
Merkez'de devir teslim.
Merkez Bankası Başkanlığı görev süresi dün akşam dolan Durmuş Yılmaz, koltuğunu yardımcısı Doç. Dr. Erdem Başçı'ya devretti.
Duygusal bir veda konuşması yapan Yılmaz, satır aralarında Merkez Bankası’nın kurumsal kimliğinin önemine vurgu yapmayı ihmal etmedi. İnsani bir duygu olarak kendisini Merkez Bankası Başkanlığı görevine getirenlere teşekkür eden Yılmaz, “Teşekkür ederim ama hiçbir zaman da yaranma duygusuyla hareket etmedim. Yaranma duygusu kötü bir şeydir, size yanlış yaptırır. Biz önce yasalara, sonra elimizdeki verilere bağlı olarak işimizi yapmaya çalıştık” dedi.
Durmuş Yılmaz, Merkez Bankası İdare Merkezi’nde gerçekleştirilen devir teslim töreninde duygu yüklü bir konuşma yaptı. Konuşmasına başlarken dili sürçerek görevini “Serdengeçti”ye devredeceğini söyleyen Yılmaz, daha sonra “Başçı” diye düzeltti. Konuşmasında, herhangi bir ekonomik değerlendirmede, konjonktürle ilgili herhangi bir fikir beyanında bulunmayacağını söyleyen Yılmaz, 2 gün sonra Para Politikası Kurulu toplantısı olduğunu, şu anda 5 iş günü önceki yasaklı dönemde olunduğunu söyledi. Ekonominin geldiği nokta itibariyle de değerlendirme yapmayacağını ifade eden Yılmaz, rakamları herkesin bildiğini dile getirdi.
Merkez Banka’nın kurumsal kimliği ve bağımsızlığına vurgu yapan Yılmaz, kurumsal kimliğin güçlenerek, devam etmesinin önemine işaret etti. “Ben buna inanıyorum. Hem de güçlü bir şekilde inanıyorum” diyen Yılmaz, Merkez Bankası’nın daha ileri gidebilmesi için bunun böyle olması gerektiğine inandığını ifade etti. Yılmaz, kendisinden sonra gelen arkadaşlarının daha iyisini yapacağından emin olduğunu sözlerine ekledi. Konuşmasında kendisini bu göreve getirenlere de teşekkür etmeyi ihmal etmeyen Yılmaz, görev süresi boyunca hiçbir zaman yaranma duygusuyla hareket etmediğinin altını çizdi.
Kamuda “kendisini göreve getirenlere teşekkür etme” geleneğinin bulunup bulunmadığını bilmediğini söyleyen Yılmaz, “Eğer böyle bir gelenek varsa, ben o geleneğe uyarak teşekkür etmek istiyorum. Yoksa da böyle bir geleneğin başlatılmasının doğru olduğunu düşünüyorum. Şunun için: Eğer yetkiniz varsa, omuzlarınızda sorumluluk da var. Bu yetki çerçevesinde milletin emanetini aldıysanız, en iyi ve doğruyu bulup çıkarmalısınız. Dolayısıyla bizi bu göreve getirenler bizim başarımıza ve başarısızlığımıza da ortaklar. Yalnız bu teşekkürde dikkate alınması gereken bir husus var. O da şu: İyi insan olmak, makamının kıymetini bilmek. Fakat bunu aşırıya götürürseniz, yaranma duygusuna kapılırsanız, işinizi doğru yapmazsınız. Yanlış yaparsınız.
Aynı zamanda kendinize zarar verdiğiniz gibi sizi buraya getirenlere de zarar verirsiniz. Teşekkür ederim ama hiçbir zaman da yaranma duygusuyla hareket etmedim. Bizim görev alanımızı çizen, hareket alanımızı belirleyen yasal çerçevedir. Biz her zaman bu yasal çerçeve içinde hareket ettik. Yine de ben insani bir duygu olarak beni bu göreve getirenlere teşekkür ediyorum. Ama dediğim gibi yaranma duygusu kötü bir şeydir, size yanlış yaptırır. Biz önce yasalara, sonra elimizdeki verilere bağlı olarak işimi yapmaya çalıştık.
“EĞER İLERLEME OLACAKSA FARKLILIKLARIN OLMASI LAZIM”
Bundan sonraki merkez bankası yönetiminin Merkez Bankası kurumsal kimliğini güçlendirecek şekilde çalışmalarını sürdüreceğini düşünüyorum. Elbette nüans farklılıkları olacak, olması da gerekir. Eğer ilerleme olacaksa, değişim olacaksa farklılıkların olması lazım. Olmaması kuruma zarar verir. Yeni başkanın da davranış biçimleriyle, nüans farklılıklarıyla kuruma damgasını vuracağını düşünüyorum.”
Yılmaz, “Atamam açıklandıktan sonra, merdiven başında yapılan toplantıda bana ‘enkaz mı devraldınız’ sorusu yöneltilmişti. Ben de almadığımı söylemiştim. Diğer bir soru ise ‘Siz Merkez Bankası’nda ne yapacaksınız’ olmuştu. Ben, ‘kurumun daha ileri gitmesi için duvara bir taş koyacağız’ demiştim. Umarım koymuşuzdur. Bizden sonrakiler de bu taşı koymaya devam edeceklerdir” diye konuştu.
“BU SANDALYE BANA ÇOK ŞEY KATTI”
Merkez Bankası’nda şu anda çok güçlü bir kadro olduğunu söyleyen Yılmaz, Merkez Bankası’nın en büyük gücünün bu olduğunun altını çizdi. Güçlü insan kaynağının oluşmasına katkıda bulunan herkese teşekkür ettiğini belirten Yılmaz, “Milletime de teşekkür ediyorum. Oturduğum sandalyeye ne kattım. Bunun değerlendirmesini ben yapacak değilim. Bunu üçüncü kişiler yapacak.
Ancak bu sandalye bana çok şey kattı. Milletim benim maaşımı ödedi. Beni belli bir yere getirdi. Ben her şeyden önce milletime teşekkür ediyorum. Keşke, mümkün olsa da mükemmel yaptığımızı söyleyebilsek. Ama mükemmel hiçbir zaman mümkün olmaz. Mükemmelin peşinde koşmak aslında iyiyi yapamamak demektir. Aslında mükemmelliğin peşinde koşmak, iyiyi yapamamak demektir” şeklinde konuştu.
“BLACKBERRY’E BAKACAĞIM”
Yılmaz, konuşmasında banka çalışanlarına, yönetici kadrosuna, yakın mesai arkadaşlarına teşekkür etti. Daha önce emekli olduğunda sabah kalktığında dış ülkelerde ne oluyor diye blackberrysine bakmayacağını söylediğini hatırlatan Yılmaz, “Aslında bu biraz haddini aşan bir cümle olmuş diye düşünüyorum. Şu an geldiğim nokta itibariyle, ömrü boyunca iki gören gözü olan, fakat bir anda gözleri görmüş bir insana dönmüş gibi hissediyorum kendimi. Elinizin altında bir ordu var. Bu ordu size istediğiniz her türlü bilgiyi en inci bilgiyi getiriyor ve önünüzü açıyor. Emeklilikte bundan muaf olacağız. O nedenle blackberrye bakmak önemli olacak” dedi.
“SAYIN BAŞKANIM, PLANINIZ PLANIMIZDIR”
Merkez Bankası’nın yeni Başkanı Erdem Başçı konuşmasına, Yılmaz’ın dil sürçmesine atıfta bulunarak başladı. Başçı, “Çok hoş bir dil sürçmesiydi başkanım. Sizin için nasıl Serdengeçti Merkez Bankası Başkanı ise benim için ise sizsiniz” ifadelerini kullandı. Başçı, konuşmasına kurumun 2011-2015 dönemini kapsayan stratejik planın giriş bölümünde yer alan Durmuş Yılmaz’ın konuşmasını ve misyon ve vizyon bölümlerini okuyarak devam etti.
Durmuş Yılmaz’ın önsözünün bulunduğu 5 yıllık Strateji Planı’nın yaşayan bir metin olacağını belirten Başçı, Yılmaz’ın Stratejik Planın önsözünde yer alan “bağımsızlık, güvenirlik, kamu yararı, şeffaflık ve hesap verme gibi temel ilkelerimizle bu planın işlerlik kazanacağına, verdiğimiz emek ve ayırdığımız zaman ölçüsünde başarılı sonuçlar alacağımıza olan inancım tamdır” sözlerini üzerine basa basa okudu. Başçı Yılmaz’a dönerek “Sayın Başkanım, planınız, planımızdır” dedi. Ardından Merkez Bankası’nın 5 yıllık pusulası ve yol haritası olan Strateji Plan’ın vizyon ve misyon bölümlerini de okuyan Başçı Yılmaz’a hitaben, “Sayın Başkanım, vizyonunuz vizyonumuzdur. Sayın Başkanım, misyonunuz misyonumuzdur” ifadelerini kullandı.
BAŞÇI, “AĞABEY” YILMAZ’I DA ANLATTI
Başçı, konuşmasında birkaç kelimeyle “Ağabey Yılmaz’ı” da anlattı. Yılmaz’la 2003 yılından bu yana birlikte çalıştıklarını söyleyen Başçı, açıklamalarını şöyle sürdürdü:
“Ben bu dönemde kendisinden 3 şey öğrendim. Bu 3 şeyin bir arada olabileceğini öğrendim. Bunlardan ilki tevazu. Merkez Bankası başkanları mütevazı olabiliyormuş. İkincisi ortak akıl. Merkez Bankası başkanlarının mutlaka ortak akıla önem vermesi gerekiyormuş. Üçüncüsü kararlılık. Merkez Bankası başkanlarının son derece kararlı olması gerekiyormuş. Ayrıca bu özellikleri 3'ü bir insanda bulunabiliyormuş.”
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir, teşekkür ederiz.
Bu habere yorum yapan ilk siz olun!