Seçmene kızma hakkımız yok. Düşünün; onsekiz yaş ve üzeri herkesin memleketi hakkında söz söyleme hakkı var. Bu haklarının da komşusunun düşünceleriyle aynı olması gibi bir lüksü yok.Başımıza gelen iktidarlar belli bir çoğunluğun fikir ortaklığıyla denk. Bu yüzdendir ki birbirimizle suçlaşma ve kavga etme gibi saçmalıklarımız, bizleri yıpratacaktır. Tabi ki seçim öncesi doğal karşılanmalıdır bu sataşma alametleri. Çünkü siyasi reklamlar, siyasi fitneler halkımızın psikolojisini bozuyor, kitap okuma alışkanlığımızın olmaması bu yüzden doğan kelime dağarcığımızın darlığı bunu takip eden kendimizi anlatamama durumu, kalp kırmalara, sataşmalara ve şiddete dönüşüyor ve fakat oyu kullandıktan hemen sonra bu sözel ve şiddetsel saldırılarımıza ara vermek zorundayız.
Bir ülkenin belli bir kısmını a parti, belli bir kısmını b ve diğer kısımları c partiler temsil ediyorsa bunun sorumlusu müntahip değil, partilerdir. Eğer sağ partili bir vatandaşımız bu seçimlerde sola veya solcu sağa oyuyla yanaşamıyorsa bunda seçmenin ne gibi bir suçu olabilir? eğer bir parti dini özgürlüklere zulm ettiyse, diğer parti dünyevi özgürlüklere zulm ettiyse tabi ki sorumluluk ve suç partidedir. Seçmenin ise tek suçu o partilerin vaatlerine kanarken salt kendilerini düşünmeleri, empati yerine sempati ve zanlık yolula taraftarlık yapmalarıdır.
Kitap okuma, kendimizi geliştirme, üretkenlik ve hoşgörü konusunda çoğu beğenmediğimiz ülkelerden geri kaldığımızın ve bu konuda birbirimizle uğraşmak yerine sürekli okumak, kendimizi geliştirmek yeterli olduğumuzda artık yıkıcı değil onarıcı, üretken ve bu üçünü yaparken ortak paydalarında hoşgörülü olma zamanının geldiğini düşünüyorum..
Bu yüzden, birbirimizi suçlamayı bırakmalı, birbirimize destek olmalı, yaşam tarzlarımıza tahammul etmeli, artık büyük bir birlik olmamız.. Suçlama ihtiyacı duyduğumuz zamanlarda komşumuzu kendi partimize çekemeyen parti ve liderlerini suçlamamız gerekiyor..
Bu içeriğe yorum yapan ilk siz olun!