“RÜYALARIMIZDAKİ MİNYATÜR HAYALLER..”

Kaç kere içimizdeki derdimize üzüldük yada tüm acılarımızı gökyüzüne haykırdık?
Hissetmeden düşündüğümüz, renksiz olan, bizi çepeçevre saran karanlık hayallerimizden neden kurtulamadık.?
Neyi bekliyoruz umutlarımız ve hayallerimizi gerçekleştirmek için?
Üzüldüğümüz dertlerimizin bitmesini mi yoksa gökyüzüne haykıramadığımız acılarımızın içten içe dinmesini mi?

Bizler büyük hayaller kurup nefessiz kalana kadar onların ardından koşabiliriz.
Her hayalimizi hevesimiz geçene kadar değil, onları avuçlarımızın arasına alana kadar ya da
onların gerçekleşeceği zamana kadar büyük bir sabırla ve tebessümle beklemeliyiz.

Nedir bizi hayal etmeyi engelleyen?
Oysa şöyle bir dursak, biraz nefes alsak, kuş bakışı baksak hayata.
Ama ne mümkün ki hayat böyle.. Düzen böyle..
İşte fark ediyoruz ki hayal kurmak için fırsatımız bile yok!
Peki bu nedir? Makineleşmiş insan ruhu mu?

Çoğumuz içimizde yeşeren tüm umutlarımızı ve hayallerimizi, gözümüzü kırpmadan es
geçiyoruz ve onlar için direnmiyoruz.

Tüm bunları gerçekleştirmek için neden hep birilerinin desteğine ihtiyacımız vardır?
Ve neden etrafımızdakilerin onayını ya da fikrini almadan adım atamayız.
Hayallerimizi gerçekleştirecek cesaretler nerelerdedir?

Makineleşmiş ruhlarımızdan kurtulup kendi kabuğumuzun içindeki özü fark ederek cesaretimizle birlikte mücadele ruhumuzu ortaya koyarsak her şeye sahip olabiliriz.

Mesela umutlarımızı ve hayallerimizi rüyalarımızda minyatür halinde gerçek olduğunu düşünelim.
Uyandığımızda bizlere ne kadar mutluluk ve heyecan verir öyle değil mi?
Çünkü rüyalar da; bilinçte var bilinç altıda, akılda var akıldışı da, mantıkta var delilikte entelektüel birikimde var sezgide.
Bunların hepsi bir araya gelince tam anlamıyla  yaratıcı ruhumuz ortaya çıkar.
Rüyalardaki gibi yaratıcı ruhumuz, makineleşmiş insan ruhuyla mücadele edebilir ve minyatürleşen hayallerimizi gerçek dünya da yaşayabiliriz.

“Minyatür hayallerinizi rüyalarınıza sığdırıp, bu hazzı tadıp, gerçek hayatta umutlarınızı ve hayallerinizi gerçekleştirmeniz dileğimle..”

                                                                                               Müzeyyen SOYUPAK