PENCERESİ KAPATILAN BİR TOPLUMUN BİREYİ OLMAK!
Bazen kulaklarımızı tıkıyoruz başkaların yaşadığı acılara ve zorluklara.
Ta ki o acılar, zorluklar bize değinceye kadar.
İşte o zaman bu bir toplumsal sorun haline geliyor. Yaralarımızı iyileştirmek için el birliği ile hakkımızı aramak adına yapılması gereken her yolda hep beraber yürüdüğümüz bir millet haline gelebilmeyi umuyorum!!!
***
Toplumda bırakın bir bütün olmayı, bir birey olmayı bile başaramıyoruz. Ne zaman doğruluğun verdiği öz güvenle bir yaşam sürdürmeye yol aldıysak, toplumsal bir baskı nedeniyle yanlışların içinde buluyoruz kendimizi.
***
Doğruluğa giderken önümüzde duran çıkmazların karşısında acizce boyun bükmenin çaresizliği içerisinde bocalarken, bir kapı açılır ve bizi içine alır.
Erdemlik gösterip el uzatan asıl çıkmazın içine sürükleyen kişi olduğunu ancak kölesi olduğumuz gerçeğiyle karşılaştığımızda anlarız.
***
Soldurulan bir bahçe de verimlilik bekleyip, çiçeklerin amcasını istemek ne kadar doğru olur bilinmez ama solan çiçeklerin hiçbir fayda sağlamayacağını kesin bir dille söylemek mümkün…
***
Önü kesilen bir derenin içine çöp atmak ve oranın çok temiz koktuğuna insanları inandırmakta adaletsizliğin bir diğer örneği olup karşımıza çıkabiliyor.
Bunun doğru olmadığını bildiği halde doğruluğuna kendisini inandıranlar toplumun kapatılan penceresi ardında bakanlardır. İnanmayanlarda bu gerçeğin mücadelesiyle toplumun karşı geldiği mücadele edenleridir.
***
Toplumsal sorunlarımızı bir bütün olarak ele aldığımızda, ortaya hiçte iç açıcı bir tablo çıkmıyor.
Töre cinayetleri, Aile içi şiddet ve sözlü şiddet, Terör, Kadına yönelik şiddet, özel insana (engelliye) olan bakış açısı, siyasi görüş çatışması, eğitim terörü, gıda terörü, teknolojinin amacını aşması ve insanların önyargıları.
***
Bu sorunlar temel sorunlardır. Geçmişten geleceğe uzanan çözülemeyen temel yaralarımızdır.
Endişe edilen bu gibi sorunların katmer katmer artıp hayatın her alanında karşımıza çıkması acı bir durum teşkil etmektedir. Çözüm getirilemeyen temel sorunların kaynağı yine insanların önüne geçilemeyen hırslarıdır.
***
Hayat kavgasını verdiğimiz şu üç günlük dünyada paylaşabileceğimiz onca sayısız nimet varken, o sayısız nimetin inkâr çabası içerisine girip insan kavgasına çevirebiliyoruz el birliğiyle tüm güzellikleri...
***
Ezelden ebede ne varsa bizi biz yapan ve hayata dair tüm güzellikleri toplum içi karışıklılığı çözüp, berrak bir düşünce, aydın bir toplum ve bütünlük temennisinde bulunuyorum.
Vuran, kıran, can alan, zarar veren, işkence eden bu çirkin ve kirli düzeni bozup, hayatı yaşanır hale getirerek bir ressamın resminde görülen tüm renklerin canlılığı ile ana temasında sevgiyi işlemek gerek yaşadığımız hayatı.
Bu içeriğe yorum yapan ilk siz olun!