banner238

banner228

banner220

banner245

banner246

banner247

banner248
03 Ekim 2025 Cuma

Kız kıza deniz keyfi

Diyalektik ve savaş

08 Ocak 2013, 06:12

Diyalektik ve savaş

Teröristler dağda, çocuklarımız ise okullarda aynı yanlış eğitimi alıyorlar

Dünyada hiçbir şey tesadüfen olmadığı gibi, 20. ve 21. yüzyılda tüm dünyanın sürüklendiği herc-ü merc de tesadüf değil. Allah insanlara önemli bir şey gösterdi ve hala bunu görmelerini istiyor. Tüm insanlığın anlaması gereken şudur: Eğer insanlar sevgi, kardeşlik, dostluk ve fedakarlık için yaratıldıklarını unuturlarsa, birlik olup güçlenmek yerine bölünüp çekişmeyi tercih ederlerse, batıl ideoloji ve akımlara tutulur “ilerlemek için öldürmenin ve savaşın gerekli olduğuna” inanırlarsa, bekledikleri çatışma kendi başlarına gelir. Ve şunu esefle izlerler: Çatışma ilerleme değil, sadece yıkım getirir.

İlk olarak eski Yunan’da başlayan ve “tartışmacılık” anlamına gelen diyalektik Herakleitos (576-480) tarafından şöyle tanımlanmıştı: “her şey karşıtların  kavgasından doğar.” Herakleitos’a göre savaş bütün şeylerin babasıydı. Dolayısıyla diyalektiğin gerektirdiği tez, antitez ile çatışırken onunla savaşmalıydı. Bir tezin savunucuları diğer tezin savunucuları tarafından yenilecekse bu ancak savaş ve kavga yoluyla olmalı ve karşı tezin savunucuları mutlaka yok edilmeliydi. Meydana gelen sentez bir süre sonra yeni bir tez halini almalı ve aynı kavga ve savaş aynı hızıyla devam etmeliydi.

Hegel ve ardından Marx, buna doğrudan savaş adını vermeseler de “çatışma” dediler. Komünist kanlı liderlerin bunu savaş ve katliam olarak algılamaları uzun sürmedi. Onlar daima savaşın gerekliliğine inandılar. Bunu Marksizm’in en temel şartı olarak gördüler. Günümüzün yeşil komünistleri şu anda bu savaş kavramını reddetseler de, komünizmin gereği mutlaka hain pusular, gerilla savaşları, kadın-çocuk-yaşlı demeden kitle katliamlarıdır. Tıpkı şu anda Suriye’de gerçekleştirilen katliamlar gibi. Tıpkı komünist PKK’nın güneydoğuda yaptığı eylemler gibi.

Türkiye de dahil olmak üzere şu anda terörden yakınan her ülke aslında komünizmle savaşıyor. Komünizm o kadar canlı ki, adı resmen konulmasa da Kuzey Amerika’nın bir bölümüne, Kuzey Avrupa’ya, Ortadoğu’nun neredeyse tamamına hakim. Zaten resmi olarak komünist idare altında olan Güney Amerika ülkelerini, Çin, Kuzey Kore gibi kızıl ülkeleri saymaya bile gerek yok. Bu komünist Marksist hakimiyet nedeniyle neredeyse bütün dünyada terör var. Bu apaçık ortada olan Marksist tehdide gözlerini kapatanlar da hala uzun tartışma programlarında teröre çözüm arıyorlar. Fakat aynı anda kendi ülkelerinin okullarında kendi çocuklara diyalektik eğitimi alıyorlar. Kendi çocukları, devletin kendi okullarında iki karşıt fikrin mutlaka ve mutlaka çatışması gerektiğini, tarihin bu çatışmalardan ibaret olduğunu ve bu çatışma sonucunda toplumlarda ilerleme ve ferah olacağını öğreniyorlar. Dağda teröristler de bu eğitimi alıyor, okullarda çocuklarımız da. Komünist bir ülke de bu eğitimi veriyor, kapitalist ülkeler de. İşte bu yöntemle savaşı şart koşan Marksist zihniyet, sinsi ama müthiş emin adımlarla, dünyadaki hemen her ülkede ilerlemeye devam ediyor.

Burada şunu hatırlatmak gerekir. Kapitalizm, Marksizm’e vurulmuş bir darbe değildir. Tam tersine kapitalizm, Marx’a göre, toplumların komünizme geçişi için önemli bir şarttır. Komünizm pusuda beklemekte, kapitalizmin etkisiyle bencilleşmiş, tüm ahlaki, dini ve insani değerlerinden uzaklaşmış, sadece kendi menfaatini düşünen bir kısım kişilerin ve toplumların üzerine çökmeyi beklemektedir. Ekonomik kriz adeta bir ilaç gibi gelmiştir. Marksist ve komünistler için ortam hazırdır. Bunu görmek isteyen, dünyadaki bu olağanüstü karışıklıklara yakından bakabilir.

Şunu hatırlatalım: Zıtlar daima var olmuştur. İyi ve kötüler arasındaki çelişki ve mücadele dünya tarihinin başından beri vardır. Fakat bu mücadelenin tanımının iyi yapılması gerekir. Mücadelenin gereği hiçbir zaman savaş değildir. Zıtların mücadelesi; karşılıklı konuşma, ilmi delilleri sunma, sevgi ve saygıya dayanmalıdır. Hiçkimse zorla bir fikre alıştırılamaz. Alışmıyor diye katledilemez. Hiçbir savaş şimdiye kadar toplumlara ilerleme getirmemiştir. 20. yüzyılın kanlı savaşları ve nihayet günümüzün sona ermek bilmeyen çatışmaları, silah üzerinden para kazanan kirli sektörü beslemekte, fakat halkı, medeniyeti, teknolojiyi, şehirleri, ekonomiyi mahvetmektedir. Gitgide korku içinde yaşayan bir halk ile ileriye gidilmez. Gitgide yoksullaşan, az beslenebilen, eğitim alamayan, çalışıp üretemeyen halk ile ileriye gidilmez. Şehirler ve altyapılar füzelerle yıkılarak daha teknolojik hale gelmezler. Genç neslin ölmesiyle toplum ilerlemez. Hiroşima ve Nagazaki’ye atılan atom bombaları nesiller süren bir felaketten başka bir şey değildir. Marksizm’in sunduğu kanlı diyalektik, toplumlara o hayali ilerlemeyi hiçbir zaman getirmemiştir ve getirmeyecektir. Eğer buna izin verirsek, dünyayı daha büyük felaketler saracak, her yer kan gölüne dönecektir.

Karşıt fikirler; ancak ve ancak sevgiyle, şefkatle, saygıyla, hür düşüncenin öneminin vurgulanmasıyla ve ilmi delillerle karşı karşıya gelirler. Zorbalıkla değil. Şimdi bütün herkesin, dünyayı saran bu felaketlerin sebebini anlaması zamanıdır. Savaşın mantığını toplumlara Marksizm vermiştir. Gizliden gizliye Marksist topluluklar bunun altyapısını hazırlamışlardır. Buna dur demenin en önemli yolu savaşı sözde meşru kılan bu kanlı diyalektik mantığının bilimsel olarak bir sahtekarlık olduğunu göstermektir. Tarihin kanlı diyalektiği gibi sapkın bir fikre zemin hazırlayan doğanın diyalektiği fikrinin mantıksızlık olduğunu, doğada avlanan canlılar olduğu gibi birbirleriyle fedakarlıkta yarışan canlılar olduğunun da gösterilmesi gerekmektedir. Bu önemli gerçeği göstermek için asıl yapılması gereken şey ise, tüm dünyada, çocuklarımıza okullarda bu kanlı diyalektik fikrini veren eğitim sisteminin acilen değiştirilmesidir. Dünya ne bizim için ne de diğer canlılar için savaş alanı değildir. Dünya, tüm hak dinlerde Allah’ın bildirdiği gibi ancak sevgi ile güzelleşir. Allah bizden sevgiyi ister. Allah bizden bir, bütün ve kardeş olmayı ister. Allah sevmeyi ve sevilmeyi sever. Biz ancak Allah’ın isteğine uygun davranır ve “seversek” bu dünya değişir.

web tasarım - grafik tasarım - web yazılım - seo - seo yazılım - web reklam - web yazılımcı- web tasarımcı -
Æ SEO YAZILIM

Bu içeriğe yorum yapan ilk siz olun!

  • Ad Soyad:

  • Yorum:

  •  

    @name x

  • UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.
    HAVA DURUMU
    Görüntülemek istediğiniz ili seçiniz:
    EN ÇOK OKUNANLAR
    BUGÜN
    BU HAFTA
    BU AY
    banner251
    EN ÇOK YORUMLANANLAR
    BUGÜN
    BU HAFTA
    BU AY
    ARŞİV