Ne olursa olsun olup bitenlerden mutlu muyuz?
Kendi tarihimizle isteyerek mi yoksa zorla mı yüzleşiyoruz?
PKK'nın eylemli kalkışması olmasaydı "Kürt Realitesi" ve bunun içeriğindeki tarihi yanılgılarımız, böylesine ağırlıklı biçimde gündemimize girer miydi?
ASALA teröristleri diplomatlarımızı suikastlarına hedef kılmasalardı... Ermeni diyasporası global ölçekte Türk siyasetini ve diplomasisini baskı altına almasaydı...
Acaba 1915'te olanları "Tehcir mi-Soykırım mı" yelpazesinde bizler de Türkiye'de tartışır mıydık?
Garip bir umursamazlığımız veya halimizden mutlu olmak gibi bir toplumsal ruh halimiz yok mu?
Osmanlı orduları sürekli yenilgiler yaşamasalardı Avrupa ülkelerinin gerçekleştirdiği reformlara ilgi duyar mıydık?
1492'de "Engizisyon"dan kaçan Yahudilere kucak açabilecek kadar insan hakları konusunda öncü olan Osmanlı, "Vatandaşlık" kavramını kabul etmek için Tanzimat'a kadar neden bekledi acaba?
Kolayca kabulleniyoruz
27 Mayıs 1960 darbesi başbakanların, bakanların idam edilmeleri ile geride kaldıktan sonra 12 Eylül 1980 darbesine kadar "Resmi Bayram" olarak kutlanmadı mı?
YAZININ DEVAMI BUGÜNKÜ SABAH GAZETESİ'NDE...
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir, teşekkür ederiz.
Bu içeriğe yorum yapan ilk siz olun!