banner238

banner228

banner220

banner245

banner246

banner247

03 Ekim 2025 Cuma

Kız kıza deniz keyfi

ACILARDAN SOYUNARAK HAYATA TUTUNMAK!

31 Ekim 2011, 00:29
ACILARDAN SOYUNARAK HAYATA TUTUNMAK!

ACILARDAN SOYUNARAK HAYATA TUTUNMAK!

 

Acılar paylaşıldıkça azalır… Mutluluklar paylaşıldıkça çoğalır…

Ateşin düştüğü yer uzakta değildi, yanı başımızda kardeşimizin olduğu o merhametli ve misafirperver insanıydı. Bu faciayı yaşayan yabancı ülkenin yabancı insanı değildi. Elimizi uzatsak değecek kadar yakınımızda, yanı başımızda duran kardeşimizdi. Enkaz altında kalan başkasınız canı değil, bizim diğer yanımızdı. Çocuğu ölen yabancı ülkenin yabancı anası değil, aynı ananın aynı memesinden emdiğimiz sütanamızdı. Kaybettiğimiz öğretmenlerimiz başka ülkelerin öğretmeni değil, bizim çocuklarımızın eğitmeniydi… Evsiz, yuvasız, yetim kalanlar, bulundukları topraklar sınır ötesi değil, her an kokusunu burnumuzda hissettiğimiz memleketimizdi. Şimdi o memleketin yaralarını herkesten önce bizlerin sarması gerekiyor…

 

Gerek ekranlarda, gerek sosyal paylaşım sitelerinde, gerekse insanlar arasında ki diyalog insanın kanını dondurur cinsten… Ekranda o felaketti izlerken bile parça parça ölüyor gibi hissediyorum kendimi… Van depremi facia ve içler acısı bir durum içeriyor. Küçük çocukların o, şaşkın, korku dolu bakışları yaşanmışlıkları anlatmaya yetiyor.  Hayatımızı anlamlı kılan çocuklarımız, umutlarımız onlarsız bir hayat düşünebiliyor musunuz siz?

 

Van insanını 7,2’lik deprem sonrasında bölücülük, ırkçılık, faşizmcilik, devletin ikinci evlat muamelesiyle kendi vatanındaki insana düşman gözüyle bakıp el uzatmadığı gibi kar, sel, çaresizlikte bir tokat gibi vurdu. Kendine yapılmasını istemediğini sen neden başkasına yapıyorsun?

 

Depremzedelerin imdadına Türk devletinden önce İsrail koştu. İsrail’in gönderdiği prefabrik evler vana ulaştı. Gönül isterdi ki; bu ülkenin vatandaşına önce Türkiye tüm imkânlarını seferber etseydi ve imkânlar yetmediği anda dışarıda gelen bu yardımlar kabul edilmiş olsaydı.

 

Van depreminde milyonlarca insanın hayatını kaybetmesi içimizde iyileşmesi zor bir yara oluşturdu. Yarım kalan hayatlar, deprem korkusuyla sarsılan çocuklar, evladını kaybedenler, yetimler vs, hepsi depremin bıraktığı bu izde yarısı hayatta yarısı enkaz altında kalacak…

Düşenin elinden tutmayanlar düştüğünde tutacak el bulamazlar.

 

Merkezin yanı sıra kerpiç evlerinde kaderlerine terk edilen köylülerin Halide içler acısıydı. Mikrofon uzatılan köylüler kendi dilleriyle kendilerini ifade ederek Kürtçe konuşarak içinde oldukları çaresizliği adeta haykırdı. Görmediklerimiz, gün gelir bizi de görünmesiz yapar.

 

Ekranlarda izlediğim kadarıyla halk hükümettin duyarsızlığından muzdarip. Bu insanlar hasta, bu insanlar yaralı, bu insanlar üşüyor, bu insanlar korkuyor en önemlisi de bu insanlar aç, çocuklar aç… (em kurdun kes me nabine) biz kurdüz kimse bizi görmüyor diye ifadeler var. Türkçe konuşmayı bilmeyen bir ninenin gözyaşları içinde ki, çığlığı şöyleydi; (devlet baveme nine, bave xalkeye) devlet babamız değil, yabancının babası. Devlet baba nerede? diye sesler yükselmeye devam ediyor. Bunlara meyal vermeden bu insanların çığlığına ses olmak devlettin en temel görevi değimlidir?  

 

Psikolojisi bozulan çocukların gözünde deprem;

 

 Ekranda izlediğim bir kareden çok etkilendim; en fazla 7 yaşındaki bir çocuğun elinde oyuncak kürek ile toprağı mezar kazar şekilde toprağı kazdığını gördüm. Bu kareden birçok şey anladım. Örneğin o çocuğun içinde bulunduğu psikolojik sorunun ne kadar vahim olduğuydu.

Gözleri önünde ölen yüzlerce insanın olması ve o insanların gömülmesi onda bıraktığı izlerin ne kadar derinlemesine kazıldığını oyun hale getirdiği hareketlerden de anlamak mümkün olabiliyor. Bırakın enkaz altında çıkartılıp yaşamaya tutunmayı, bu felaketi uzaktan izlemek bile insanı ikiye bölmeye yetiyor.

 

Depremde sağ kurtarılan insanların sevinci;      

 

Bütün yaşanan bu acıların yanı sıra enkaz altında çıkartılan insanların mucize kurtuluşlarıydı. Her kurtulan insanlar sevinç çığlıklarının atılmasına neden oldu. Kurtarılanlar mutluluk ifadesi içinde, alkışlar arasında ikinci kez hayata merhaba diyenlerdi.

 

Bu mucizevî kurtuluşlardan bir tanesi de 8 aylık mahir bebeğin hikâyesi olsa gerek!

Mahir bebeğin beşikten çekmeceye nasıl girdiği akıllarda soru işareti oluşturdu?

Rabbimin bir meleği beton yığınları arasında korumasıydı bu mucizenin adı.

 

Deprem karesini ele aldığımızda hangi pencereden bakarsak bakalım, her bir karede ayrı bir hikâyenin hüznü akıyor içimize… Acılardan soyunarak, hayata tutunmak tıpkı enkaz üstünde yeni inşa edilen bir binaya benziyor. Bu binalarda yaşamak ölümü üzerine giyinmek demektir.      

 

Kurtuldular ama hepsinin bir yanı enkaz altında gömülü kalacak. Ve beklide o korkuyu bir ömür unutmayarak o beton yığınlarını omuzlarında taşıyacaklar. Tıpkı enkaz altında çıkartılan Yunusun hiç tanımadığı birinin ona kendini siper edip boynuna attığı cansız elline şaşkın baktığı ve hiç iyileşemeyecek o şaşkın bakışlarındaki ölüm korkusuydu. Çok geçmedi yunus öldü.

 

Bizlere hayatı öğreten öğretmenlerimiz;

 

Kaderi aynı yerde kesişen ve aynı kaderi birebir yaşayan değerli birçok öğretmenlerimizin hayatını kaybetmesi de derin üzüntü verdi. Hepsi meslek aşkı için kimi ailesini, kimi sevdiğini, kimi çoluk çocuğunu, kimide yuvasını bırakıp mesleği için çok uzağa gitmişler. Hepsinin hikâyesi ayrı derinlikte ve ayrı bir hüzün giymişçesine hayat dersi verir cinsteydi…   

Boynu bükük, gözü yaşlı yüzlerce beklide binlerce evlat bıraktılar arkalarında.

Öğretilen her harfte yaşatılacak olan hayatın öğreticisi olan öğretmenlerimiz baş tacımızdır…    

 

Halkın çabası;

 

Depremi ekranları başında izleyen her insan karınca kararınca elinden gelenini yapmak üzere yola koyuldu. Kötü niyetli insanların yanı sıra,  çocuklar dâhil milyonlarca insan; kendi kıyafetini, harçlıklarını, beklide enkaz altında bir insan kurtarabilirim diyerek deprem bölgesine giderek yardıma koştu. Tıpkı rüyasında enkazda yaşayan bir çifti görüp, kurtarma ekibine katılarak canla başla çalışan üniversiteli öğrenci gibi… Nitekim de rüyası gerçek olup o çift enkazda canlı çıkartıldı. Gerek mesaj yollayanlar, gerek dua edenler, gerekse “Van için tek yürek” kampanyasıyla sanatçı duyarlılığı ile toplanan parayla depremin yaraları sarılmaya çalışılıyor!         

 

Gizli kahramanlarımız olan kurtarma ekibi;

 

Günlerce artçı depremlere rağmen yıkılan binaların arasında can kurtarmak için çabaladılar. Bütün gözler onlarda olup, onların vereceği yeni bir umuda, yeni bir hayatın habercisi olmalarıydı. Kurtardıkları her insan yeni bir hayat demekti. Yağmura, kara, yorgunluğa rağmen beklide hiç dinlenmeden aralıksız insanlar için canla başla enkaz altında itina ile onlarca insan kurtaran kahramanlarımız onlar. En büyük mucize ise 14 günlük Azra bebeğin titreyen bedeninin çıkartılmasıydı. Dilerim Azra bebeğin mucizevî kurtuluşu gibi olsun, insanlığın geri gelmesi de…      Ve hiç ölmemesi dileklerimle…  

Tabela - Neon Tabela - Beylikdüzü Tabela - Beylikdüzü Neon - Beylikdüzü Led - Beylikdüzü - Beylikdüzü Reklam - Beylikdüzü Matbaa -
BEYLİKDÜZÜ TABELA NEON

YORUM YAZ

  • Ad Soyad:

  • Yorum:

  •  

    @name x

  • UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.

      Yorumlar
      Toplam 2 yorum mevcut

    • derya avşar 14 yıl önce yorumlandı

      Merhaba, yorum için teşekkür ederim. Ben sadece insan olarak gördüğümü ve hissettiğimi kaleme almaya çabalıyorum. Siyasi çıkarları gözeten, birilerinin üstüne basarak yükselen biri değil, tarafsız habercilik anlayışıyla yazıyorum. SAYGILAR.

    • Bahattin Sural 14 yıl önce yorumlandı

      Nazım Hikmet geldi aklıma.Diyorki bir şiirinde:ONLARDA SEVERLERDİ KEDİLERİ KÖPEKLERİ,AMA KENDİNİNKİLERİ.Yüreğine,cesaretıne bü doğrultuda devam etmesini temenni ettiğim düşünce yapına sağlik.

    HAVA DURUMU
    Görüntülemek istediğiniz ili seçiniz:
    EN ÇOK OKUNANLAR
    BUGÜN
    BU HAFTA
    BU AY
    banner230
    EN ÇOK YORUMLANANLAR
    BUGÜN
    BU HAFTA
    BU AY
    ARŞİV