banner238

banner228

banner220

banner245

banner246

banner247

banner319
04 Ekim 2025 Cumartesi

Kız kıza deniz keyfi

İnsan Hakları Haftası

14 Aralık 2011, 20:27
İnsan Hakları Haftası
Engin AŞCI

İnsan Hakları Haftası

 

Yaşadığımız Dünyada çevreyi değiştirebilme gücü ve diğer canlılara karşı hakimiyetiyle insanoğlu en güçlü varlık konumundadır. İnsanlık bu hakimiyeti kurabilmek için çevreye ve diğer canlılara karşı zaman zaman çok acımasız olmuştur. Bu acımasızlığı sadece çevreye ve diğer canlılara karşı değil çoğu zaman kendi türüne karşı kullanmakta da hiç çekinmemiştir.

 

İnsanlık Tarihi geçmişten günümüze katliam, işkence, ayrımcılık gibi birçok haksızlık örnekleriyle doludur. İnsanlar çiftçiliği öğrenip, yerleşik hayata geçip İlk şehir devletleri kurduklarından beri her zaman gücü, iktidarı belli kişi ve gurupların ellerinde tutmuştur. Bu kişi ve guruplar gücü istedikleri şekilde kullanmaktaydılar. Bir kişinin hayatı gücü elinde bulunduran kişinin iki dudağı arasındaydı.

 

Bu çağlarda İmtiyazlıların hesap vermemesi düşünülemezdi.


Kölelik birçok toplumda gayet sıradan bir olay olup oldukça yaygındı. Kısacası güçlü olanın zayıfı ezdiği, büyük balığın küçük balığı yuttuğu dengesiz bir terazi küfesi gibiydi.

 

Böyle bir düzen belki doğanın kanunu olabilirdi ama insanlığın kanunu olmamalıydı.

 

Bu durumun değişmesinde ilk tarihi adım İngiltere kralının sonsuz yetkilerini sınırlayan 1215 tarihli Magna Carta (Büyük Sözleşme) belgesidir. Bu sözleşmedeki “Özgür hiç kimse kendi benzerleri tarafından ülke kanunlarına göre yasal bir şekilde muhakeme edilip hüküm giymeden tutuklanmayacak, hapsedilmeyecek, mal ve mülkünden yoksun bırakılmayacak, kanun dışı ilan edilmeyecek, sürgün edilmeyecek veya hangi şekilde olursa olsun zarara uğratılmayacaktır” maddesiyle modern hukuk sisteminin ve insan haklarının temeli atılmıştır. Bu belgeyle artık mahkeme kararı olmadan kralın bir emriyle kimse infaz edilemeyecekti. Hukuk kralın arzu ve isteklerinden daha üstün kılınmıştır. Bu anlaşmadan sonra bu konuda 1689 tarihli İngiliz Yurttaş Hakları Beyannamesi'ne kadar üzün bir süre sessizlik yaşanmıştır. 1689 da İngiltere İngiliz Yurttaş Hakları Beyannamesi, 1776'da ABD'de Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi ve Fransız ihtilaliyle birlikte 1948'e kadar Dünyanın birçok yerinde bu konuda çeşitli düzenlemeler yapılmıştır.

 

2. Dünya savaşının sone ermesi ve ardından Birleşmiş milletlerin kurulmasıyla birlikte Haziran 1948 yılında İnsan Hakları Evrensel Bildirisi hazırlanmış, 10 Aralık 1948 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda kabul edilmiştir.

 

Her yıl bildirgenin kabulünün yıldönümü olan 10 Aralık ile başlayan hafta Birleşmiş Milletlere üye ülkelerde İnsan Hakları Haftası olarak kutlanır.


İnsan Hakları Evrensel Bildirisi’nin içeriğinde; yaşama, özgürlük ve kişi güvenliği gibi haklarla birlikte, keyfi tutuklama, hapis ve sürgünden korunma, bağımsız ve tarafsız mahkemelerde adil ve kamuya açık olarak yargılanma hakkı ile düşünce, vicdan, din, toplanma ve örgütlenme özgürlükleri bulunur.

 

İnsan Hakları Evrensel Bildirisinde imzası olan birçok ülkede insanların yaşam haklarından tutun özgürlüklerine kadar birçok madde ihlal edilebilmektedir. İhlal edilmekle kalmayıp bazı ülkelerin resmi ideolojileri bile insan hakları ihlallerine dayandırılmıştır. Örneğin 1990'lı yılların başlarına kadar Güney Afrika’da ırk ayrımı resmi ideolojiydi. Bunun yanında maalesef bugün bile yaşam hakkı gibi birçok hak yönetimlerce çok rahat ihlal edilebilmektedir. Bu noktada İnsan Hakları Evrensel Bildirisinin bir işe yaramadığı düşünülebilir. Tabiî ki İnsan Hakları Evrensel Bildirisi insanlığın acılarına, hak ihlallerine biranda son veremez. Böyle bir beklenti içerisinde olmak çok abartılı olur, ancak böyle bir bildiri metnin olması ve nerdeyse tüm Dünya ülkelerince imzalanması bile insanlık tarihi açısında bir dönüm noktası olduğunu da kabul etmek gerekir.


Toplumların işleyen kuralların değişmesi yıllar hatta yüzyıllar alabiliyor. Tıpkı 1776'da ABD'de Amerikan Bağımsızlık Bildirgesindeki "Bütün insanların eşit yaratıldıklarına;
yaratıcıları tarafından onlara hayat, özgürlük ve mutluluğu arama hakkı gibi geri alınamaz bazı haklar verildiğine inanıyoruz". Cümlesinden sonra bile Amerika da köleliğin onlarca yıl devam etmesi gibi.

 

Bugün İnsan Hakları bazı Toplumların önceliği olmasa bile gün gelecek önceliği olmak zorunda olacaktır. Çünkü tarih bize akıntıya karşı yüzülmeyeceğini birçok kez göstermiştir.



Dünyamızda birçok haksızlık hak ihlali olsa bile dünyamız düne göre daha adil olacaktır. Geçmişte bir hükümdarın sözünün yasa olmasını bugün nasıl garip karşılıyorsak, günümüzdeki insan hakları ihlallerini bizden sonraki kuşaklar öyle garip karşılayacaklardır. Hatta geçmişte bazı hakları ihlallerini yapanlar günümüzde bunu açıklamakta büyük zorluklar çekmektedirler.

beylikdüzü - beylikdüzü keman - beylikdüzü piyano - beylikdüzü bale - beylikdüzü müzik merkezi - modern sanatlar akademisi - beylikdüzü sanat
BEYLİKDÜZÜ müzik

Bu içeriğe yorum yapan ilk siz olun!

  • Ad Soyad:

  • Yorum:

  •  

    @name x

  • UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.
    HAVA DURUMU
    Görüntülemek istediğiniz ili seçiniz:
    EN ÇOK OKUNANLAR
    BUGÜN
    BU HAFTA
    BU AY
    banner251
    EN ÇOK YORUMLANANLAR
    BUGÜN
    BU HAFTA
    BU AY
    ARŞİV