HAYATLARIMIZA KİMLER KURŞUN SIKTI
Etten, kemikten oluşan insanları cisme (demire-taşa) çeviren şey kişinin içinde büyüttüğü canavardır.
İnsanın insana ettiği zulmün adı doyumsuzluktur.
Doymayı bilirsek eğer, çalmayı değil, bölüşmeyi öğreniriz.
Elimizdekilerle yetinmeyi bilirsek, hakkımıza razı olursak, başkaların hayatlarına kurşun sıkmayı değil, yaralarını sarmayı öğreniriz.
Oyuncağı elinden alınmış bir çocuğu değil, hayatı elinden alınmış bir çocuk düşünün.
Düşünün ki o çocuk yarınsız büyüyecek, hayatsız kalacak.
Bir Ayşe’yi düşünün töre cinayetine kurban gitmiş.
Bir Ali’yi düşünün yasak sevdası uğruna vurularak hayatını kaybetmiş.
Bir Fatma’yı düşünün tecavüze uğramış, bir daha gün yüzü görmemiş.
Bir umut’tu düşünün trafik canavarının sakat bırakarak hayatını kararttığını.
Bir Efe’yi düşünün beyaz ölümün kurbanı olmuş, gençliği solmuş…
Hayatta düşünülecek öyle çok haksız kayıplar yaşanıyor ki, can yakan, can acıtan…
Uçurtmasını uçurtmaya bile zaman vermediğimiz çocukların ahtı yükseliyor gökyüzüne doğru.
Öfkeleniyorum çocuklar ağlatıldığında.
Kötülüğün zırhını üstüne çekmişlerin karşısında durup, demirden duvarlar örmek istiyorum.
O masum çocukların gözlerinde akıtılan gözyaşlarıyla boğmak istiyorum tüm kötülükleri.
İçindeki kini canavara çevirerek yok etmeye, can almaya ömrünü harcayanların, benliği bir çürümüşlükten ibarettir…
Silahtan çıkan kurşundan farksızdır, fitnelik, fesatlık ve atılan iftira.
Günahsızlara yapılan haksızlıkların haklılığıyla yargılanacaktır kötülük edenler.
Adaletsizlik edenler adaletin ellerinde kurtulamayacaklar.
Yaz ortasında kışı giyinmiş yetimin hakkıyla yankılanacak yüreklerin sesi…
Etini lime lime koparırcasına sızlayan vicdan hesabıyla çalkalanacak insanlık.
Anne koynunda uykusunda canına kıyılan çocuk, gözlerinde akan kan deryası kıyametiyle yakacaktır tüm kötülükleri.
Akışına bırakılmış hayatların önünü kesenlerin cellâdı olur eşkıyalık.
Bizler ettiklerimizin kurbanı ederiz kendi kendimizi.
Yok, oluşluğumuzun sebebidir, ettiğimiz tüm haksızlıklarımız.
Her kayıp bir kazanç, her kazanç bir kayıptır aslında…
Önemli olan kayıplara sebep olmamak, kazançlara neden olabilmektir.
Tüm mesele durduğumuz yeri bilmektir…
Gölgemizin durduğu yerdeyiz.
Gölgemizi inkâr etiğimiz yerde kaybederiz kendimizi.
Bir hayatın yok oluşuna uzanmışsa ellerimiz, kirletiriz dokunduğumuz her yeri.
Yaşanacak hayatlarımızı yaşanamayacak hale getirenlerin karartıları gitmez üstümüzde.
Hayatlarımızı çalanların kimliksiz olduğunu bilirim.
Bilmediğim tek şey suçsuzların hayatlarına kast edenler, yok sayılması gerekirken, neden ırzına geçilmiş hayatların yok sayıldığıdır!
Bu içeriğe yorum yapan ilk siz olun!