz karmaşa ve tekilçi yapıdan bu şekilde sıyrılabiliriz. Siyasilerin her zaman bir bahane arkasına sığınmasının bu şekilde önüne geçilmiş olup ,halkın iradesinin siyaseti yönlendirilmesi sağlanmış olur. Azınlığın değil genelin iradesinin yönettiği bu harekete gerçek demokrasi hareketi diyerek devam etmek istiyorum. Bu yapı çoğumuzun kabul edeceği bir tanımlama içerisinde şu şekilde açıklayabilirim.

Merkezi bir yönetim dahilinde bölgelede oluşturulacak bölge meclisleriyle halka daha yakın ve halkın gerçek temsilcilerinin oluşturduğu bir meclis. Her vatandaşımızın kolayca ulaşabileceği ve gerçek temsilcileriyle birebir görüşebileceği bir ortam oluşturarak huzur ve gerçek barış sağlanması mümkün olacaktır. Merkezi yönetimde bunları denetleyerek bölgelere en doğru kararların alınmasını sağlayarak siyasetinin gereğini yerine getirmiş olacaktır. Bu noktadan sonra halk doğrunun yanında olarak doğruları görerek bir ideoloji peşinde değil doğrunun peşinde olacaktır. Seçilenler ise mutlaka belli bir süre ve dönemle sınırlandırılmalı, yeni fikir ve projelerin gerçekleşmesi için siyasete yeni kişiler kazandırılmalıdır. Bu genel tarif içinde yapılacak çalışmalarla bu sistem daha detaylı ve daha gelişmiş bir hale getirilebilir.

Hani hep bahsedilen ve bir çoğumuzun kabul ettiği, küresel güçlerin ülkemiz siyasetindeki yönlendirmeleri ve çıkarları doğrultusunda içerimizde destekleriyle oluşturdukları   bir takım örgüt ve oluşumların önünede geçmiş olacağız. Derin devlet ve bugünlerde bahsi çok geçen paralel yapı gibi birtakım yapılanmaların önüne geçilmiş olacak, halkda söz sahibi olarak sorumluluk altına girmiş olacaktır. Böylece merkezi yönetimin, tüketen değil üreten toplum oluşturma adına imkanlar sağlayarak vatandaşın üretime yönlenmesini sağlaması kolaylaşmış olacaktır. Böylecede icraatlarıyla dünya siyasetinde söz sahibi olması mümkün olacaktır.

Bu genelleme altında detaylar tartışılarak genişletilmiş bir sistem ülkemizin ve milletimizin kurtuluşunu( dış etkilenmeler ve kaoslardan) , refahı ve saadetini sağlamak mümkün olacaktır. Milli iradenin yeniden söz sahibi olması, Küresel güçlerin arasında ülkemizin yer bulması ; yönetilen değil yönlendiren Türkiye Cumhuriyeti olması temennisi ile.

Sizlerinde fikir ve yorumlarınızı bekliyorum.

Umutlu kalın.