banner238

banner228

banner220

banner245

banner246

banner247

banner326
18 Mayıs 2024 Cumartesi

Adaylığımı açıklayacağım Aziz Yıldırım iddialara noktayı koydu

Türkiye'nin Sola İhtiyacı Var

Bir dönem CIA'nın Türkiye şefliğini yürüten Graham Fuller, Türkiye'nin sola ihtiyacı olduğunu söyledi.

06 Nisan 2012 Cuma 23:32
Türkiye'nin Sola İhtiyacı Var
banner264
Türkiye'nin Sola İhtiyacı Var
Bir dönem CIA'nın Türkiye şefliğini yürüten Graham Fuller, Türkiye'nin sola ihtiyacı olduğunu söyledi.


ABD'nin bir dönem CIA Başkan Yardımcılığı’nı yürüten, Türkiye’de ise 1980 sonrası CIA İstasyon Şefi olarak görev yapan Graham Fuller, Türkiye üzerine çok tartışılacak analizler yaptı. Halen Kanada’da Vancouver’da Simon Fraser Üniversitesi’nde öğretim üyeliği yapan Fuller, Kuzey Irak’ta kurulacak muhtemel bir bağımsız Kürt devletinin Türkiye’ye entegre olacağını söyledi. Fuller, “Bu entegrasyonun başkenti ise Diyarbakır olur” dedi.

DAHA FAZLA İSLAMİ OLMAMALI

Türkiye sol hareketinin bir dönem hedefinde yer alan ve sol ideolojiye karşı sert tutumuyla bilinen Fuller, bu konuda da ilginç bir tespit yaptı: “Türkiye’nin kesinlikle daha İslami olmasını önermiyorum. Benim kişisel hissiyatım Türkiye’de daha çok sol hareket görmek isterdim. Çünkü bence en büyük ihtiyaç bu.”

KÜRTLER AYRILMAK İSTEMİYOR

Radikal gazetesine konuşan Fuller’in Kürt hareketinden sola, İslami hareketlerden AK Parti’ye son dönemdeki gelişmelere dair değerlendirmeleri:

Ben Türkiye’deki Kürtlerin Türkiye’den ayrılmak istediklerini düşünmüyorum. Türkiye’deki hayat çok iyi. Türkiye, şimdi dünyada yükselen en önemli ülkelerden biri. Kürtler neden bundan ayrılıp mesela Irak’a ya da Suriye’ye katılmak istesinler ki. Ekonomik kalkınma, Kürt kimliğinin tanınması, Kürt kültürünün ifadesi ve bir ölçüde bölge politikalarını belirleme kabiliyeti soruna çözümü sağlayacaktır. Detayların elbette çalışılması lazım.

Kuzey Irak’taki Kürtlerin durumu ise farklı. Elbette şu anda Bağdat hükümetine güvenmiyorlar. Ancak Kürtler bir bağımsızlık ilan ettiklerinde onları hangi ülke tanıyacak? O zaman bu türden bir hükümet (Kuzey Irak Kürt Yönetimi), Türkiye’ye katılmak isteyecektir. Bu durumda Türkiye çok çekici bir hale geliyor. Kürdistan’ın Türkiye ile işbirliğine hem politik hem ekonomik açıdan ihtiyacı var. Türkiye ve bölgenin entegre olmuş halinde ise Diyarbakır başkent olur.

Ben bütün hayatımı, dünya genelindeki Müslüman dünyasında Müslüman hareketlerini çalışmaya harcadım. Türkiye, Müslüman Kardeşler ve Arap dünyasından bahsettiğimde de bunu geniş bir perspektifte görüyorum. Türkiye’nin bu alandaki başarısından bahsettiğimde ise Türkiye’nin kesinlikle daha İslami olmasını, Türkiye’de daha çok İslamcı parti olmasını, İslam’ı politikaya daha çok katmasını önermiyorum. Müslüman ve İslami hareketler tüm İslam dünyasında çok güçlü. Toplumlara ciddi problemler oluşturuyorlar. Türkiye bu hareketleri politik sisteme entegre ederek bu sorunu başarıyla çözdü. Yeni seçimler gelir, nihayetinde AK Parti kaybeder, sonra tekrar normal bir parti çıkar. Bu en önemli başarı. Benim kişisel hissiyatım ise Türkiye’de daha çok sol hareket görmek isterdim. Çünkü bence en büyük ihtiyaç bu.

Gülen Cemaati ve AK Parti arasında bazı farklılıklar doğması şaşırtıcı değil. Ben Gülen Cemaati ve AK Parti’nin kendi içlerinde de tek ses olduğundan şüpheliyim. Türkiye’nin çok hızlı değiştiği, askeri etkinin dramatik bir şekilde zayıfladığı bir zamanda karışık iç problemlerle karşılaşılınca elbette birçok yeni açılım ortaya çıkıyor.

AK PARTİ ABD’YE KARŞI AÇIKSÖZLÜ
Şimdi AK Parti ve cemaatin üyeleri arasında başka alanlarda da anlaşmazlıklar göreceğimizi tahmin ediyorum. Kürt sorununun taktik olarak ele alınma şeklinden yargı açılımlarına, polis meselesine kadar. Ancak Gülen hareketi bir politik partiye dönüşmediği sürece bu görüşler bireylerden gelecek. Hükümet içindeki cemaat üyelerinden. Cemaatin kendisinden değil.

AK Parti, bazı politik konularda Washington ile anlaşmazlıkları ifade etmede daha cesur ve açıksözlü oldu. Türkiye bu açıdan bağımsız bir çizgide hareket etme eğiliminde. Ben de Türkiye’nin çıkarları açısından bunu sonuna kadar destekliyorum. Ama Gülen hareketi bu konuda çok daha dikkatli. Washington’ı harekete karşı düşman etmek istemiyorlar. Batı karşıtı görünmek istemiyorlar. Zaten Batı karşıtı da değiller ama öyle görünmek dahi istemiyorlar. Ayrıca İsrail karşıtı görünmekten de kaçınıyorlar. Fethullah Gülen de Mavi Marmara Olayı’nı eleştirmişti. Ben bu konuda onunla aynı fikirde değilim ama açıklaması o yöndeydi.

İster AK Parti olsun, ister CHP, ister Gülen hareketi, devletin tek bir grup tarafından kontrol edilmesi arzulanan bir durum olmaz elbette. Birçok farklı sesi temsil eden bir denge olmalı. Cemaat üyeleri de niye hükümetin parçası olmasın ki! Niye ordu, istihbarat, polis, ekonomi, neyse buralarda hükümetin kollarının bir parçası olmasın? Ben bunda bir problem görmüyorum. Onların da fikri var. AK Parti’nin de fikri var. CHP’nin de fikri var. MHP’nin de fikri var. Bunların hepsi hükümet içinde bir etki arayışında olacaktır.

Ben Gülen hareketi ve Müslüman Kardeşler arasında bir benzerlik olduğunu düşünmüyorum. Gülen hareketi, Sufi geleneğine uzanan Bediüzzaman’dan geliyor. Müslüman Kardeşler ise başlangıçta biraz radikal olan çok daha politik bir gelenekten geliyor. Gülen hareketi toplumu değiştirmekle ilgileniyor. Müslüman Kardeşler ise yasal düzeni değiştirmekle ilgileniyor.

AK Parti elbette öncesinde daha İslami bir gelenekten çıkıyor. Refah, Milli Görüş... Sanırım bu önceki hareketler de Müslüman Kardeşler’e daha çok benziyor. AK Parti’nin kendisi de yeni bir liderlikle dikkate değer şekilde evrildi. Ve popüler bir parti haline gelebilmek için halka yaklaşma ve spektrumunu genişletmede yeni bir formül buldu. İyi haber, Müslüman Kardeşler İslami düşünceyi politik sisteme olumlu sonuçlarla entegre eden Müslüman bir ülke olma konusunda Türkiye’yi son derece başarılı bir vaka olarak görüyor. Sadece dini alanda değil, ekonomik olarak ve diğer reform alanlarında da. Bu açıdan AK Parti gerçekten Müslüman Kardeşler ile ilişkili olmasa da, Müslüman Kardeşler, AK Parti hareketindeki birçok şeyi kendisi için başarması gereken unsurlar olarak görüyor.

TÜM GRUPLAR SİSTEME ENTEGRE OLUYOR
ABD dahil dünyadaki birçok ülkenin geleceği konusunda iyimser değilken ben Türkiye’nin geleceği için çok iyimserim. Gülen hareketi, Kürt hareketi... Türkiye’deki tüm hareketlerin sistemle entegrasyonu, Türkiye’nin gelecekteki istikrarı için esastır. İyimser olmamın sebebi de, bu entegrasyonun her geçen gün daha fazla gerçekleştiğini görmem. Bugün Türkiye’nin hiçbir yerinde geçmişe ve diğer ülkelere kıyasla radikal hareketlere rastlamıyorum.
 

Tabela - Neon Tabela - Beylikdüzü Tabela - Beylikdüzü Neon - Beylikdüzü Led - Beylikdüzü - Beylikdüzü Reklam - Beylikdüzü Matbaa -
BEYLİKDÜZÜ TABELA NEON

Bu habere yorum yapan ilk siz olun!

  • Ad Soyad:

  • Yorum:

  •  

    @name x

  • UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.
    HAVA DURUMU
    Görüntülemek istediğiniz ili seçiniz:
    banner230
    EN ÇOK YORUMLANANLAR
    BUGÜN
    BU HAFTA
    BU AY
    ARŞİV