YALANVİZYON

Halkım kandırılıyor. Yalan yanlış bilgilendirmeler, düzmece ve sahte oyunlar, bilinçaltında yönlendirmeler ve daha nice sirk oyunları.
Televizyon izliyoruz ya hani! Gündemi takip edebilmek için, hayattan geri kalmamak ve gerekli gereksiz bilgiler öğrenebilmek için. Sizce televizyon ekranları bizlere gündemin doğrularını yansıtıyor mu ?
Televizyon ekranları baştan sona eğlence olmuş. Sabahları kadın programları, tartışma adı altında kavga ve küfür programları, ardı arkası kesilmeyen dizi çılgınlığı, komedi programlarını aratmayan ve bir dolu saçmalık içeren yarışmalar, Amerikan emperyalizminin şeker tadında aşılandığı Hollywood filmleri ve daha nicesi.
Uyan ey halkım. Kandırılıyor ve uyuşturuluyorsun ! Televizyon ekranlarında neler yayınlanıyorsa onları örnek almaya ve hayatımıza yansıtmaya başladık. Çocuklarınızı onların söyledikleri gibi yetiştiriyorsunuz. Onlar gibi beslenmeye çalışıyor, onlar gibi giyinmeye özen gösteriyoruz. Bunlar işin basit yönleri. Bir de işin daha derin yapısı var.
Düşünme hakkımız alınıyor elimizden. Zorla değil, bilakis seve seve aptallaşıyoruz. Biliyorlar ki düşünen ve bilinçli bir toplum yukarılarda ki ensesi kalınlara zarar verir. Bu yüzden medyayı ellerinde ki merkezi güç ile kendi lehlerince çok iyi bir biçimde kullanıyorlar. Bu işi de mükemmel yapıyorlar.
Eminim bu rakamları çoğunuz biliyor fakat duyarsız kalıyordur. Türkiye'de ki okuma ve izleme oranları aynen aşağıda ki gibi;

Dergi okuma oranı % 4
Kitap okuma oranı % 4,5
Gazete okuma oranı % 22
Radyo dinleme oranı %25
Televizyon izleme oranı %94

Hz Allah(c.c); peygamberimiz Hz. Muhammed(sav)'e ilk olarak oku emrini vermiştir. Bunu bilmeyen müslüman evladı yoktur sanırım. Fakat biz ki öyle bir hale geldik ki, okumak ve araştırmak bize zor zanaat gelmeye başladı. Öyle bir hayal dünyasın da yaşamaya alıştırdılar ki bizi, öyle masallar anlatıyorlar ki, bunların hepsine inanmaya başladık. Televizyon ekranları mı gerçek, bizim hayatlarımız mı gerçek bunun bile farkında değiliz.
İnsanlığa başlıca borcumuz: Bıkmaksızın okumak, üşenmeksizin okumaktır demiş Şemsettin Sami. Biz ne yapıyoruz peki ? Bıkmaksızın sahte bir dünyayı izliyor, sonu gelmeyen yalanların her birini gerçekmiş gibi hayret ve delalet ile izliyoruz.
Onlar gerçek değil halkım, gerçek olan sizsiniz, gerçek olan sizin hayatlarınız. Pamuk pembe bir hayatınız yok sizin. Emekli kuyruğunda saatlerce bekleyen, dizleri tutmayan, bedenleri eskisi gibi dayanıklı olmayan dedelerimiz, ninelerimiz, gülünç ve acınası rakamlarda ki üç aylıklarını almaya çalışırken, memurlarımız ve işçilerimiz açlık sınırında adeta geçim savaşı verirken, üç milyon üniversite mezunu gencimiz işsizlik sorununun mağduru olabiliyorken, ardı arkası kesilmeyen açlık grevleri devam ediyorken safsatalara itibarımız neden bu kadar yüksek !
Emperyalizmi ellerinde tutan gelişmiş batı ülkeleri, kendi halklarına uyguladıkları uyutma politikasını, uzun bir zamandır boyundurukları altında bulundurdukları ülkelere uyguluyor. Bu ülkelerin arasında doğu-batı arasına sıkışmış, hem köprü vazifesi gören hem de nereye adım atacağını bilmeyen ülkemizde bulunuyor.
Son zamanlarda ki gerçek dışı ve yanıltıcı yayınlar ile bu ülke üstünde oynanan oyunların hiçbirinden ya haberimiz olmuyor ya da uyumuş bir toplum olarak duyarsız kalıyoruz. Atılan her adımı, ülkemiz açısından olumlu gibi yayınlar ile duyuyor, düşünme mekanizmamızı mantıklı bir şekilde devreye sokamıyoruz. Belki biraz da olsa karamsarlığımızı unutturan bu programlar yüzünden atılması gereken sağlam adımları atmayı unutuyor, atılmaması gereken tehlikeli adımlar karşısında da karşı bir refleks gösteremiyoruz. Bu konuda toplumun bir kısmı değil, neredeyse halkın tamamı aynı davranışlarda bulunuyor.
Büyük çoğunluğu okuyan, yanıtları kulaktan doğma değil doğru belgelerden araştırarak arayan, yanlı hareketlerden kaçınan bilgili bir topluma ne kadar çok ihtiyacımız var! Bunu bilmelisiniz!
Oku ey güzel halkım! Oku ki arkandan çevrilen pis işlerden haberdar ol, oku ki çocuklarının satılan geleceğinden haberdar ol, oku ki süregelen pis bir kandırmaca düzeninin parçası olma! Oku, oku, oku !