GERİDE BIRAKTIKLARIMIZ
Daha dün gibiydi 2011 yılına girdiğimiz günler. Zaman ne kadar da çabuk geçiyor. Hani derler ya Göz açıp kapanıncaya kadar geçti, gerçekten doğru bir cümle. Aslında geride bıraktığımız sadece zaman değil zamanın içinde yaşadığımız hayatlar.
Neler oldu 2011’ de hayatımızda. Ne acılar yaşadık, ne sevinçlere boğuldu kahkahalarımız. Kah sevindik, kah üzüldük. Depremler gördük, şehitlerimizi toprağa verdik sıralarsak bu yazının sonu gelmez. Bu olaylar en can alıcı noktalarımız akıllar da çok keskin kalanlar. Olayları yaşarken yaşadığımız ülkenin acizliğine, cahilliğine şahit olduk birçok kez. Yumurta kapıya ne zaman dayanırsa derler ya bizde de öyle… Önlemler anca o zaman alınmaya başlar. İnternet, bilgi paylaşımı, sosyal paylaşım ağları, ve sayamadığım bir çok teknoloji kaynakları olmasına rağmen bu kaynakları aslının dışında kullandığımızı görüyorum. Hayatımıza devam ederken bir şeylerden ders çıkarmak istiyorsak geride bıraktıklarımıza bakmalıyız. Hayat mı bize ayak uydurdu yoksa biz hayata mı ayak uydurduk. Hayatı boşuna geçirmektense kendimiz için bir şeyler yapmanın mutluluğunu yaşamalıyız. Hayat kazanmayı öğrendik ama yaşamayı öğrenemedik. Hayatımıza yılları kattık ama yıllara hayat katamadık.
Hep isteyip de bir gün yaparım diye ertelediğimiz ne varsa gerçekleştirmeyi denemeliyiz.
Her geçen gece ölüme bir gün daha yaklaştığını ve zamanın bir nehir, kendisinin bir sal olup da, o dursa da yolculuğun devam ettiğini anlamalı.
Bu içeriğe yorum yapan ilk siz olun!