SÖYLEYEMEDİKLERİMİZ
Hani bazen kelimeler boğazında düğümlenir, bağırarak haykırmak istersin, tam dilinin ucuna gelir ama hep yutkunursun. Ertelersin, şimdi sırası değil diye. Oysa ki içinde fırtınalar kopar. Kimse farkına varmaz, varamaz taşıdığın kırgınlıkların ve kırıklıkların altında ezilip yok olduğunun. Kimseler görmez dimdik duran bedenin sahtelikten ibaret olduğunu.
Boğazım düğüm düğüm, sessizliğe hapsettiğin kalbin çığlık atmak ister. Her şeye rağmen güçlü olmak, güçlü görünmeye çalışmak, kendimize karşı yaptığımız büyük haksızlık değil mi?
İşte, hayatta yapmak istediklerimizi ertelemekle geçmiyor mu? Sanki ertesi varmış gibi… Hep başkalarının yönlendirmesine göre yaşamadık mı? Kendi kararlarımız gibi görünse de, aslında onların isteklerini uyduk. Başka hayallerin kurbanı olduk. Ve en kötüsü de senin olmayan hayallere sahiplenmen oldu.
Yutkunup da söylüyemediklerimizin kurbanı olduk. Ya ertelediklerimizin zamanını bilen var mı? Peki. Sonralar geldi mi? Hiç. Yarın dediklerimiz bu kadar yakınken neden hiç yarınlar olmadı….
Hayatı ve hayallerimizi artık ertelemiyelim. Bugünü yarın olmuyacakmış gibi yaşıyalım. Hayatını başkalarının söylemleriyle yaşama.
KENDİ YANLIŞINLA DOĞRUYA ULAŞ Kİ DOĞRULARININ KIYMETİNİ ARTTIRIRKEN YANLIŞLARIN YOL GÖSTERSİN.
Bu içeriğe yorum yapan ilk siz olun!