banner238

banner228

banner220

banner245

banner246

banner247

banner287
18 Ağustos 2025 Pazartesi

Kız kıza deniz keyfi

HÜKÜMET YÜKSEK YARGIYI ELE GEÇİRİYOR

DSP GENEL SEKRETERİ VE DENİZLİ MİLLETVEKİLİ HASAN ERÇELEBİ, TBMM’DE BASIN TOPLANTISI DÜZENLEDİ:

12 Şubat 2011 Cumartesi 01:51
HÜKÜMET YÜKSEK YARGIYI ELE GEÇİRİYOR
banner304

HÜKÜMET YÜKSEK YARGIYI ELE GEÇİRİYOR
DSP GENEL SEKRETERİ VE DENİZLİ MİLLETVEKİLİ HASAN ERÇELEBİ, TBMM’DE BASIN TOPLANTISI DÜZENLEDİ:


“HÜKÜMET YÜKSEK YARGIYI ELE GEÇİRİYOR, GELİN ANAYASA MAHKEMESİ’NE GİDELİM”

**DSP Genel Sekreteri ve Denizli Milletvekili Hasan Erçelebi, Yargıtay ile Danıştay’da daire ve üye sayısını artıran 20 maddelik tasarının, TBMM’den ‘temel yasa’ olarak geçirildiğini, bakanların imzalarının bile koşar adım toplandığını belirterek “20 maddelik temel yasa olur mu? Hükümet bu yasa ile yüksek yargıyı anayasaya aykırı olarak ele geçiriyor. Bu gidişi durdurmak için tüm muhalefet partilerine sesleniyorum; Gelin bu yasanın iptal edilmesi için hep beraber Anayasa Mahkemesi’ne gidelim” dedi.

ANKARA- DSP Genel Sekreteri ve Denizli Milletvekili Hasan Erçelebi, Hükümet’in Meclis’ten aceleyle geçirdiği, Yargıtay ve Danıştay’da daire ve üye sayısını artıran yasanın iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvurulması gerektiğini söyledi ve “Hükümet yargıyı Anayasa’ya aykırı olarak ele geçiriyor” dedi.

         Erçelebi, TBMM’de DSP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Hasan Macit’le birlikte, son siyasi gelişmelerle ilgili basın toplantısı düzenledi. TBMM Genel Kurulu’nda aceleyle geçirilen Yargıtay ile Danıştay’da daire ve üye sayısını artıran düzenleme hakkında değerlendirmelerde bulunan Erçelebi, “Dün gece Meclis’te kabul edilen Yargıtay ve Danıştay'ın daire, üye sayısını artıran tasarı ile ülkemiz yargı alanında yeni bir evreye giriyor. İktidara geldiği 2002 yılından beri adaletin hızlanması adına hiçbir adım atmayan Hükümet, şimdi ‘yargı reformu’ ve ‘adaletin hızlandırılması’ perdesi altında hedefini gerçekleştiriyor. Yakın dönemde Hükümet’e bağımlı bir yüksek yargı sisteminin oluşmasına tanık olacağız” dedi.

BİR TASARIDA 6 AYRI İMZA SİRKÜSÜ VAR

Söz konusu yasanın TBMM’den ‘Temel Yasa’ olarak geçirildiğine dikkat çeken Erçelebi, “Bu yasa kaşla göz arasında TBMM’den temel yasa olarak geçirilmiştir. 20 maddelik bir yasa temel yasa olur mu? Bu nasıl bir anlayış? Muhalefet konuşmasın diye 20 maddelik yasayı ‘temel yasa’ olarak Meclis’ten geçirdiler. Hükümet’in bu konudaki heyecanı bakanların imzalarının bile birçok elden koşar adım toplandığını göstermektedir” diye konuştu.

         GELİN ANAYASA MAHKEMESİ’NE GİDELİM

Erçelebi, bakanların imzalarının 6 ayrı elden toplandığına dikkat çekti ve tasarı metninde yer alan 6 ayrı imza sirküsünü basın mensuplarına göstererek şunları söyledi:

“Bu acele niye? Hükümet bu yasa ile yıllardır hayalini kurduğu düzeni gerçeğe dönüştürüyor. Yüksek yargıyı Anayasa’ya aykırı olarak ele geçiriyor.Bu gidişi durdurmak için buradan tüm muhalefet partilerine sesleniyorum; Gelin bu yasanın iptal edilmesi için hep beraber Anayasa Mahkemesi’ne gidelim ve bu yasanın zararlarını halkımıza hep beraber anlatalım.”

         FACİALAR KAYIRMACI YÖNETİM ANLAYIŞININ SONUCUDUR

         AKP Hükümeti’nin 9 yıldır Türkiye’yi içeride ve dışarıda zora soktuğunu, çözülemeyen sorunların her geçen gün büyüdüğünü belirten Erçelebi, sözlerini şöyle sürdürdü:

“AKP Hükümeti’nin 9 yıldır yaptığı tahribat, her alanda kendini göstermeye başladı. OSTİM’deki facialar 20 emekçimizin canını aldı. Kahramanmaraş'ta kömür işletme sahasında meydana gelen göçükte 1 kişi öldü, 10 kişi yaralandı. Antalya’daki patlamada 2 kişi hayatını kaybetti. Diyarbakır’daki patlamada da 15 kişi yaralandı. Hükümet, yaşanan bu faciaların ardından, önlem olarak çağdışı yöntemlere başvuruyor. Yaşamını yitiren yurttaşlarımızın yakınlarına verilmesi düşünülen evler, gerekli olmakla birlikte asla işin çözümü olamaz. Vaat edilen evler giden canları geri getirmeyecektir.Önemli olan, çalışma şartlarının iyileştirilmesi ve bu tür iş kazalarının önüne geçecek tedbirlerin alınmasıdır.Arda arda yaşanan bu acı olaylar bir tesadüf değildir ve ülkemizin denetimden uzak, kayırmacı yönetim anlayışının bir sonucudur. Hükümet bunu kavrayacak zihniyette değildir. Biliyoruz ki tıpkı Zonguldak’taki maden faciasında olduğu gibi bunları da bir ‘kaza’ ve ‘kader’ diye niteleyip işin içinden sıyrılacaktır. Hükümet, işçi sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili yasal değişiklikleri acilen yapmalıdır.”

         HÜKÜMET EMEKÇİLERİN TEPKİLERİNDEN Mİ ÇEKİNİYOR?

         Erçelebi, Hükümet’in son iki haftadır görüşmekte olduğu Torba Yasası’nı herhangi bir açıklama yapmadan Meclis’te görüşmemeye karar verdiğine de dikkat çektiği konuşmasında, “Tasarı geri mi çekildi, yoksa görüşmelerine ara mı verildi, belli değil. Bu uygulama, AKP’nin Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni, Hükümet’in elinde bir yap- boza dönüştürdüğünün göstergesidir. Hükümet canhıraş bir şekilde çıkarmaya çalıştığı tasarıyı neden geri çekmiştir yada ara vermiştir? Emekçilerin tepkilerinden mi çekiniyor? Başbakan’ı sokakların, meydanların korkusu mu sardı?” diye konuştu.

“Başbakan Hüsnü Mübarek’e akıl vereceğine önce kendi aklını başına toplamlıdır” diyen Erçelebi, bu yasayla ilgili olarak sendikaların, meslek örgütlerinin görüşlerinin alınması gerektiğini söyledi. Erçelebi, tasarı yeniden ele alınırsa, emekçilerin hak kaybına yol açan maddelerden arındırılması gerektiğini belirtti.

         İKİ YÜZLÜ SİYASET YAPILIYOR

         Faili meçhul cinayetler konusunda yaşananları da gündeme getiren Erçelebi, şunları söyledi:

“Başbakan, faili meçhul cinayetleri sömürmeye devam ediyor. Mecliste Faili meçhul cinayetlerin araştırılması yönünde verilen önergeleri reddettiren Başbakan, sıra türbinlerde gösteri yapmaya geldiğinde, bakanlarına gözyaşı döktürtmektedir. Aynı ikiyüzlü siyaset, Hrant Dink cinayetiyle ilgili olarak da yaşanıyor. Kamuoyu önünde her türlü önlemi alıyormuş gibi görünen Hükümet, iş adım atmaya geldiğinde geri geri gitmektedir. İhmali olan kamu görevlilerinin yargı sürecine dahil edilmesinin önündeki engelin bizzat Hükümet olduğu, son gelişmelerle net olarak ortaya çıkmıştır. İçişleri Bakanı, ihmali olan kamu görevlilerinin yargılanmasıyla ilgili olarak, bilgi kirliliğinden söz ediyor. Sayın Bakan, ‘Şu anda idare olarak bize gelen herhangi bir konu yok’ diyerek tam bir kirlilik örneği sergilerken savcılığı da baskı altına almaktadır. Bu tavırlar, davanın ilerlemesini engelleme ve üstünü örtme gayretleridir. Bu gayretler halkın adalet duygusunu zedelemektedir.”

BAŞBAKAN SOYDAŞLARIMIZDAN ÖZÜR DİLEMELİDİR

Erçelebi, Hükümet’in iç politikadaki tahribatlarını dış politikada da sürdürdüğünü dile getirdi ve “Başbakan’ın, KKTC’de yapılan gösteriyle ilgili olarak kullandığı sözler tam bir skandaldır, akıl tutulmasıdır. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’nın Kıbrıslı soydaşlarımız için ‘besleme’ tabirini kullanması, talihsizliktir mutlaka ve düzeltilmelidir. Soydaşlarımız yeni bir mitinge hazırlanıyor, Başbakan o mitinge gidip özür dilemelidir” dedi.

KKTC’ye yapılan yardımların, ulusal bir politikanın gereği olarak devlet kaynaklarından aktarıldığına vurgu yapan Erçelebi, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Başbakan’ın diplomatik kuralları yıkarak KKTC Cumhurbaşkanı veya Başbakanı’nı yok sayarak, 2. Cumhurbaşkanı ile görüşmesi, KKTC'nin meşruiyetini zedeleyici bir tavırdır ve iç politikasına da açık bir müdahaledir. Türkiye, KKTC’yi bağımsız ve demokratik bir ülke olarak kabul etmektedir. Demokrasi ve bağımsızlık gibi kavramlara yabancı olanlar, dış politikada bu değerlere çarpmakta ve ülkemizi sıkıntıya sokmaktadır. Hem ‘Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ diyeceksiniz. Orada bağımsız bir devletin bulunduğunu uluslararası platformlarda savunacaksınız, hem de bu tür tavırlar sergileyeceksiniz. Böyle bir çelişkiyi yaratmak ancak AKP zihniyeti ile mümkün olabilir. Kıbrıs halkı Türkiye’ye yürekten bağlıdır ve oradan Hükümet’e, ‘Ne Rumcuyuz ne de besleme’ mesajı yollamaktadır. Ortaya çıkan tepkiler, bizzat Başbakan’ın hatalarından kaynaklanıyor.”

SANKİ KKTC’YE CEBİNDEN PARA GÖNDERİYOR

Erçelebi, Başbakan’ın tutumunun, bakanları tarafından aynen sürdürüldüğünü söyledi ve “Başbakan’ın bu patavatsızlığı, bakanlarına da fazlasıyla yansımaktadır. Başbakan Yardımcısı, ‘Cuma günü Türkiye’ye sövenler, pazartesi günü bizim gönderdiğimiz parayla maaşlarını aldılar’ dedi. Sanki cebinden gönderiyor. Soydaşlarımızı kastederek, ‘Güneydekiler’e benziyorlar’ dedi. Geçen 35 yıllık süre içerisinde Türkiye'nin hiçbir bakan veya Başbakan bu türden sözleri dile getirmemiştir” dedi.

KKTC’ye yapılan  yardımların AKP döneminde azaltıldığını da kaydeden Erçelebi, “Şu bilinmelidir ki Genel Merkezi önünde KKTC bayrağı dalgalandıran DSP, Kıbrıs’tan da Kıbrıs Davası’ndan da hiçbir zaman vazgeçmeyecektir! Bülent Ecevit’in çözdüğü Kıbrıs sorunu yine Ecevit’in yolundan yürüyen DSP tarafından çözülecektir” sözleriyle konuşmasını tamamladı.

web tasarım - grafik tasarım - web yazılım - seo - seo yazılım - web reklam - web yazılımcı- web tasarımcı -
Æ SEO YAZILIM

Bu habere yorum yapan ilk siz olun!

  • Ad Soyad:

  • Yorum:

  •  

    @name x

  • UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.
    HAVA DURUMU
    Görüntülemek istediğiniz ili seçiniz:
    banner251
    EN ÇOK YORUMLANANLAR
    BUGÜN
    BU HAFTA
    BU AY
    ARŞİV