banner238

banner228

banner220

banner245

banner246

banner247

04 Ekim 2025 Cumartesi

Kız kıza deniz keyfi

DİNLE BU KALBİN SESİNİ DİNLE!

10 Ocak 2014, 06:54

DİNLE BU KALBİN SESİNİ DİNLE!

Ayrılıklardan şikayet eden bu Ney’in sesine kulak ver! Kamışlıklardan kesilmesiydi hicranı,

ayrıldığı gün cennetten Adem’in.. Zarı zarı iniltileri ve gözyaşları, türbesinde yatan

Mevlana’nın Şemsle semahından süzülen aşk nağmeleridir manevi iklimin meltemlerinden

dökülen inci taneleri...Figanından ağlayan erkek ve kadınlar vardır Ney’in…Onlar ki, kalplerin

yegane Sultanlarından hasret kalmalarına ağlamaktadırlar…

 Mahmud makamında hamd ile meşgul Nebi’nin eteğine sarılmada Ney iyi dinle!...Herkes

zannı kadar tanıdı o aşkı…Herkes kadrince gayret edebildi…”Ben kulumun zannı üzereyim”

Buyurmada Rahman…Yol üzerindeki sığındıkları karanlık bir mağaraya giren ve orada bir

şeyler olduğunu hissedenler misali…Kimi “Elmastır bunlar! dedi kucak kucak topladı…Kimi de

“Kömürdür yahu! fazla almağa değmez dedi birer ikişer topladı…Hakikat, sabahın aydınlığıyla

belirecek…İşte o dem…Pişman mı pişman olacak herkes…Elmastır diyenler:” Ah keşke

daha fazla alsaydık! Diyecekler… Kömürdür diyenler de “Keşke biz de onlar gibi daha çok

alabilseydik! Diyecekler…

Feryadımdaki sırrımı can kulağınla dinle!...Beden deki ruhu ayrı görme bedenden…Bil ki,

ruhu görmeye ruhsat vermemekte İlahi kudret…(C.C) Sesini dinle bu Ney’in…Ateş o hava

değil…Kimin kalbinde bu ateş (aşk) yoksa, yaşamasın daha iyi!...Hakkı bilmeden, sevmeden,

razı etmeden geçen ömür, yaşanmasa daha evladır!...Sevabı az olsa da, günahı çok olmaz

Ney’e düşen şey…Coşkunluğudur aşkın…ve oradan şarabın içine düşmüştür o tarifsiz

güzelliği ve ihtişamı ile vahdetullahın(Allah’ın bir oluşunun)….Ney, dosttan ayrılan kişinin

arkadaşı, yoldaşıdır…Ney aşkın tercümanıdır o yüzden gönle nüfuz eder…O da insan gibi

ayrılmıştır öz vatanından…İnsan gibi azad olmayı ister masiyetin türlü hile ve elemlerle

kuşattığı şu virane dünyadan…Koşmak ister ruhunun arzuladığı gerçeğe…Tutmak ister mana

güneşinin hüzmeleri yüzüne vurmuş Yüce Peygamberi’nin (S.A.V) yolunu…

Onun perdeleri perdelerimizi yırttı…Ney gibi hem bir zehir hem bir tiryak kim gördü? İnsan

gibi iyilik ve yolunda mahir olan başka canlıyı da göremezsin…Hayır ve şer arasında dolanıp

durur…Hayra da şerre de meyillidir insanoğlu…İlaç yapıp insan hayatını kurtaran Bilim

adamları da var…O ilimle insanlığa zarar verenleri de….”İnsan nedir sahi?...”Hem her

şey…Hem de hiçbir şey…Hak ve batıl, doğru ve yanlış…Güzel ve çirkin arasında…Tercih

yapacak bu iradesiyle “Halife yaratık rumuzuna dahil olacak…Ama bazıları da var

ki…”.Esfele safilin” çukuruna bizzat yuvarlanacak…Hayır eken hayır…Şer eken de şer

toplayacak hasat zamanı gelince….Arpa eken arpa, buğday eken de buğday toplayacak

Bizim kederimizden (Ney ve İnsan’ın özünden ayrılışına üzülüşünden) Kanla dolu yolu

anlatır bu Ney zorluklarından bahseder aşkın ve aşıklık yolunun….Müslümanım demekle

iş bitmemekte, imtihan yeni başlamakta zorluklarla birlikte…Sarp yokuşlar, çetin yollar,

engebeler hepsi insanın hayır yapmak için çabaları karşısında kat etmesi ve sınav vermesi

gerekken durumlardır…İnsan Rabbine şükür mü edecek? Yoksa nankörlük mü edecek?

Seçim de özgür aslında Ney misali derdiyle nalan olan bu insan…

Ey temizlikte benzeri olmayan… Ey gönüllere duru sevdasıyla öncülük eden Allah’ın sevgili

kulu! Hemen sen kal! Senin kalbime rehberliğin elzemdir!...Balıktan başka her şey suya

kandı! Aşkını yudumlayan doymak bilmedi sevdanla teselli bulmada…. Ondan gayrısı

bilemedi bu sevdanın kıymetini üç beş süslü sözcükten başka ne dilinde nede gönlünde aşkın

zerresi kalmadı….Doydu sevdana halbuki henüz tatmamıştı…Rızkı olmayana da günler uzadı…

Ham pişkinin halinden anlamaz… Aşkın çilesini çeken Yunus olmak lazım halden anlamak

için… Ya da Aşkı fuadının derinliğinden haykıran ve “Aşk nedir?” sorusuna “Ben ol da bil!”

diye cevap veren Mevlana…

Gam yükünü aşk şarabıyla mest olarak hafifleten bir derviş, “Kahrında hoş lütfunda!” deme

makamına ermiştir…Zira canı sahibine bağışlayan insan, kendini var eden sonsuz varlıkta yok

olmuştur…Sazlıktan ayrılışıyla firak ateşine düşen Ney misali, kendisinde var olan İlahi Nur’un

farkında olan insan da cennetten kopuşuna…Ya da başka bir izahla Allah’ın öz nurundan

ayrılışına ağlamaktadır… “Ben bilinmez bir hazine idim. Öz nurumdan Resulümü, Resulümün

nurundan da kainatı yarattım. Böylece beni bildiler.” Hadisinin sırrınca öz varlığını kavramış…

“Ahsen-i takvim” olarak yaratıldığının idrakiyle, ona sunulan “Halifetullah” makamının

ağırlığıyla (mesuliyetiyle) bir çok merhaleden geçmiş… Hamdım, oldum, piştim”

Tabiriyle “İnsan-ı Kamil” yolculuğunu sonlandırmıştır…O’nun balık misali suya kanamayışı

Allah’ın ahlakıyla ahlaklanma merhalesinin tatlılığından dolayıdır… “Kendini bilen Rabbini

bilir!" hadisinin sırrınca, insan kendinde var olan cevherin hakikatiyle yüz yüze gelince

görmüştür ki, alemde insan hem varlık hem de yokluk arasında mekik dokumaktadır..O’nu

baki kılacak tek amel ise sevgidir. Sevginin yücelttiği gönlünde Rabbbinin mucizelerinin

filizlendiğini gören Hallac-ı Mansur “Enel Hak!” “Ben Hakkım! Ben kendimde Allah’ı gördüm!”

Demesi üzerine dar ağacına asılmıştır….Oysa, aşkı yaşamak böyle bir şeydir…Korkusuzca

çılgınca haykırmak ta vardı aşkın imbiğinden geçerken…Tıpkı gönül mahzenlerine çekilip,

aşkın o ağır ve riskli halatlarına sımsıkı sarılıp tefekkür ederek secdelere kapanıp” Ya Rabbi

biz bir alay hiçleriz!” demek gibi…

Allah’a yöneliş, Allah’ı talep, Allah’a varış… Özlenen, beklenen, hatta o amaçla yaşanan

Vuslat…Şeb-i Arus’tur asıl arzu…Ömür bitip, ecel kapıyı çalınca Arif’in yoktur başka

beklentisi…Azrail’i damadını bekleyen gelin misali sabırsızlıkla bekler an be an…Gelse de alsa

beni götürse o Aziz Sevgili’ye…Şu gönül özlemle iştiyakla beklediğine kavuşsa…Ne gam yer

 Aklın kalple göğe yükseldiği demlerde zamanı sevgi şuleleriyle yakan aşkın semahında o

aziz insan yürüdü Rabbi Rahimine…”Ete kemiğe büründü Yunus diye göründü.” Diyen Yunus

Veli’nin tabiriyle yeryüzündeki hizmetini ve tekamülü tamamlayan, Allah’ın ahlakını insanlara

bizatihi uygulayarak yansıtan gönül göğümüzün güneşi Mevlana Hz.leri insanlık ailesine ne

güzel örnekler vermiştir yaşantısı ve eserleriyle…O’nun ölüm olayına bakışı da tabi ki farklı ve

anlamlı olacak ardında bıraktığı milyarlarca insana ölümsüz bir mesaj ve ibret bırakacaktı…

“Ağlamayın arkamdan! Dedi bu yüzden sevenlerine Mevlana! Bu gidiş yok oluş değil,

diriliş, doğuş, Sevgiliyle buluşmadır…O yüzden gülün sevinin ardımdan!...Hasretimin

bittiğine…Sevgilimle kavuştuğuma sevinin….Düğün Gecem benim bu gece Ney’den sorun

halimi…Dinleyin onu bakın ne söylüyor…Sevgi ve insan üzerine dinleyin!....

 AYŞE CİPLİOĞLU KAŞ

Tabela - Neon Tabela - Beylikdüzü Tabela - Beylikdüzü Neon - Beylikdüzü Led - Beylikdüzü - Beylikdüzü Reklam - Beylikdüzü Matbaa -
BEYLİKDÜZÜ TABELA NEON

Bu içeriğe yorum yapan ilk siz olun!

  • Ad Soyad:

  • Yorum:

  •  

    @name x

  • UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.
    HAVA DURUMU
    Görüntülemek istediğiniz ili seçiniz:
    EN ÇOK OKUNANLAR
    BUGÜN
    BU HAFTA
    BU AY
    banner230
    EN ÇOK YORUMLANANLAR
    BUGÜN
    BU HAFTA
    BU AY
    ARŞİV