banner238

banner228

banner220

banner245

banner246

banner247

banner225
03 Ekim 2025 Cuma

Kız kıza deniz keyfi

BİR SAATİN NE KADAR ?

08 Aralık 2012, 03:27
BİR SAATİN NE KADAR ?
BİR SAATİN NE KADAR ?


    Bir adama sormuşlar. Aylık maaşın kadar mı çalışmak istersin yoksa çalıştığın kadar mı kazanmak istersin? Hemen saf bir düşünce ile cevap vermiş; Tabi ki çalışığım kadar kazanmak isterim. Ucu açık ve anlamları aynı olan iki soru işte. Her iki şekilde de ne kadar çalışırsan o kadar kazanırsın ya da ne kadar çalışamaz isen sana vermeyeceğimiz ücret ile bir kişi daha çalıştırırız.

    Batılı şirketlerin ülkemize ticaret alanında ki girişi ile birlikte sadece ürünleri değil, onların şeytana pabucunu ters giydirebilecek işletme taktikleri de beraberinde gelmiştir. Bu taktiklerin en önemlilerinden birisi, yanında çalıştırdığı personeline saat ücreti üzerinden ödeme yapması. Bu ilk bakıldığın da çok olumlu bir çalıştırma taktiği olarak görülse bile, bu sisteminin çalıştırılan kişilere değil, çalıştıran iş verenlere ne kadar çok fayda sağladığı açıkça ortada.

    Bir işletme açıyorsunuz, çalışacak personeli hesaplıyorsunuz ve bu hesaplamalara göre ne kadar çok aileye bakıldığını buluyorsunuz. Başka bir yerde başka bir işletme açıyorsunuz, çalıştırılacak kişiyi daha fazla tutuyorsunuz, üstelik bu kişilere çalıştığı saatlere göre ücret ödüyorsunuz, o gün işler kesat ise evlerine gönderiyor maaşlarından düşüyorsunuz, iş yoğun ise bütün personeli iş bitimine kadar çalıştırıyorsunuz.

    Hârikulâde bir sistem değil mi? Yanlışları da olsa işletmeciye büyük oranda kolaylık ve kâr sağlıyor. Peki ya çalışan personele ne gibi katkılar veya zararlar sağlıyor? Şimdi buna biraz kafa yoralım ve bu sistemde ki büyük yanlışları gündeme alalım.

    İşçi Mehmet'i ele alalım. Kendisi iki çocuk babası ve kirada oturuyor. Çocukların biri ilkokulda okuyor, diğeri ise yeni doğmuş bir bebe, nihayetinde büyük bir bakım masrafı var. İşçi Mehmet'in eşi çalışmıyor, kendisi ise bir gıda şirketin de servis elemanı olarak çalışıyor. Maaşı sabit değil, çalıştığı işletmede ki satışlar ise gün gününe tutmuyor.Bazen çok iyi günler oluyor, işçi Mehmet aralıksız olarak çalışıyor. Bazen ise yol parasını karşılayamayacak kadar çalışıyor ve eve yollanıyor. İşçi Mehmet'in ev kirası bu ay toplanacak mı? Çocuklarının masrafı çıkacak mı? Faturalar zamanında ödenebilecek mi? İşçi Mehmet'in evine kuru ekmek dışında gıda girecek mi? Hangi işletmeci bunları düşünüyor!

    İşçi Mehmet'in gününü çalıyorsunuz! Ne zaman işe gelecek ne zaman işten çıkacak kendisinin bile haberi yok. Mehmet gel, Mehmet iş yok git. Mehmet bugün sen evde dinlen, Mehmet sabah erkenden gel, Mehmet sabaha kadar çalış. Mehmet'in ne bir uyku düzeni var ne bir hafta sonu izin. Mehmet hafta sonu nedir bilmiyor. İzinlerini çoğunlukla hafta içi bir gün kullanabiliyor. Bayram nedir, bu işte çalıştığı günden beri unutmuş. Onlar için bayram; daha çok çalışma demek, daha çok yorulma demek. Daha fazla çalışıp, çalıştığı saat kadar evine ekmek götürebilmek demek.

    Onların bayramları yok, onların hafta sonu izinleri de yok. Onlar çalıştıkları kadar kazanmanın peşinde, onlar daha çok iş olsun, aç kalmayalım düşüncesi içinde. Onların gidecekleri bir yer yok. Sisteme karşı çıksalar cevap hazır; kapı orada istifanı edip ayrılabilirsin!

    Sistem bu kadar da değil üstelik. Antrakt diye sistem içinde bir sistem de kurulmuş. Nedir antrakt? Sinema salonlarından hatırlarız bu sözcüğü. Film arası da denir. İşletme tabiri ile nedir peki? İşe gidersin, yoğun saatlerde çalışırsın, iş biraz durulur, gereksiz personel antrakt arasına çıkartılır (Bir veya bir kaç saat dahilinde), iş tekrar yoğunlaşınca personel geri çağrılır, antrakta geçirdiği süre maaşından saat olarak kesilir. Peki bu süre zarfında işçi neler yapabilir? Hiçbir şey! Ne gidip bir yere çalışabilir ki bu süre zarfında imkansız, ne de kendine başka bir yararı dokunur. İşçiye yapılan bir darbe, işçinin hayatından çalınan çok önemli zamanlar.

    İşletme açısından ise çok yararlı bir uygulamadır. İşin yoğun olduğu saatlerde, gerekli personel halihazır kıta da beklemektedir. İşin durgun olduğu zamanlarda ise gereksiz personele gereksiz bir ödeme yapılmak zorunda kalmış olmazlar.

    Çalışma hayatında, işçinin emeğini saat ile ölçen ve karşılığını bu saat ücreti ile ödeyen işletmelerimiz sayesinde, ülkemiz olarak da batıya epey yaklaşmış ve insan haklarına karşı da saygımızı kanıtlamış olabilmekteyiz! Bu öyle bir saygıdır ki, bu işletmelerimiz çalışanlarını fişleri kapanan ve tüketim tasarrufu yapılabilen bir makine gibi kullanmaya alışmışlardır.

   Çalışan bir insanın hayatı, saat ücreti ile ölçülecek kadar küçük olmamalıdır. Çalışan bir insan makineler ile bir tutulmamalıdır. İnsan robotlaştırılmamalı, bozuk bir düzenin yarım kalmış yapı taşlarından ayrılmalıdır. Bu düzene ayak uyduran şirketlerin idame etmemesini sağlamak, bu şirketlerin uyguladığı olumsuz işletme yapısını düzeltmeleri için atılacak en büyük adım; biz insanlara ve bu konuda söz sahibi olabilecek devlet babaya düşüyor.

    İnsanların hayatları saatlerle sınırlı değildir. İnsan olabilmek büyük bir kudret ister. Bu büyük kudretin ne bir saati vardır, ne de karşılığında ücreti! İnsan olabilmek başlı başına bir zanaat ise, bu zanaatin karşılığında onların her anının korunması ile olur. Zamanı çalmak kadar kolay bir şey yoktur. Artık hırsızlığı bırakıp alın teriyle para kazanmak ise amacımız. Hırsızlığın sadece değerli eşya yada maddi olarak olmadığını aklımızdan çıkarmayarak, gerekli önlemleri almalıyız. İşçi işçiliğini bildiği kadar, işletmeler de görevlerini bilmelidirler! Çaldıkları her bir anın öneminin farkına varmaları ve bu yanlı düzenin parçası olmaktan utanıp, hakkı hak edene haksızlık yapmadan vermelidirler!


Hasan KARAGÖZ


beylikdüzü - beylikdüzü keman - beylikdüzü piyano - beylikdüzü bale - beylikdüzü müzik merkezi - modern sanatlar akademisi - beylikdüzü sanat
BEYLİKDÜZÜ müzik

Bu içeriğe yorum yapan ilk siz olun!

  • Ad Soyad:

  • Yorum:

  •  

    @name x

  • UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.
    HAVA DURUMU
    Görüntülemek istediğiniz ili seçiniz:
    EN ÇOK OKUNANLAR
    BUGÜN
    BU HAFTA
    BU AY
    banner251
    EN ÇOK YORUMLANANLAR
    BUGÜN
    BU HAFTA
    BU AY
    ARŞİV