KENDİMİZİ EN İYİ BİZ ANLARIZ
Yitirilen sevgi ve saygının yeniden yeşermesi dileklerimle tüm okurların kurban bayramını kutlar, tüm gönüllerde rengârenk çiçekler açmasını ümit ederim…
Hayatımıza kim girerse girsin, bize ne kadar yakın olursa olsun kendimize en yakın kişi yine kendimiz oluruz.
Hayatın içinden hayatlar vardır.
Kimine mutluluğun kapıları, kimisine de acıların kapıları açılır.
Hayatı boyunca dayak yiyen birini hiç dayak yemeyen biri anlayamaz.
Aşkı hiç yaşamamış birinin aşkı anlatması beklenemez.
Çizdiğimiz yolun sonun uçuruma çıktığını anladığımızda o uçurumdan aşağıya kendimizi bırakmaktan başka seçeneğimizin olmadığını anlarız.
Öfkesini durduramayan önüne geleni kırıp geçirirken en büyük zararı kendisinin aldığını, etrafında tek bir kimsenin kalmadığı zaman anlar.
Nefreti büyüten kimseler yitip giderler.
Yalana başvuranların zafiyeti gün geçtikçe kişiyi doğrudan uzaklaştırır kötülüğün kölesi yapar.
Esir düşmüş bir benliğin belirsizliği çaresizliğin en dibine sürükler kişiyi.
Haklılık vicdanın sağladığı adaletten geçer.
Kendimizi anladığımız vakit yeni doğmuş bir bebek gibi yeniden öğreniriz hayatı.
Masumiyet; dört bir yandan zırhlanmış bir korunmanın en güçlü yoludur.
Masumiyetini yitirenlerin çirkin bir yüzle tanışması olağandır.
Gözümüzdeki perde kalktığında hayatı çırılçıplak görmeye başlarız.
Biz insanlar yapılan kötülüklerle her gün biraz daha kirletiriz dünyayı…
Çürümüş bir çiçek gibidir mutsuz geçen hayatlar, ne kadar su verirseniz verin can gelmez canına. Öleceğini bile bile ne kadar kişi mutlu yaşayabilir ki…
İnsan güçlü olmak zorundadır.
Eğer kendinizi bırakırsanız; beyniniz, bedeniniz, duygularınız, ruhunuz yara alır ve hasta olur.
İnsan insana muhtaçtır. Tek başına geçirilen bir hayat anlamsızdır.
Paylaşımlarla büyür değerler.
Değerlerimizi koruduğumuz müddetçe geçmişimizle iç içe kalabiliriz.
Tıpkı bir doktorun ellerine düşmeden sağlığımızın kıymetini anlayamadığımız gibi, değerlerimizi kaybetmeden kıymetini anlayalım.
Yaşadığımız acılarla olgunlaşırız…
Tam anlamıyla hayatı kavradığımız zaman vakit daralır, ikinci yolculuk için biletler kesilir.
Bize ayrılan sürenin bittiğini anladığımızda, kurulan saatlerin aldatmacadan ibaret olduğunu düşünürüz. Tüm yaşamımız boyunca elimize verilen tek şey bir gidiş bileti oluyor.
Uğruna çabaladıklarımız, yaşama sebeplerimiz ve sevdiklerimiz hiç biri gittiğimiz yolda bizimle olmayacaklar. Önemli olan tek şey etrafımızdakilere olan faydamız ve iyiliklerimizdir. Can yakmamış olmamız adaletimizin savunucusu olur.
Huzura erebilmek için, vicdanımızın sızlamaması için kendi mahkememizi yapmamız gerekiyor. Yüzümüzdeki maskeleri indirdiğimizde kendimizi tanımamız gerekiyor, eğer kendimizi tanımıyorsak arayışa girmemizin hiçbir faydası yoktur. Çünkü ölünün kendisine bir faydası olamaz…
İnsan en çok yaşarken kendisine kötülük yapar.
Yaşadığımız her şey iyi, kötü yolumuza er ya da geç çıkacaktır.
Hayat yaşadığımız anlardan ibarettir, anlarımızı ne kadar güzel yaşarsak o kadar çok mutlu oluruz. Mutluluk başkalarının mutsuzluğu değil, başkalarının mutluluğunu paylaşmaktır.
Hayat kavgamızı verirken, insan olduğumuzun gerçeğini unutmamamız gerekiyor.
Bu içeriğe yorum yapan ilk siz olun!