KADER GERÇEĞİNDE SAKLI SIRLAR

Her insan kaderinde olanı yaşar, kaderinin dışına bir an bile çıkması mümkün değildir. Kader gerçeğindeki sırları kavramak insanın önünde çok geniş ufukların, metafizik yolların açılmasına vesile olabilir.

Bir düşünün; yoktunuz, hiçbirşey değildiniz ama Allah size can verdi üstelik muazzam zevk alacağınız, mutlu olacağınız şekilde güzellikler yarattı. Bu çok büyük bir nimet ve lütuftur. Allah en güzel olanı sever, sevgiden ve güzel ahlaktan hoşlanır. Allah bize bu hisleri tattırarak lütufta bulunur. Allah sevginin olabildiğince fazla yaşanmasını ister. Allah sevelim diye güzel çiçekler yaratmış, şefkat hissini yaşamamız için birbirinden sevimli hayvanlar yaratmıştır. Allah birbirinden kıymetli sevilecek insanlar yaratarak, vefa, samimiyet, candanlığın olduğu ortamlar oluşturarak sevginin yaşanmasını istemektedir. Bunun tam anlaşılması için de kıyas çok önemli bir konudur. Güzel ahlakın sevginin, sadakatin, fedakarlığın değer kazanması için aksinin bilinmesi gerekir yani nefret, gaddarlık, acımasızlık, sevgisizlik bilinmeli ki sevginin kıymeti gereği gibi anlaşılsın. İşte bunun için de Allah cehennem ehlini yaratmıştır. Cehennem ehlinin durumunu anlatabilmek için bu kişileri, filmlerde canlandırılan ve yaşayan ölüler olarak nitelendirilen zombilere benzetebiliriz. Bu gibi kişilerin kulakları vardır ama Kuran’dan hikmetler anlatıldığında, doğru olan gösterildiğinde anlamazlar, gözleri vardır ama Allah’ın yaratma sanatını görmezler, güzellikleri değil hep kötü olanı görürler. Bu kişilerin durumunu Allah bize ayette şöyle bildirmiştir:
Andolsun, cehennem için cinlerden ve insanlardan çok sayıda kişi yarattık (hazırladık). Kalbleri vardır bununla kavrayıp-anlamazlar, gözleri vardır bununla görmezler, kulakları vardır bununla işitmezler. Bunlar hayvanlar gibidir, hatta daha aşağılıktırlar. İşte bunlar gafil olanlardır. (Araf Suresi, 179)

İşte bu kişiler Allah’ın ayetinde bildirdiği gibi özel yaratılmış insanlardır. Allah cennete veya cehenneme gidecek kişileri kaderde belirlemiştir. Cehennem için yaratılan insanların varlığı, inananların güzel olan herşeyin değerini daha iyi bilmeleri ve kıyas yapabilmeleri için çok önemlidir. Cennetin kıymetini daha iyi anlamamız cehennemin yaratılmasındaki hikmetlerden biridir. Dünyada insanları daha iyiye yönelten imtihanlar olmadan cennete gidilse sevginin, sabrın, tevekkülün kıymeti bilinemeyebilirdi, cennetteki güzel, huzurlu ve sevinç dolu ortamın nasıl bir nimet olduğu anlaşılmayabilirdi. Oysa Allah’ın dünyadaki imtihan içerisinde yarattığı zorluklara güzel sabır gösteren bir kişi sevginin kıymetini çok iyi bilir, cehennemdekilerin ahlakıyla kıyas yapar ve kendi ahlakından hoşnut olur. Allah’ın izniyle bu kişi cenneti de hak eder.

Herşeyin kaderde Allah’ın kontrolünde, bir kader dahilinde yaratılıp bittiğini unutmamak çok önemlidir. Geçmiş, şu an ve gelecek Allah Katında bellidir. Siz bu satırları okurken aynı anda Peygamberler şu an cennette sevinç içindeler, hep birlikte sohbet ediyorlar, aynı zamanda kıyamet kopuyor, Hz. Musa (as) yine şu anda asasını atıyor ve asa bir yılana dönüşüyor... Kısacası biz zamana tabiyiz ama üstün güç sahibi Yaratıcımız olan Allah zamandan ve mekandan münezzehtir.

Allah’ın kontrolünde olduğunuzu düşündüğünüzde kaderin konforunu yaşarsınız. İman, samimiyet, güzel ahlak çok kolay ve zevkli hale gelir. Elbette insanın inkar içinde yaşayıp imana dönmesi nasıl kaderindeyse cehenneme gidecek olan insanların dünyada yaptıkları bütün ahlaksızlıklar, nankörlükler, adaletsizlikler, insanlara yaptıkları zulümler, işkenceler; hepsi kaderlerinde bellidir. Böyle ahlakta bir insanın alacağı karşılık Allah’ın sonsuz adaletinin tecelli edeceği ahiret hayatında, cehennemle cezalandırılmaktır. Ayrıca Allah en çok merhamet sahibi ve affedici olandır yani dünyada tevbe edip Allah’a inanarak ölen bir insan Allah’ın adaletiyle sonsuza kadar mutlu yaşayacaktır.

İman edenler dünyada her ne koşulda olursa olsun Allah’a sadık olduklarını ve kayıtsız-şartsız derin bir aşkla Allah’ı sevdiklerini ispatlamışlardır ve ahirette bu hissin sevinciyle sonsuza kadar yaşayacaklardır. Dolayısıyla kader konusunda Allah’ın adaletini tartışmaya yeltenenler bir kez daha düşünmelidirler. Allah dünyada ruh vererek merhametini bir kere daha bize göstermektedir. Ruhumuzdaki güzellikleri, ihtişamı çok iyi kullanalım. Bu ruhu bize veren Yüce Rabbimizi unutmayalım. Allah için yaşayalım. Unutmayın ki Allah her insana ölene kadar tevbe etme imkanı sunmuştur. Hem dünyada hem ahirette mutluluk kadere teslim olmakla Allah’a iman etmekle olur. Önemli olan bu fırsatı iyi değerlendirmek ve Allah’ın hoşnut olacağı umulan bir yaşam sürmektir.