banner238

banner228

banner220

banner245

banner246

banner247

banner288
04 Ekim 2025 Cumartesi

Kız kıza deniz keyfi

GECENİN ÜÇÜ

02 Ocak 2013, 03:20
GECENİN ÜÇÜ
GECENİN ÜÇÜ

   Saat gecenin üçüne yirmi var. Uzun zamandır televizyon izlemiyorum. Size izlememizi tavsiye ediyorum, yani izleseniz bile gerçekliğine kapılmayınız! Yatağıma uzanmıştım ve bu ara yakından ilgilendiğim Tebrizli Şems hakkında yazılan kitaplardan birini okuyordum. Birden yakın arkadaşım V.T. aklıma geldi. Neden bu saatde hatırıma geldin ki kardeşim? Geçen gün geçirdiğin ağır ameliyat sonrası, yine ruhlarımız mı yakınlaştı? Gerçi bizim ruhlarımızın yakınlaşması için ameliyata da gerek yok değil mi?

   Saat gecenin üçüne çeyrek var. Bir çocuk nasıl olur da gökkuşağında ki renklerin içerdiği derin anlamları anlamaya başlayacak yaşta gözlerine kara bir perde kapanır. Nasıl olur da; o kara perde yetmezmiş gibi, başında şiddetli ağrılar yaratan amansız bir hastalık da bu çocuğun geleceğini karartır!
  
   Saat gecenin üçüne on var. Bende bugün hastayım. Havalar bir hayli soğuk ve nemli. Hava da kar var, hava da ayaz. Ben ki İzmir gibi sıcacık bir şehirde doğmuşum, ardından yaz nedir görmediğim Kars'da dudaklarımı kurutmuşum, ki anlayamadım ben bu İstanbul'da nasıl bir hava oluyor? Sıcak desen felaket, soğuk desen cinayet. Şifayı da kapmışım en beterinden. Burnum bozuk bir musluk, ellerimde nemli mendiller, havasız odamda inadına içtiğim sigaram.

   Saat gecenin üçüne beş var. Ben V.T. Kardeşimi özlüyorum amma sorsan bana; en son ne zaman görüştünüz ? Çok uzun bir zaman tarihini hatırlamadığım. Bayramlarda seyranlarda bir kaç cümle sms ile andığım ve kendimi hatırlattığım bir vefasız adam ben. Annem ameliyat sonrası yanındaydı onun. Demiş ki; Çokça selam söyle dostuma, çok özledim onu, göremesem de gelsin yanıma ya da ben gideyim yanına, olur mu? Ne desin annem, sessizlik... Yalandan gülüşmeler , vedalaşma faslı, yalnızlık!

   Saat gecenin üçü. Dostum daha onbeş yaşında. Lise de okuyor, haylaz mı haylaz. Yanında gittiğim de hiç ayrılmadığı bilardo salonuna gidiyoruz tekrar. Tek fark gözleri kapalı. Hasan'ım diyor, bilardo oynadığı arkadaşlarından bahsederek; Bu haylazlar gözlerimin görmemesinden faydalanıp hile yapıyorlar sanırım! Bende bir hüzün, bir kahrolma ve suskunluk...

   Saat gecenin üçünü beş geçiyor. Dostum ile Bakırköy'de buluşuyoruz. Yanımız da benim ilkokuldan beri arkadaşlığını ve dostluğunu kaybetmediğim B.Ş. Mevsim sonbahar, hava biraz esiyor. Bir alışveriş merkezinin en üst katında bulunan ortak kullanım alanında çaylarımızı içip muhabbete dalıyoruz. Dershaneye gittiğini anlatıyor. Üniversite sınavına hazırlandığı dershane. Arkadaşlarından bahsediyor. Bana dönerek: " Kardeşim bir kız var. Hep yanımda oturuyor, çok güzel muhabbeti de var ama güzel mi bilmiyorum. Gözlerim de görmüyor zaten, gerçi az da olsa nesneleri seçebiliyorum, cep telefonumda ki mesajları bile okuyorum ama yüzleri netleştiremiyorum. Sence güzel midir ?"

   Saat gecenin üçünü on geçiyor, benim sızım bir türlü geçmiyor. Yarım yamalak hatırladığım geçmişim de onunla anılarımızı netleştirmeye çalışıyorum ama nafile, çoğu unutuluyor, azı hatırlanıyor. Dostum bir ameliyat daha geçirmiş. Haber geliyor eve. Annem; ziyaretlerine gideceğiz diyor, sende gel! Sağol anne ben gelemem, iş güç var biliyorsun. İşten zaman ayırsam derslerim var, kurslarım var, o var bu var. Ve içimden konuşarak; "ama sen bilmiyorsun anne, ayaklarım gitmiyor ona, kaybetmekten korkuyorum, acı çekmekten korkuyorum. Her şey bahane, uyduruyorum tüm bu iş güç meselelerini, zaman problemlerini. Ben ona daha fazla bağlanmaktan korkuyorum anne. Ben ona bir kardeşten daha yakın bağlanmaktan korkuyorum, ben onda bir ben olmaktan korkuyorum, ben işte ondan korkuyorum!"

   Saat gecenin üçünü çeyrek geçiyor, bende ki bu ızdırap geçmiyor. En son onunla görüşeli çok uzun zaman olmuş, şimdi daha net hatırlıyorum. Onun yüzünü; işte o zamanda hatırladığım gibi gözümün önüne getiriyorum. İşte o zaman çekilmiş bir kaç kare fotoğraf. Hüzünbaz ve süregiden hayatımız da dert delilleri.

   Saat gecenin üçünü yirmi geçiyor. Ben bir sigara daha yaktım bu gecenin hatırına. Artık eskisi gibi aramayan dostlarım, pek de fazla çalmayan ama sürekli kontrol ettiğim telefonum. Son zamanlarda odamdan bile çıkmaz oldum. Neymiş efendim bu kitabı kesinkez çıkaracak mışım! Kız arkadaşımı da ilgisiz bıraktım, şimdi o da yok. Kendince haklı tabii, onun yerinde ben olsam hüç düşünmeden selamı sabahı keserdim. Sevmiyorsan söyle, bende yoluma bakayım değil mi! Yok ama ben öyle olamam! Biri vardı evlendi gitti, çocuğu bile büyüdü, ama halen aklım onda duruyor. Getir ver diyorum; olmaz diyor, bu senin yüreğin daha fazla acı çekecek ki sende kapanmayan yaralar büyüyecek.

   Saat gecenin üçünü yarım geçiyor, biraz daldım gittim uzaklara, şimdi o da geçti. Gözlerim de uyku da var, uykusuzluk da. Gözlerim çoğu zaman nemlidir, çoğu zaman güler ama ardından ağlamayı da unutmaz. Dostumun gözleri de öyle midir? Görmez belki ışığı, renkleri, yalanları. Fakat yürek gözü açıktır onun, benim yüreğim gibi.
Saat gecenin dördüne yirmi var, benim az sevincim çok derdim var. Bir Allah'a Şükür'üm, az da biraz isyanım var. Dostumun derdi yek, isyanı çek babam çek.

beylikdüzü - beylikdüzü haber - beylikdüzü haberleri- beylikdüzü haberci - beylikdüzü haber merkezi - beylikdüzü belediyesi - beylikdüzü sakinleri
BEYLİKDÜZÜ HABER

Bu içeriğe yorum yapan ilk siz olun!

  • Ad Soyad:

  • Yorum:

  •  

    @name x

  • UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.
    HAVA DURUMU
    Görüntülemek istediğiniz ili seçiniz:
    EN ÇOK OKUNANLAR
    BUGÜN
    BU HAFTA
    BU AY
    banner251
    EN ÇOK YORUMLANANLAR
    BUGÜN
    BU HAFTA
    BU AY
    ARŞİV