Çocuk denildi mi akla ilk gelen şey oyun ve oyuncaklardır.
Masumiyet, güler yüzlülük, neşe, mutluluk ve hayata dair güzel olan her şey çocuklardan ibarettir. Mutlu bir çocuk mutlu bir gelecek, mutsuz bir çocuk mutsuz bir gelecek demektir.
Her zaman var olan ancak son zamanlarda sıklıkla karşılaştığımız çocuk yaştaki gelinlerin haberleri ile yankılanıyor gündem.
Yemende korkunç olay diye radikal gazetesi kayıtlarına şöyle geçiyor; 8 yaşındaki kız çocuğu 40 yaşındaki adamla nikâhlandırılıyor ve o gece cinsel ilişki nedeniyle iç organları parçalanan çocuk hayatını kaybediyor. Bu tüyler ürperten durum karşısında nasıl olurda “bir çocuk koruma hakları yasası olmaz” hayvan koruma dernekleri ve yasaları var ama insan koruma, çocuk koruma hakları yasası yok!
Ne denir bu durumda bilmiyorum ama bu insanlık dışı vahşete neden olan herkesi idam etmek şart ve haktır.
Ve ikinci çocuk cinayeti de Siirt’e yaşanıyor.
Belki de daha elinde oyuncak bebeğiyle evcilik oynuyordu ancak elinden oyuncağını alıp yerine kapkaranlık bir hayat verdiler.
12'sinde evlendirildi, 13'ün de anne oldu, 14 yaşında ölü bulundu!
Aslında çocuklarını bir eşya, değersiz bir cisim gibi görenlerin anne-baba olmaya hakkı yoktur.
Bir çocuk 18 yaşına kadar anne ve babasının koruması altındadır.
O anne ve baba öyle canavar bir ruha sahiptir ki, daha ağzı süt kokan çocuğunu kendi çıkarları ve rahatı için gözden çıkartıyor. Hatta ölümüne hem sebep, hem de seyirci kalacak kadar da vicdansızlardır…
Gözümde ki çocuk resimleri gülen yüzlerdir.
Olağanca şımarık ve yüksek sesle bağrışmaktır çocuk olmak.
Annesinin eteğini çekiştirip eliyle pamuk şekerini işaret etmek, istediğini alamayınca salya sümük ağlamaktır.
Çocuktan büyük olması beklenemez, çocuğa çocuk olmak yakışır…
Çocuklara bir tek ölüm yakışmaz.
Çocuklara önce gelinlik sonra kefen giydiriyorlar, buna kimin ne hakkı var?
Onların çocukluğunu, gençliğini, hayallerini ve geleceklerini ellerinden nasıl alırsınız?
Çocuklar için oyuncakları bile değerlidir, sizin çocuğunuzun bir oyuncak kadarda mı değeri yoktur!
Bir yasa, bir yargı oluşturulsun artık çocuklara dokunulmasın.
Geleceğimiz olan çocuklarımızın hayatları karartılmasın.
Mağdur bırakılan çocuklar koruma altına alınsın ve onların hayatlarını karartan akli dengesi bozuk insanlar da cezalandırılsın.
Çocuk; dünyaya gelmek benim seçimim değildi, anne ve babamın kararıyla doğdum.
Daha oyuncaklarla hayatı oyun sanıp oynarken, anne ve babamın kararıyla evlendirildim.
Elimden oyuncak bebeğim alınıp, kendim gibi bir çocuk elime verdiler artık annesin dediler.
Hayatı bir çocuğun omuzlarına yıktılar yaşa dediler.
Sen ne istiyorsun diye sormadılar bile.
Oysa ben bir tek çocuk olmak istedim, her şey oldum ama çocuk olamadım.
Cehaleti sadece eğitimle aşabiliriz. Akla sığmayacak can yakan olayların geliştiği tek yer cehaletin olduğu yerdir…
Bu içeriğe yorum yapan ilk siz olun!