
Türkiye Müftüsü Halil Gönenç Hocaya Saygı Gecesi
Hayatını İslam’ı anlama ve anlatmaya adayan Halil Gönenç Hocaya saygı için düzenlenen “Türkiye Müftüsü Halil Gönenç” programı, Başakşehir Belediyesi Çınar Kongre Merkezinde gerçekleşti. Halkın yoğun ilgi gösterdiği programa İstanbul içinden ve dışından çok sayıda izleyici katıldı. Program Uludağ Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmet Emin Ay’ın Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı.
Programın açılışında konuşan Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal, böyle bir programı gerçekleştirerek önemli bir görev ifa ettiklerini söyledi. Uysal, “İlim adamları bir milleti ayakta tutan sütunlardır. Milletler onlara gereken saygıyı gösterdikleri oranda yücelirler. Bizler de burada ülkemizin çok önemli bir alimini konuşmak için toplandık. Tabi muhterem Hocamızın birçok özelliğinin yanı sıra, Başakşehir’de oturuyor olması bizi böyle bir program yapmaya teşvik etti” dedi. Mevlüt Uysal, değerlerimizi hayattayken konuşmak ve tanıtmak için böyle bir çabaya giriştiklerini söyleyerek, başta Diyanet İşleri Başkanı olmak üzere tüm katılımcılara teşekkürlerini iletti.
Başakşehir Belediyesi bize görevimizi hatırlattı
Daha sonra kürsüye gelen Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, toplumca yaşadığımız bir fetret döneminden ve bu dönemin sancısız geçmesi için her türlü çileye katlanan -büyük kısmı dar-ı bekaya intikal eden- bir nesil olduğundan, Halil Gönenç hocanın da bu nesle mensup olduğundan bahsetti. Medeniyetimizin bir ilim medeniyeti, medeniyet kubbemizi ayakta tutanların ise alimler olduğunu, alimlere verdiğimiz kıymet ölçüsünde bu kubbenin baki kalacağını söyledi.
Görmez, “Başakşehir Belediye Başkanı Sayın Uysal böyle bir programı gerçekleştirmekle bizlere yani Diyanet kurumuna görevini de hatırlatmış oluyor. Çünkü Halil Gönenç hoca ile ilgili program yapması gereken başlıca kurum Diyanet İşleri Başkanlığıdır. Çünkü Diyanet İşleri Başkanlığı'nda şu anda hiç bir müftü yoktur ki Halil Gönenç hocadan ders almamış olsun. Ya kendisinden ya da talebelerinden. O sadece müftülerin hocası değil, müftülerin hocalarının da hocasıdır” dedi.
Prof. Dr. Görmez şunları söyledi: “Keşke Türkiye'nin herhangi bir yerinde hayatını ilme adamış, hayatının büyük bir kısmını ilim yolunda sarf etmiş hocalarımız bir şekilde Diyanet İşleri Başkanlığının Haseki Eğitim Merkezi gibi müesseselerinde buluşturulabilseydi, gelecek kuşaklarla, hayatını ilme adamış insanların buluşması biraz daha fazla olsaydı. Şimdi ülkemizin içinden geçtiği birtakım sıkıntıları gördüğümüzde, bu yaygınlaşabilseydi, belki çok daha farklı bir tabloyla karşı karşıya kalabilirdik.”
Medeniyet kubbemizi ayakta tutan alimlerdir
Başkan Görmez, sözlerini şu cümlelerle noktaladı: “Kur’an’ı Kerim, âlimi peygamber varisi olarak görür ama hiçbir anne baba evladına “sen büyüyünce âlim ya da âlime olacaksın” dememeye başladı. Evlatlarımızın bir kısmına özellikle zeki olanlara diyelim ki “Ben bütün gücümü sarf edeceğim, sen medeniyet kubbemizi ayakta tutacak âlim olacaksın” Allah hepimize Halil hocamız gibi âlim olacak, medeniyet kubbemizi ayakta tutacak evlatlar nasip etsin.”
Daha sonra program için özel olarak hazırlanan ödüllü senarist Tarık Tufan’ın yazıp, ödüllü yönetmen Mahmut Fazıl Coşkun’un yönettiği Halil Gönenç’in hayatının anlatıldığı “Türkiye Müftüsü Halil Gönenç” belgesel gösterimi yapıldı. Büyük alkış alan belgesel gösteriminin ardından oturuma geçildi.
İlk konuşmacı ve aynı zamanda oturum başkanı olan İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mahmut Kaya, İstanbul’da ya da herhangi bir ilde, birçok türbe olduğuna bu türbeler arasında âlim türbelerinin azlığına, adını yaşatmak üzere bir meydana, caddeye bir âlimin adının verilmediğine dikkat çekti. Daha sonra sözü, Halil Gönenç hocayı İstanbul’a getiren eski Diyanet İşleri Başkanı Dr. Tayyar Altıkulaç’a bıraktı.
Tayyar Altıkulaç Haseki Eğitim Merkezi’ne neden ihtiyaç duyulduğundan bahsederek sözlerine başladı. Müftü ve vaizlerin kendilerini daha da geliştirmeleri için Haseki’nin bir hizmet içi eğitim merkezi gibi görev yaptığını, 1974’te Haseki’de Arapça eğitim verilmesine karar verildiğini, bu iş için de Halil Gönenç’in uygun görüldüğünü söyledi.
Halil Gönenç’in dostu ve arkadaşı Harran Üniversitesi eski Rektörü Prof. Dr. Servet Armağan ise Hocanın -popüler tabirle- hep dik duruşunun, fetvalarını, menfaat için eğip bükmeden vermesinin takdire ve tebrike şayan olduğunu söyledi. Hayatında yaptığı iyi işlerden birinin Halil Gönenç’e fahri doktora unvanı vermek olduğunu belirterek Başakşehir Belediyesi’nin de ilme destek mahiyetinde yaptığı bu program için teşekkür etti.
Hayattayken vefa gösterebilmek önemli
Başlangıçtan beri talebesi ve dostu olan halen Haseki Eğitim Merkezi hocalarından Ali Rıza Temel, sözlerine Ferit Kam’ın şu beyti ile başladı: "Sağlığında nice ehli hünerin bir tutam tuz bile yoktur aşına. Öldürüp evvel onu açlıktan, sonra bir türbe dikerler başına." İnsanların vefat ettikten sonra arkalarından Fatiha gönderilmesinin güzel olduğunu ama hayatta da insanlara vefa göstermek, takdir etmek gerektiğini çünkü ayette geçtiği gibi, insanlara teşekkür etmeyenin Allah’a da teşekkür etmiş olmayacağını vurguladı.
Hocanın büyük oğlu Edip Gönenç, dinleyiciler arasında olmayı tercih ettiğini ama kendisine verilen görevden dolayı konuşmacılar arasında bulunduğunu söyleyerek söze başladı. “Pencereden caddeye bakarak gördüklerinizi anlatmak nispeten kolaydır ama üzerinize tutuğunuz bir aynaya bakarak gördüklerinizi anlatmak fevkalade zor ve sıkıcı bir iştir.” diyerek babasıyla ilgili bazı hatıralarından gözleri dolarak bahsetti ve salondakilere de duygusal anlar yaşattı.
Oturumda son sözü Halil Gönenç'in öteden beri dostu eğitimci-yazar Nuri Gökalp aldı. Gökalp, toplumun, Halil Gönenç gibi değerlerin yetişmesine ihtiyacı olduğundan, bu ihtiyacın karşılanması için de gençlerimizin yaşamında bir mihenk taşı teşkil edecek olan kadir bilme programının önemli olduğundan bahsederek Başakşehir Belediye Mevlüt Uysal’a teşekkür etti.
Gül yetiştiren adam: Halil Gönenç
Programa katılamadığından Prof. Dr. Yasin Aktay’ın tebliğinden bazı bölümler aktarıldı. Aktay tebliğinde, Gönenç hocanın Cumhuriyet döneminin önemli alimlerinden biri olduğunu vurguladı. Rasim Özdenören’in Gül Yetiştiren Adam romanında bu insanların hikayesini yazdığını belirten Aktay, “Halil hoca, Gül yetiştiren adamlar kuşağının değerli bir öğrencisi ve İslami ilimlerin kazanılmasının ve sürdürülmesinin en sıkıntılı zamanlarında meşakkatli yolculuklarının sonunda çok değerli ilim hazinelerinin sonraki nesillere aktarılmasında rol almış değerli bir alim” dedi.
Oturumdan sonra Halil Gönenç hoca teşekkür konuşmasını yapmak için sahneye çıktı. Kendisi hakkında söylenenlerden dolayı utandığını, haya ettiğini, hakkında hüsn-ü zan edildiğini söyledi. Kendisi için zahmete girdikleri, emek sarfettikleri için Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal’a teşekkür eden Gönenç hoca, “Sizler gibi Müslümanların bir araya gelmelerine vesile oldular. İnşaallah siz de bana dua edeceksiniz” diyerek sözlerini noktaladı.
Diyanet İşleri Başkanı Prof.Dr Mehmet Görmez ve Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal, Halil Gönenç hocaya, Başakşehir Belediyesi Gelişim Akademisi kursiyerleri tarafından yapılmış olan bir tabloyu takdim etti.
Programın sonunda, Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal, Başakşehir Kaymakamı Cevdet Can, Prof. Dr. Suat Yıldırım, Prof. Dr. Ahmet Ağırakça, Prof. Dr. Ali Çelik, Prof. Dr. Adem Esen, Prof. Dr.Ahmet Turan Aslan, Prof. Dr. Yakup Çiçek, Prof. Dr. Ali Çelik, Prof. Dr. Raşit Küçük, Halil İbrahim Çelik, Ahmet Bahçivan, Ömer Döngeloğlu, Halil Dikbaş ve Haseki Eğitim Merkezi hocaları gibi bir çok katılımcılarla birlikte hatıra fotoğrafı çektirildi.
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir, teşekkür ederiz.
Bu habere yorum yapan ilk siz olun!