HAYAT ASLINDA UZUN TEK BİR GÜNDÜR

Hz. Mevlana’yı andığımız şu günlerde, geriye dönüp baktığımızda eski zamanların değerini bir kez daha anlamış oluyoruz beklide!  

“KİM OLURSAN OL YİNE GEL” Diyordu Hz. Mevlana…

Ancak günümüz gerçeğinde gel demektense, git demek en kolay davranış biçimi haline gelmiş. Biz insanlar bir varlığı kazanmaktansa kaybetmeyi, onu kolayca hayatımızda çıkarmayı daha uygun buluyoruz.

Öyle ki hayat kolaylaştıkça, biz insanlar geriliyoruz. Yarını unutup, bugünü yaşamadan dünün kavgasını yapıyoruz. Obur bir millet olup, zamandan hep şikâyet ediyoruz.

Ne istediğimizi bilmiyoruz.

Kolay elde etmişlikle beraber, çok kolay vazgeçiyoruz.

Geceyle gündüzün belirlediği “yarın başka bir gündür” sözü asla yaşadığımız günleri farklı kılmıyor. Çünkü bizler her günü aynı renkte yaşıyoruz. Değişen tek etken gece ve gündüzdür. 

Uzun tek bir günü düzenli yaşamak için, bölüştürülen zamanın toplamında biz insanların ömrü belirtiliyor.

Geceyle gündüzün ardında sakladığı günler yıl olup birikiyor.

Doğduğun ilk günün ardında sayısız gün yaşıyorsun, ama hep o günü yaşıyorsun. Sadece fiziksel yapınla beraber yaşadıkların ve değerlerin değişiyor.

Şimdilerde hiç bir şeye yetişemez, her şeye eksik kalmış hale gelmişiz.  

Eskilerde daha çok beden gücüyle, daha çok çalışırdık. Yinede daha çok zamanımız olurdu.

Eskide bolluk, bereket varken, şimdi hep borçluyuz.

Belki rahat bir yaşantı sürdürüyoruz! Ama hep sorunlu, hasta ve mutsuzuz.

Bir bebeğin gelişimini izler gibi izlemek gerek yaşadığımız zamanı.

Ne kadar beslersek, sevgi verirsek ömrümüz o kadar uzun ve sağlıklı olur.

O geceyle gündüzün belirlediği ardı ardına geçen aynı günü değiştirmek ve her günü ayrı bir renkte, ayrı bir tatta ve ahenkte yaşamak adına her gün başka bir yenilikle kapı aralamak gerekir. Yoksa ömrünüz geceyle gündüze rağmen sadece tek bir günü yaşamakla sınırlı kalır.  

Ne hayatınızdaki insanlara git deyin.

Nede zamanın geçmesini bekleyin.

Zamanında zamanı fark edin ve kaçıp gitmesine izin vermeyin.

Hiç geçmek bilmeyen uzun dediğiniz zaman, sizi yarına çıkartmayacak kadar boştur.

O boşluğa varlığınızı sığdırıp, dolu dolu dününüzü, bugününüzü ve yarınınızı yaşayın.

Yaşamın garanti belgesini alıp eline dolaşma lüksüne asla sahip değildir hiç bir insan!   

Son gününde ilk gününü hatırlamaktır hayat.

Hayat yaşamak içindir. Hayatın dışında seyirci değil içinde oyuncu olun. Siz sakın hayatı yaşamadan göçüp gitmeyin. Hayat dediğimiz ayrı ayrı yaşadığımız o tek bir günü çoğaltmak ve değerli kılmak için belki de ufacık bir tebessüm bile yeter. Beklide hayat dediğimiz şey bir tebessümden ibarettir!