Acı ve Tatlı Yaşam.
Yaşam bazen ne kadar acımasız oluyor, biz istemeden istemediğimiz acıları yaşıyoruz; Sevdiğimizi kaybediyoruz, işimizden oluyoruz. Dolu dolu yaşadığımız, tutunmaya çalıştığımız yaşamla aramızdaki bağ; bazen bir tren raylarında, bazen kırmızı ışıkta hız tutkunları yüzünden, bazen sokaklarda yatan, evsiz barksız, ne yaparsa yapsın kaybedecek birşeyi olmayan, sokakların kralı olduğunu sanan insanlar yüzünden, bazen de farklı düşünceler, kişilik çatışmaları yüzünden insanlar arasında çıkan güç gösterme merakı yüzünden hep kopuyor; kopmak zorunda kalıyor. Bazen sevdiğimiz insan bile bizi çaresiz, yalnız bırakabiliyor. Çok beğenerek sürekli izlediğim bir dizinin son bölümünde bir sahne vardı.. Çok sevdiği eşini yıllarca iyileşir umuduyla makinaya bağlı yaşatan sadık, herşeyi feda etme uğruna seven bir eş, makineye bağlı yaşayan eşinin beyin ölümü gerçekleştiği için ölümüne izin vermek zorunda kaldığını anladığında "hayatla bağlantısını kesebilirsiniz" dediği o an!... o psikolojik hal.....
Yaşamak için birçok sebebimiz var ; annemiz,, babamız, kardeşimiz, sevdiklerimiz, arkadaşlarımız, dostlarımız, sırdaşımız, sevdiğimiz, doğanın güzellikleri ve bize yaşattıkları yağmurda ıslanırken aldığımız zevk, karda oynamak, koşmak, yürümek, baharın müjdecisi çiçeklerin etrafa yaydığı hoş kokular. En önemlisi bunları yaşamak için nefes almamız ve bize bahşedilen hayat... Bunları düşününce "çok şükür" diyorum "hayattayım", iyisiyle kötüsüyle. Güzellikleri, acıları yaşıyorum, kazanıyorum, kaybediyorum. Biten her gün sevdiklerimden veya kendimden.. ömrümden eksilen bir günü ifade ediyor, biten her günün sonunda "Bugünde bitti " diyorum ..
Hayata sımsıkı sarılmak için çok sebebimiz var. Çevremize bakmamız yeterli.
Geriye döndüğümüzde "keşke" dememek için kendi mutluluğumuz için..
Kimseye muhtaç olmadan sarıldığınız hayatın size hakkettiğiniz güzellikleri yaşatması dileğiyle...
"Hayat yaşandığı kadar vardır. Ne bir eksik, ne bir fazla..."
Bu içeriğe yorum yapan ilk siz olun!